Dört göz translate Portuguese
190 parallel translation
Ömrümde bunlardan daha güzel dört göz görmedim hiç.
Nunca tinha visto quatro olhos tão bonitos.
Hava durumu hakkında yalan söyledin seni hain dört göz!
Até mentirias sobre o tempo, seu traidor pitosga!
Ben de öyleydim, sokak lambalarıyla el sıkışırdım çünkü "dört göz" denilmesini istemezdim.
Eu já fui assim. la de encontro aos candeeiros de rua... porque não queria que me chamassem caixa de óculos.
Seninle başlayalım, dört göz.
A começar por ti, caixa-de-óculos.
Senin yerin orası dört göz.
O teu lugar é lá dentro, caixa de óculos.
Gel de al dört göz.
Vem sentar-te, caixa de óculos.
"Dört göz altında" deriz.
Dizemos, "Sob quatro olhos".
Peki bu dört göz altından sızan şey nedi?
O que se vai ouvir a seguir é "Sob quatro olhos".
"Dört Göz" Shottenhoffer, İç saha oyuncusu.
"4 olhos" Shottenhoffer, um médio útil.
- Senin adın ne dört göz?
- Como te chamas, quatro-olhos?
Ne bekliyorsun dört göz?
De que estás à espera, quatro-olhos?
- İkile, dört göz.
Nós... - Agora não, quatro olhos.
- Seni ilgilendirmez dört göz.
- Não é da tua conta, caixa d'óculos!
Söylersen belki hayatta kalırsın dört göz.
Fala. E talvez sobrevivas, 4 olhos.
Dört göz ve bez bebek de burada.
O 4 olhos e a miúda esfarrapada também.
- Çekil kenara, dört göz.
- Chega para lá, caixa d'óculos.
Hey, dört göz, uza haydi.
Eh, pitosga, vai dar um giro.
evet, biz dört göz ve dört kulağa sahip olmalıydık.
Precisamos sempre de ter quatro olhos e quatro ouvidos.
Burada değil, dört göz!
Não comigo, caixa de óculos!
Hey, dört göz Quimby'ye oy ver.
Quatro-olhos, vota Quimby.
Aynen senin gibi, dört göz.
Ele é igualzinho a ti, marrão!
Kendini savun, dört göz.
Faz-te valer, marrão.
Dört Göz herif, açız biz.
Homem dos óculos, temos fome.
- Sakin ol Dört Göz.
- Calma, Homem dos óculos.
Sakinleş Dört Göz. Sakin ol.
Calma, homem dos óculos.
- Saol, dört göz.
- Obrigado, caixa de óculos.
Dört Göz gene saldırdı.
Quatro Olhos ataca outra vez.
Dört göz parkta birini vurdu.
Quatro Olhos dispara sobre um trabalhador do parque da cidade.
Dört Göz hala serbest.
Quatro Olhos continua a monte.
Bu yüzden ona "Dört Göz" diyorlar.
Por isso chamamos-lhe "Quatro Olhos".
Ben "Dört Göz" ün kim olduğunu biliyorum.
Sei quem o Quatro Olhos é.
Dört Göz bir otobüs şöförünü vurmuş.
Quatro Olhos acaba de balear um condutor de autocarro.
O ben değilim. "Dört Göz"
A mim não. Só o "Quatro Olhos".
"Dört Göz" den kurtulmaya çalışıyorum.
Estou a matar o "Quatro Olhos".
Şu Dört Göz. O senin yaratığın.
Quatro Olhos... ele é a tua criatura.
Dört Göz yeterli olmamış.
Quatro Olhos foi um fracasso.
Ya da bir melek, göklerin görülmez atlarına binmiş, gider dört bir yana haber verir Bu yürekler acısı cinayeti. Göz yaşı savrulur esen yellerde...
E a piedade, como um recêm-nascido nu levado pelo vento... ou um querubim celeste montado sobre as correntes invisíveis do ar... soprará o horrendo feito nos olhos de todos... que as lágrimas afogarão o vento.
Bir bahisi elli sent. 22 dolarlık göz için dört bahis.
50 cêntimos pela oportunidade de ganhar um olho!
Ben altınlara göz kulak olurum, sen yukarıya çık ve gözünü dört aç, canım.
Eu trato do ouro. Vai lá para cima e fica de vigia, querida.
Tam dört berbat yıl bu kayanın tepesine tüneseydin kaç damla göz yaşın kalırdı acaba?
Quantas lágrimas achais que vos restariam, se tivésseis ficado sentado neste rochedo, dia após dia, durante quatro anos, a derramá-las no mar?
Hey, dört-göz!
Olá, quatro-olhos!
Senin sorunun ne seni... dört-göz ahmak.
Qual é o seu problema... seu quatro olhos idiota.
Dört saattir göz kırpıyorum.
Levei 4 horas para os convencer.
Ve dört göz kuzenini de götür.
Agora desapareçam e levem o vosso primo de quatro olhos convosco.
Ama bu Kelly'i tatmin etmemiş olacak ki ertesi gün o ve dört koğuş arkadaşı, sırayla fahişenin göz boşluklarına işediler.
Como se o Kelly não se contentasse com esta vingança no dia seguinte, ele e quatro reclusos urinaram à vez para as cavidades oculares da cabra.
Hey, sana haberlerim var, dört-göz Paris'de hayatta bizimle kalamazsın.
Tenho novidades para si, caixa de óculos. Nem pense que vai ficar connosco, em Paris!
Sen hilkat garibesisin, dört göz.
Não sou careca nem anormal.
Olaya tanık olmuş dört çift göz.
Há quatro pares de olhos que viram tudo!
Ortalamanın günde dört mark olduğunu ve 300,000 hastanın bulunduğunu göz önüne alırsak, bu bireylerden kurtulunsaydı devlet ne kadar tasarruf ederdi?
Considerando que a média é de 4 marcos por dia e que há 300.000 doentes, quanto pouparia o Estado se esses indivíduos fossem eliminados?
- Dört-Göz Jilly mi?
- O Jilly quatro-olhos?
Dört-Göz Jilly değil. Queens'li Jilly.
o quatro-olhos não, o Jilly de Queens
dört gözle bekliyorum 27
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlük 20
gözlerini 24
gözüm 50
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlük 20
gözlerini 24
gözüm 50
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19
gözlerime 17
gözlerini aç 93
gözlerime inanamadım 18
gözlerine bak 29
gözlerini açık tut 34
gözlerini kapa 92
gözlerini dört aç 27
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19
gözlerime 17
gözlerini aç 93
gözlerime inanamadım 18
gözlerine bak 29
gözlerini açık tut 34
gözlerini kapa 92
gözlerini dört aç 27