Yeter mi translate Portuguese
946 parallel translation
Üç yüz yeter mi?
Trezentos?
İmzalayalım mı yoksa, el sıkışmak yeter mi?
Queres que eu assine um papel, ou basta um aperto de mão?
25 kilo yeter mi?
Chegam 22 kg?
Bu yeter mi?
Isto é suficiente?
- Benzinimiz yeter mi?
- Temos gasolina que chegue?
Yeter mi? - Ama sana bir şey kalmadı? - Hayır, param var yine.
Para o jantar preciso de...
2 ya da 3 sayfa yeter mi?
Devo escrever 2 ou 3 páginas?
- İki kişiye yeter mi?
- Chega para dois?
- Yeter mi?
- Chega?
Siz taş kafalılar için bu kadar kanıt yeter mi?
Já não chega de provas para os condenar?
Bu kadarı yeter mi?
Assim chega?
Seni asla bırakmıyorum demem yeter mi?
Diz-me que ficas, que nunca me abandonarás.
Bu kadar yeter mi?
É só isso que é preciso?
Bu bütün sorularını cevaplamaya yeter mi, meraklı küçük adam?
Isto responde às tuas perguntas, pequeno intrometido?
- Bu kadar yeter mi?
- Tiveste que chegue?
Üç uyku hapı yeter mi?
Três soporiferos chegam?
- Bu yeter mi?
- Çhega?
Bu kadarı yeter mi, daha ister misiniz?
Isto chega ou queres mais?
Bu yeter mi?
- Chega? - Sim.
Yedi taneye gücümüz yeter mi?
Podemos dispor de sete?
Yeterince kazanabilir miyiz, üçümüze yeter mi baba?
Achas que dará o suficiente para nós os três?
Yeter mi, Wakefield, yoksa derini mi yüzeyim?
É o suficiente ou arranco-te a pele?
- Bu kadar yeter mi?
- Assim?
200 litre yeter mi?
Duzentos e trinta litros seriam suficientes?
Yeter mi dersin?
Achas que é o suficiente?
Teksas'takilerin bindiği kovboy atlarından almama yeter mi?
Dá para eu comprar um cavalo de cowboy como os que montam no Texas?
100 dolar yeter mi?
US $ 1OO é o bastante?
- Buna gücüm yeter mi bilmiyorum.
- bacon, marmelada. - Não sei se posso arcar com as despesas.
Bu kadar yeter mi?
E isso é suficiente?
Talihli Adalar için bu yeter mi?
Isto está à altura das Ilhas Afortunadas?
Hepimize yeter mi? Evet, benim yediğimi yiyebilirsen.
Se não comerem muito.
- On tane bardak yeter mi?
- Acham que dez copos chegam?
Parasını ödeyeceğim. 200 $ yeter mi?
Dou-te $ 200. É suficiente?
Size yeter mi?
Chegam para vocês?
Bunlar yeter mi?
Chega?
Bu kadar yeter mi?
Chega?
Yeter mi?
O suficiente?
- Bu kadar yeter mi, Vito?
Isto chega, Vito?
Yeter mi?
Suficiente!
- Uçak almaya yeter mi?
Tem que haver mais.
Marty, bence bir saat yeter, değil mi?
Marty, acho que uma hora chega, não achas?
Düşüncemizin katlanması mı güzel, zalim kaderin yumruklarına, oklarına yoksa diretip bela denizlerine karşı "Dur, yeter" demesi mi?
O que será mais nobre? Suportar as pedradas e as flechas da fortuna cruel, ou pegar em armas contra um mar de angústias, e, resistindo, derrotá-las.
- Bu kadar yeter, değil mi, Curt?
- É isso, não é, Curt? - Sim, é isso.
Parası o kadarına yeter, değil mi?
Ele pode pagar! Continua a trabalhar.
Ölmek mi istiyorsun? Jozefa, yeter!
- Josefa, já chega!
Bu asilin niyeti zalim kaderin yumruk ve oklarına katlanmak mı yoksa bela denizlerine karşı diretip dur, yeter, demek mi?
Será mais nobre sofrer os golpes da afrontosa sorte ou armas tomar contra um mar de penas?
Bir kişi yeter, değil mi?
Um chega, não?
Yeter mi?
Algo mais?
Bunlar insanı vejetaryen yapmaya yeter, değil mi?
É bastante para a tornar numa vegetariana, não é?
İki kişiye de yeter, değil mi Nell?
Há espaço para dois, não é, Nell?
Bu yeter değil mi?
É tudo? É suficiente, não?