Yaşayacak mı translate Portuguese
547 parallel translation
- Yaşayacak mı?
- Acha que sobreviverá?
Yani özgür müyüm, Yaşayacak mıyım?
Quer dizer que eu estou livre, Que vou viver?
Koca Baba yaşayacak mı ölecek mi emin olmadan mezarlardan bahsetme.
Não fales nisso! Ainda nem sabemos se o Big Daddy vai morrer.
Yaşayacak mı?
Está secando. Ele viverá?
Çok fazla kan kaybedecek ama... Okun derhal çıkarılması gerekiyor. Yaşayacak mı?
Haverá uma grande perda de sangue... mas a flecha deve ser retirada imediatamente.
Yaşayacak mı?
Ela vai sobreviver?
Yaşayacak mı?
Sobrevive?
Yaşayacak mı?
Viverá?
Sonra dedi ki "Yaşayacak mı?"
Depois perguntou : "Ele viverá?"
Evet, yani yaşayacak mı?
Sim, estás a perguntar se sobrevive?
- Yaşayacak mı?
- Viverá?
- Yaşayacak mı?
- Ele viverá?
Yaşayacak mı?
Ele vai safar-se?
Yaşayacak mısın?
Vai ficar bom?
Avrupa'nın geri kalanı da bu denli uzun esaret altında yaşayacak mıydı?
Passaria muito tempo até o resto da Europa ser também libertado?
Yaşayacak mı bilmiyorum.
Não sei se ele sobrevive.
Ölecek mi, yaşayacak mı diye telaşlanman.
Pela maneira como cuidaste dele.
- Haydi, biraz yaşayacak mısın?
Eu estou fora. - Vamos, entra, desfruta um pouco.
Yaşayacak mı?
- Ele viverá?
Sen de 200 yıl yaşayacak mısın?
Ele também vai viver 200 anos
- Yaşayacak mı? - Evet.
Ele vai sobreviver.
Sizce hasta yaşayacak mı Doktor?
Acha que o doente vai ficar bem, Doutor?
- Yaşayacak mı?
Boas. - Vai viver?
Yaşayacak mı?
Ele sobreviverá?
- Yaşayacak mı?
- Ela vai viver?
Yaşayacak mı?
Vai sobreviver?
Birlikte yaşayacak mıyız?
Vamos viver juntos?
Yaşayacak mıyız?
Juntos vamos viver?
- Yaşayacak mı?
- Vai ficar boa?
Peki yaşayacak mıyım?
Então vou viver?
O ben yaşadığım sürece yüzyıllarca yaşayacak.
Ela viverá por muitos séculos, tal como eu vivi.
- Al bakalım. Ebediyen yaşayacak sözler.
- Sim, esta vai ficar na história.
Hayatım, önünde yaşayacak uzun bir hayat var. Kurtul, kurtul bütün bunlardan.
Minha querida, ainda tens tanto para viver, afasta-te de tudo.
- Sonunda yaşayacak bir hayatım var demek.
- Tenho finalmente uma vida para viver.
İşimizi bitereceğimizi düşünüyordum, halkımız özgür kalacaktı ve bizim yaşayacak birkaç yılımız daha olacaktı.
Pensei que nós terminaríamos o nosso trabalho, e nosso povo ficaria livre. E nós teríamos muitos anos ainda para viver.
Tewksbury'de, cenk meydanında Warwick tepeme çöktüğünde beni kurtardığını, "Canım ağabeyim, sen yaşayacak ve kral olacaksın." dediğini hatırlatan oldu mu?
Quem me contou que, na batalha, em Tewkesbury, quando Warwick me havia derrubado, me salvou e disse : "Querido irmão, vive e sê rei"!
İyi aile mi? ve o burada şu çukurda mı yaşayacak?
É de boas famílias e vem morar para esta espelunca?
Ben hiç olacağım ve o yaşayacak.
Eu serei pó e ela estará viva.
Benim bilmek istediğim, senin yaşayacak cesaretin var mı?
A questão é saber se tu a tens para viver.
Kalplerinizde yaşayacak hatıram dışında,... bırakacak tek bir mirasım var, İsrail'in bütünlügü,... 12 kabile şimdi birarada, ayrılırlarsa hepsi bağımsızlık isteyecek,... ama şimdi siz kabilelerin büyükleri önümde yıkılmaz,... bir bütünlük içinde duruyorsunuz.
Excepto a lembrança que viverá nos vossos corações, deixo apenas um legado em meu nome : A unidade de Israel, e o símbolo das 12 tribos. Separadas, lutariam pelo domínio.
Ben böyle bir yerde yaşayacak tipte bir adam mıyım? Hm?
Sou o tipo de homem para viver num lugar assim?
Yeğenim, bilincine kavuşursa, bunları mı yaşayacak?
O meu sobrinho. Se ele recuperar a consciência, vai passar por isto? Sim.
- Doktor, yaşayacak mı?
- Doutor, ele vai viver?
- Yaşayacak mı?
Vai sobreviver?
- Yaşayacak mı?
- Ela sobrevive?
- Yaşayacak mıyım?
- Sobrevivo?
Yedinci milenyuma yaklaştığımız bir zamanda insan ırkı, sonunda barış içinde yaşayacak.
Nas vésperas do sétimo milênio da nossa era... a raça humana finalmente encontrará paz, graças a vós.
Ay'da yaşayacak olsam bavulumu hemen toplardım.
Mesmo que fosse na lua, fazia já a mala!
Benim yaşayacak bir hayatım var.
Eu tenho a minha vida.
Gecenin kara perdesi çökmeden önce, onunla krallığım ebediyen yaşayacak.
Com o corno, o meu império é eterno. Antes, só comandava a noite.
Bunu bir füzenize koymama yardım ederseniz yemin ederim, Süpermen hayatının en büyük sürprizini yaşayacak.
Se me ajudarem a pôr isto num dos vossos mísseis prometo que o Super-Homem terá a maior surpresa da vida dele.