Veba mı translate Portuguese
81 parallel translation
Veba mı?
Mesmo antes de chegarmos à peste.
- Veba mı?
- A peste?
- Ben veba mıyım?
Tenho a peste?
Veba mı?
A praga?
Veba mı?
O quê? A peste?
Veba o zaman. Buraya veba mı taşımışlar?
Trouxeram a peste para aqui?
- Hıyarcıklı veba mı?
- A peste bubónica?
Veba mı?
- A Peste Negra, Val?
Kara veba mı?
É a peste negra?
Bir kadın havaya veba mı bırakıyor?
Uma mulher que solta uma praga no ar?
Yani zarftaki tozda hıyarcıklı veba mı varmış?
O pó do envelope contém peste bubónica?
Veba mı içiyoruz?
Estaremos a fumar peste?
Bende veba mı var?
Eu tenho a peste?
Veba mıdır her neyse artık geçti.
Fosse qual fosse a doença, acabou.
Veba mı?
A peste?
- Hıyarcıklı mı yoksa zatürreeli veba mı?
- Peste pneumônica ou bubônica?
İlk önce ateşlendi ve sonrada bir sonraki şeyler, ve sonra veba yıldırım gibi çarptı?
Primeiro, queixou-se de febre. Então... Que mais pode ser senão a peste.
Umarım bir mezarlıkta, kolera, kuduz ve veba içinde çürürsün.
Espero que acabes num cemitério com cólera, raiva e peste.
diğer bir ızdırap ise sevdiklerimizin kaybı... Yanmış bir kalabalık ve kör ve sakat tıbbi bakım yokluğu hastalıklar, veba toprak ve suyun uzun ömürlü radyasyon zehirlenmesi.
Haveria ainda outras formas de agonias, como a perda dos seres amados, as legiões de queimados, cegos, mutilados, a ausência de cuidados médicos, as doenças, as pragas como a peste, as recaídas radioativas a longo termo envenenando o solo e a água.
Bebeğimi bir daha böyle bayağılıklara maruz bırakırsan suspansuarına, hıyarcıklı veba aşısı yaparım.
Se voltares a expor o meu bebé a coisas ordinárias destas, infectarei as tuas cuecas com a peste bubónica.
Veba mı?
Uma praga?
Veba ve bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği bir zamana gider... ve bu hastalıkları cinayetlerim için bir kılıf olarak kullanırdım.
Eu viajaria para um tempo aonde existissem pragas e epidemias, aonde poderia matar e usar uma doença como disfarce.
Bütün Mısır Toprakları üzerine Veba ve musibet yolluyorum
Por todo o Egipto espalharei A pestilência e a praga
Bir kere bile veba taşımadım!
E nunca fui portador da peste. Nem sequer uma vez!
Ben de Veba'yı okuyayım ki dersten geri kalmayalım.
E eu lerei A Praga para não me atrasar na aula de Literatura.
Benim adım Kızıl veba.
- meu nome é Red Plague.
Benim adım Kızıl veba ve yapmam gerekeni yapıyorum.
- Meu nome é Red Plague, e faço o que devo. - Quatro, três, dois, um. Impacto!
Memnon'un kervanlarına saldırdım, birliklerine giden erzak yollarını kestim... ama yine de veba gibi yayıldı topraklarımızda.
Ataquei as caravanas de Memnon, quebrei as linhas de abastecimento das tropas, mas, mesmo assim, ele varreu o território como uma praga.
Bir intihar girişimin var... ve Kara Veba'dan sorumlu olduğun için yaptığını mı söylüyorsun?
Tentou suicidar-se... porque se sente culpado pela Peste Negra?
Walterlar kadar uzun sürmüş bir aile yoktur birkaçımız veba yüzünden ölmüş olsa da.
Uma família de tão longa descendência como a Walter, está destinada a que alguns sejam Levados pela peste.
Tanrı Nirrti geldiğinde, halkımızda bir veba baş göstermişti. Ölüyorduk.
Quando a deusa Nirrti chegou, uma grande praga tinha atingido o nosso povo.
Hayır, veba halkımızı o gelmeden çok önce yok etmişti.
Nao, a praga assolou o nosso povo muito antes de ela vir.
- Veba yüzünden değildir umarım.
- Não creio que fosse devido à peste.
Geçtiğimiz sonbahar veba çadırında tedavi gördükten sonra... kurtarılıp yeniden doğdum ve kendimi Yüce Tanrı'ya adadım.
No Outono passado, cuidaram de mim na tenda da praga... e fizeram-me renascer e pregar o Senhor dos Céus.
- Veba mı?
Peste?
Daha sonra zamanımız olduğunda sana Kara Veba hakkında kısa bir hikaye anlatacağım
Se tivermos tempo, depois conto-lhe uma história sobre a peste negra!
"Kara veba" mı?
A peste negra?
Daha yeni küçük bir kıza baktım, veba belirtisi yoktu.
- Estive agora a observar uma jovem rapariga. - Não é a peste.
Veba sokaklarımızda dolaşıyor, ruhlarımızı çalıyor.
A praga que anda pela rua rouba-nos as almas.
Dünyada gereğinden fazla insan var. Bize yeni bir veba salgını lazım.
Há tanta gente na Terra, precisamos de uma nova peste.
Önce Musa, Mısır'lıların suyunu kana çevirdi. Daha sonra Tanrı, veba taşıyan kurbağalar vebalı sinekler vebalı böcekler yolladı. Tüm hayvanlarını kaybettiler.
Primeiro Moisés converteu a água em sangue, depois Deus mandou uma praga de sapos, depois uma praga de mosquitos, depois uma praga de moscas, a seguir matou o seu gado, depois uma praga de furúnculos depois de granizo,
Bir bağlantı olsa bile, birdenbire tüyler ürpertici bir veba salgınına dönüşmemesi lazım.
Mesmo que haja uma ligação, isso não implica um surto espontâneo duma praga assustadora.
Burada veba için bir tedavi olduğundan mı bahsediyoruz?
Estamos a dizer que há uma cura para a peste?
Anne... Hıyarcıklı veba salgınının yine olma olasılığı var mı?
Mãe, a peste bubónica pode voltar a aparecer?
Hıyarcıklı veba salgınının yine olma olasılığı var mı?
A peste bubónica pode voltar a aparecer?
- Veba mı?
Foi a praga?
Tamam, bana konuşmayı öğrettin, peki kazancım ne oldu? Küfür etmesini biliyorum. Bana dilinizi öğrettiğin için, kızıl veba çarpsın üstüne!
- Ensinaste-me a usar a língua, mas vantagem só tive em saber como amaldiçoar-vos, a peste vermelha te carregue, por me ensinares a tua língua.
- Evet, sanırım öyle. Bu küçük veba taşıyıcısı egzersizlerinde çok da başarılıymış gibi görünmedi bana.
Devo dizer, o pequeno pestinha não é muito dedicado aos exercícios.
Sizce geldiğimizi ve onlara veba getirdiğimizi biliyorlar mıdır?
Pensa que eles sabem que de algum modo, lhes trazemos a praga?
Şimdi Veba takımında onun yerini almalı.
Agora terá que tomar o lugar dele na Praga.
- Lanet olası bir veba başlatarak mı?
- Disseminando uma praga.