Ve ben de translate Portuguese
32,090 parallel translation
Listeyi tamamla ve ben de sana Bonnie Bennett'i getireyim.
Terminas a lista, e eu entrego-te a Bonnie Bennett.
Sonra Lizzie üç kurabiye yedi ve ben de sadece iki tane yedim.
Depois, a Lizzie comeu três bolachas, e eu só comi duas.
Kokain için dava aç ve ben de bu işi kabul etmem için bana şantaj yaptığını açığa çıkarayım.
Apresenta queixa pela posse de cocaína, e eu revelo que me chantageaste para eu aceitar este trabalho.
Ve ben de hangi maskeyi takarsam takayım Tony Stark'ın saygısını hiçbir zaman kazanamayacak olan Tamirci'yim.
E eu sou o Armador. Nunca terei o respeito do Stark. Independentemente da máscara que use.
Ve ben de katılıyorum.
E tenho que concordar.
Ve ben de sana, benim patronumu tanıştırmak istiyorum. Başpapaz.
E gostava de te apresentar ao "meu" patrão, o Patriarca.
Ve ben de gerçekten iyi bir gazeteciyim.
E eu sou uma jornalista muito boa.
Woijchik ölecek ve ben de onun ölmesinden zevk duyacağım.
O Woijchik vai morrer e eu vou ter o prazer de o matar.
Ben çocukken, doğum günümde bir metal detektörü gelmişti ve ben de denemek için evdeki eski tüplü televizyona tutmuştum.
Quando era criança, ganhei um detector de metal, e testei-o colocando-o na nossa TV antiga.
Ve ben de seni korudum ; haklı olduğundan değil seni önemsediğim ve bir şeyler hissettiğin bir kadını kaybetmenin nasıl can yaktığını bildiğim için.
E eu defendi-te, não porque tu tenhas razão, mas porque me importo contigo, e sei o quanto dói perder a mulher que amas.
Zaten ben de Wyatt an Ashlynn hakkında değil, birliktelik, bağlılık sadık olmak gibi ve dürüstlük gibi
Não estou a falar do Wyatt e da Ashlynn. Estou a falar de parceria, de compromisso, de lealdade, de honestidade, e de todas as coisas que o Stefan me roubou.
En iyi yaptığın işi yap ve beni yalnız bırak, ben de arkadaşıma odaklanabileyim.
Então faz o que fazes melhor e foge daqui para eu poder concentrar-me na minha amiga.
Ölü nişanlına saygısızlık etmek istemem ama benim hala canlı olan sevgilim büyük bir sorunla boğuşuyor ve ben ise onu bu durumdan kurtarmak için vampir güçlerimi kullanarak bilinçaltında bir boşluk arayacağım ve eğer başarısız olursam ne yazık ki ölümüme kadar kurtulamyacağım bir işaretim olacak.
Bem, com todo o respeito à tua namorada morta, mas a minha namorada ainda viva está por um fio. E eu estou prestes a usar os meus poderes de vampiro para tentar encontrar uma falha no subconsciente dela, sabendo perfeitamente que se eu falhar, estarei marcado para sempre para morrer pelas mãos dela.
Belki bir gün uyanır ve anlarsın o ne kadar hakettiyse ben de o derece hakediyorum o saygıyı.
Talvez um dia acordes e percebas que eu mereço o mesmo respeito que ela mereceu.
Ve ben daha 9 yaşındayken ilk futbol topumu alan kızı sonsuza dek kaybettiğime de inanmak istemiyorum.
E recuso-me a acreditar que a rapariga que me deu a minha primeira bola de futebol quando tínhamos 9 anos desapareceu para sempre.
Ve eğer hiç mutlu olamayacaksam sebebine ben karar vermeliyim.
E, para conseguir alguma vez ser feliz, tenho de o reconhecer em alguém.
Annen ve ben de bununla mücadele ettik.
Sabes, eu e a tua mãe tínhamos dúvidas em relação a isto, também, se...
İstediği özrü ben dünya ve insanlık için yaptım.
O que ele quer, o pedido de desculpa... Eu fi-lo pela humanidade, pelo mundo.
Evet ilk seferinde ben ve kardeşlerim Amara'yı zayıflatmıştık ve babam işini bitirmişti.
Sim, da primeira vez, foi precisa a força combinada de mim e dos meus irmãos para enfraquecer a Amara antes... Do papá acabar com ela.
Partnerim ve ben bodrumda hapsedilen küçük bir çocuğu kurtardık.
Eu e o meu parceiro salvamos um rapaz pequeno de uma cave onde era prisioneiro.
Şu işe bak! Ben de biraz sarhoş olabilirim... traktör sürüyorum ve az önce polis beni kenara çekti.
Que coincidência, porque eu talvez esteja um pouco bêbedo, estou a conduzir um trator e fui mandado parar por um polícia.
Ben bir konu açıyorum, sen beni susturuyorsun ve tartışma bitiyor.
Eu falo de algo, tu calas-me e a conversa acaba aí.
Neden o bir baba, bir eş ve bir iş adamı olabiliyor da ben olamıyorum?
Porque é que ele pode ser pai, marido e homem de negócios, e eu não?
Fish dışarıda kim bilir neler planlıyordu ve ben burada mal zırdelilerin arasındaydım.
A Fish anda por aí a planear sabe-se lá o quê. E eu estou rodeado de idiotas e lunáticos.
Ben de tam Gail'e kötü bir ima yaptığımı ve yanlış anlaşıldığını söylüyordum.
Eu estava a dizer à Gail, grande tolice, erro de cálculo.
Davama başka birilerini atamaları için annem ve ben 150'nin üstünde mektup yazdık...
Eu e a minha mãe já escrevemos mais de 150 cartas, para tentar que alguém reveja outra vez o meu caso.
Tess ve ben olay yerine döndüğümüzde....... yapraklar arabanın içine dağılmıştı.
Quando eu e a Tess regressámos do local, o interior do carro ficou cheio de folhas.
Klaue'nin partiküllerini topladım ve şimdi onun gücünü ben kontrol edeceğim.
Recolhi as partículas de Klaw e agora o poder dele é meu para que possa controlá-lo.
Yani ben tıpkı bir telefon gibiyim ve fabrika ayarlarıma döndürülmem gerekiyor.
Então, sou como um telemóvel e... preciso que me restaurem as definições de fábrica.
Ben ölü bir adamım ve eğer paralarını yaktığımızı öğrenirlerse sen de öylesin.
- Não. Sou um homem morto e tu também serás se eles descobrirem que queimamos o dinheiro deles.
Ama, bulmadık. Ve eğer bulamazsak, ben de sizi uçurumdan fırlatacağız.
Bem, não o encontramos e se não o fizermos... vou atirar-te deste penhasco.
Bir makale yazıyorum. Motorsikletin tehlikeleri hakkında katilsikletler diyorum ben ve kayıtlara geçmesi için size fırsat vermek istedim.
Estou a escrever um artigo sobre os perigos de andar de motocicleta, de "motocídios", como lhes chamo, e queria dar-lhe a hipótese de dar a sua opinião.
Belki ben olmasam, bilmiyorum belki Louis bana takıntılı olmayı bırakmaz ve ona takıntılı olmaya başlamazdı.
Se eu não tivesse saído da faculdade, não sei, mas talvez o Louis não tivesse deixado de estar obcecado comigo para ficar obcecado por ela.
Meslektaşlarım ve ben Marissa Kagan adında bir üniversite öğrencisi için buradayız.
Eu e os meus colegas estamos aqui por causa de uma estudante de nome Marissa Kagan.
Jets ve Giants taraftarları sakin olsun, ben burada futboldan bahsetmiyorum.
Calma, fãs dos Jets e dos Giants. Não estou a falar de futebol americano.
Brian, Mike, ve ben birbirimize bir söz verdik... bir daha yalan yok.
O Brian, o Mike e eu prometemos... Chega de mentiras.
Wallace mahkemede itiraf videolarını izletmişti, ve sanıkların "ben yaptım" dediği görüntüler jürinin diğer her şeyi göz ardı etmesine yeter. Bazen masumiyeti belgeleyen başka kanıtlar olsa bile.
O Wallace passou as confissões no julgamento, e não há nada como ver os réus a dizer, "Fui eu", para fazer os jurados ignorar o resto, incluindo, por vezes, as provas de inocência.
Baban ve ben önemli bir hayat yaşamak konusunda bir karar vermiştik.
O teu pai e eu... tomámos a decisão de liderar muitas vidas.
Ha, hatırlıyorum, bir şaka yapmıştı, ben de ona bir şaka yaptım ve
Eu, eu lembro-me que ele fez uma piada, e eu também lhe contei uma e...
Ve şimdi... ben de öyle yapıyorum.
E agora eu também estou.
Ben de ona ve Ralph'a o yemeği şuradaki bir yerde yemeyi teklif ettim...
Perguntei se ela e o Ralph gostavam de ir ao snack-bar...
Ben geçiyordum ve şey...
Estava de passagem... E...
O durursa ben de dururum. Ve hiç durmayacak Carol.
Só paro quando ele parar, e ele nunca vai parar, Carol.
Ben garajdayım, Doktor'un dediğine göre çıkmışsın ve hemen buraya dönmen gerek.
Estou na garagem e o Doc disse que saíste, e preciso de ti aqui.
Bir de Scorpion'un da kendiyle savaşmasına ihtiyacımız yok ama Tim'le ben ve Toby'le Happy, biz riskler bu kadar fazlayken ideal olan bu değil.
Não precisamos da Scorpion contra ela mesma mas eu e o Tim, e o Toby e a Happy, estamos, e isso não é o ideal com tanta coisa em jogo. - Então, por enquanto, fica afastado do Tim. - Entendi.
Sen, ben ve Asyalı sincap.
Meu, teu e de um esquilo asiático.
Ben sadece babamın 2. Dünya Savaşı'ndan anlattıklarıyla tanık ifadelerini ve hükümet sızıntılarını bir araya getirdim.
Apenas juntei suas actividades da Segunda Guerra Mundial das histórias de dormir que meu pai contava, testemunhos de pessoas e fugas governamentais.
- Dostlarım ve ben Dahili Gelir Dair...
Meus amigos e eu estamos com o Serviço Interno de...
Capone'un muhasebe defteri büyük ihtimalle gizli içki dükkanı mekanı Chelsea Club'dadır. Bu yüzden Ray ve ben Büro'ya gideceğiz. Ness'in ekibini toplayıp mekanı basarak defteri alacağız.
Certo, se o livro de registos do Capone está em algum lugar, é provavel que esteja na sua casa forte, o Chelsea Club, por isso Ray e eu vamos ao Bureau, reunimos a equipa do Ness, levamo-los a revistar o sitio,
Jax ve Stein'la birlikte kulübe ben giderim. Sen de burada oturup bira içebilir ve Ness'e göz kulak olabilirsin.
Vou ao clube com o Jax e o Stein, e tu podes ficar aqui, a beber as tuas cervejas, e vigiar o Ness.
Ben öyle bir şey demedim. Tek dediğim, bir çözüm bulmalıyız ve fazla vaktimiz de yok.
Disse que precisamos de encontrar uma solução para isto
ve benim 32
ve beni 30
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ve beni 30
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de bilmiyorum 136
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de istemiyorum 51
ben de geliyorum 183
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de bilmiyorum 136
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de istemiyorum 51
ben de geliyorum 183