Yirmi dört translate Portuguese
363 parallel translation
Yirmi dört.
Duas dúzias.
Yirmi dört bin.
24 mil.
Yirmi dört saat, neden?
Vinte e quatro horas, porquê?
Son yirmi dört saatte ikinci kez bir erkek bana bunu söylüyor.
É a segunda vez em 24 horas que um homem me diz isso.
Yirmi dört!
Vinte e quatro!
Bu nedenle size tavsiyemiz diplomatlar da dâhil olmak üzere bütün yabancıların yirmi dört saat içinde Pekin'i terk etmeleridir.
Portanto, aconselhamos seriamente, Sir Arthur, que todos os residentes estrangeiros, inclusive o pessoal diplomático, devem deixar Pequim dentro de 24 horas.
Yirmi dört saat.
Vinte e quatro horas.
Yirmi dört saat sonra bile, hiçbir yemeği kabul etmeyecekler.
24 horas mais tarde, continuam a recusar qualquer tipo de comida.
- Yirmi dört.
- Vinte e quatro.
Yirmi dört yirmi beş...
Vinte e quatro... vinte e cinco...
Yirmi dört dakika.
Faltam vinte e quatro minutos.
Yirmi dört dakika.
Vinte e quatro minutos.
Burada yalnızca yirmi dört saat kalacağız.
A escala é só de 24 horas.
Ah, bilmez miyim belki de sır onun içinde. ... yirmi iki, yirmi üç, yirmi dört, yirmi beş.
Oh, eu sei é apenas o segredo de tudo vinte e dois, vinte e três, vinte e quatro, vinte e cinco.
Önümüzdeki yirmi dört saat içinde, ne gibi bir gelişme yaşanabilir acaba?
Acha que consegue terminar o trabalho dentro de 24 horas?
Yirmi dört.
Vinte e quatro.
Eşiniz mutlaka iyidir, yirmi dört saat içinde geri döner.
Ele deve estar bem e estará junto de si dentro de 24 horas. - Isso... é tudo o que quero.
- Günde yirmi dört saat.
- 24 horas por dia.
Yirmi dört saat açık tutulacak on telefon hattı lazım.
Preciso de dez linhas externas abertas 24 horas por dia.
Altı iki daha sekiz. Sekiz daha on altı... Sekiz daha eklersen yirmi dört, sekiz daha otuz iki.
Seis e dois é oito mais oito é dezasseis mais oito é vinte e quatro mais oito é trinta e dois
Yirmi dört saat hemşireleri oldu.
Teve enfermeiras o tempo todo.
Platforma vardığımda, orada yirmi dört kişi vardı. Genç-yaşlı, kadın-erkek, çocuk. Zincirle birbirlerine bağlıydılar.
Cheguei à plataforma e estavam lá 24 pessoas, jovens e velhas, mulheres, crianças, homens, acorrentados a uma corrente de ferro.
Hepsini indirmiş olsanız bile tüm bu hengâmeden sonra, etrafta Almanların kaynadığı bir yerde güpegündüz, birbirlerine bağlı yirmi dört kişiyle ne yapabilirsiniz?
Mas mesmo que apanhasse os quatro, o que poderia fazer com 24 pessoas acorrentadas umas às outras a meio do dia depois de matar soldados num sítio com alemães?
Yirmi dört gül ve iki zambak.
Vinte e quatro rosas e dois lírios.
Genellikle yirmi dört saat sürerdi.
Normalmente, demora pelo menos 24 horas a dar a volta.
Yirmi dört sent.
Vinte e quatro cêntimos.
Yirmi dört. Otuz dokuz.
24... 39...
Sen ve o iğrenç efendinin defolması için yirmi dört saatiniz var.
Tu mais o teu mestre nojento têm 24 horas para saírem.
Yirmi dört saat politikada uzun bir süredir.
24 horas é muito tempo em política.
Sen ve o iğrenç efendinin defolması için yirmi dört saatiniz var.
Vós tendes 24 horas para sair daqui com o vosso amo.
Yirmi dört saat politikada uzun bir süredir. İyi günler.
24 horas é muito tempo no mundo da política.
Süresi belli olmayan bir iş için tüm gün boyunca yirmi dört tane adam mı?
24 homens por dia a vigiá-lo por tempo indefinido?
Ask, yirmi dört saatinizi alan bir seydir. Baska islerle ilgilenmenize engel olur.
O amor absorve-nos 24 horas por dia e impede-nos de nos concentrarmos noutros assuntos.
- Yirmi dört.
- Vinte quatro.
Yirmi dört saat içinde gelmesini bekliyoruz.
- Dentro de 24 horas, espero.
Anladınız mı? Bu, yirmi dört saatlik bir gözetleme görevi.
Isto são as 24 horas de vigia.
Yemeğini pişiriyorum. Yirmi dört saat hizmet ediyorum. Sense savaşa devam ediyorsun.
Cozinho sua comida, o atendo praticamente as 24 horas do dia,..... e você continua lutando contra mim.
# Ben sadece # yirmi dört saat uzaklıktaydım Tusca'dan # sadece # kollarından sadece bir gün uzaklıkta # bir hoşgeldiniz yazısı gördüm # geceyi geçirmek için durmak zorundaydım orada # dedim ki tren istasyonundaki adama
Oh, eu estava só a 24h de Tulsa Apenas A um dia dos teus braços
Dört yüz yirmi.
Quatrocentos e vinte.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... seis, sete, oito, nove, dez, onze treze, catorze, quinze, dezasseis, dezassete, dezoito, dezanove, vinte.
Bir... Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz ve yirmi.
Um... dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito, nove, dez dezoito, dezanove e vinte.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi!
Um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito, nove, dez, onze, doze, treze, catorze, quinze, dezasseis, dezassete, dezoito, dezanove, vinte!
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
Vinte, dezanove, dezoito, dezassete, dezasseis, quinze, catorze, treze, doze, onze...
Lincoln Sternn, burada birinci dereceden on iki cinayet, Federasyon malına yönelik on dört silahlı soygun, Yirmi iki uzay korsanlığı,
Lincoln Stern, está aqui acusado... de 12 acusações de assassinato em primeiro grau... 14 acusações de roubo à mão armada de propiedade da Federação... 22 acusações de pirataria em alto espaço... 18 acusações de fraude... 37 acusações de violação... e uma multa de trânsito.
- Yirmi dort saat.
- 24 horas!
5 numara ekseni dört yirmi dokuz.
Número 5 eixo 429.
Maçın bitmesine yirmi saniye kala durum yirmi bire on dört.
Estão a ganhar com 21 contra 14, com 20 segundos de jogo. Aí está o choque. A bola solta-se.
Hayır, teşekkür ederim. Bir sürü üst seviye cani ile takılıp, yirmi dakika görev yapmaya, günün geri kalanda da Paris'te aylak aylak gezip, litrelerce şampanya içerek, düzinelerce sulu gözlü, pembe, hayli tecrübeli, çıtır Fransız köylü kızlarıyla dört nala geçirmeye, hiç niyetim- -
Não desejo andar com um bando de delinquentes ricaços, fazer vinte minutos de trabalho, e depois passar o resto do dia a vadiar em Paris, a beber litros de champanhe e ter dezenas de húmidas, rosadas,
Üç yüz. Yirmi, kırk, üç yüz elli... Dört yüz elli dolar nakit.
300... 20, 40, 60, 80... 450 dólares em notas vivas.
Kral Pharamond'un ölümünden... dört yüz yirmi bir yıl sonrasına dek... Salique diyarına sahip olamamıştır.
E que a terra sálica só foi dos franceses... 421 anos após a morte do rei Faramundo... erroneamente considerado fundador dessa lei.
Dört yüz yirmi beş.
- Quatrocentos e vinte e cinco. - Está bem.
dört 1921
dört gözle bekliyorum 27
dört yüz 16
dört göz 26
dört yıl önce 37
dört tane 28
dört saat 18
dört mü 45
dört dolar 18
dört üç 26
dört gözle bekliyorum 27
dört yüz 16
dört göz 26
dört yıl önce 37
dört tane 28
dört saat 18
dört mü 45
dört dolar 18
dört üç 26
dörtlü 16
dört gün 25
dörtnala 22
dört numara 58
dört ay 21
dört yıl 39
dört dakika 28
dört beş 35
dörtgöz 17
yirmi 182
dört gün 25
dörtnala 22
dört numara 58
dört ay 21
dört yıl 39
dört dakika 28
dört beş 35
dörtgöz 17
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi üç 29
yirmi dolar 22
yirmi beş 51
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi üç 29
yirmi dolar 22
yirmi beş 51