Zehir mi translate Portuguese
186 parallel translation
Ne olduğunu sanıyorsun, zehir mi?
Julgas que tem veneno?
Nehire döktüğün şey onları zehirlemiş. Zehir mi?
Aquela porcaria que tem o rio, envenenou-as.
Zehir mi?
- Envenenada?
Zehir mi?
Veneno?
- Ne satıyorsun, Meathead, zehir mi?
- O que vende, Meathead, veneno?
Yemekte zehir mi arıyorsunuz?
- Tudo bem? - Prova a ver se está envenenada?
- Zehir mi?
- Veneno?
Yüce İsa. Neyim ben, zehir mi?
Eu não sou nojento.
Yani yanarak ortaya çıkan bir zehir mi?
Então é um veneno que funciona por combustão...
Beze zehir mi koymuşlar?
- Envenenaram o pano?
Kanepelere zehir mi koymuş?
Ele seria capaz de envenenar canapés?
- Zehir mi?
- Veneno.
Yani biraz zehir mi çaldı diyorsunuz?
Quer dizer que ele roubou veneno?
Aynı zehir mi?
O mesmo veneno?
Bir tür zehir mi bu?
Será veneno?
O zehir mi?
Esse veneno?
Ne yaptın, bir kuşun yemine zehir mi koydun?
Puseste veneno no comedouro de pássaros?
- Zehir mi? Evet.
Envenenado?
bir çeşit zehir mi, ya da ne?
algum tipo de toxina, ou quê?
Suya zehir mi karıştı?
A água está contaminada?
Suya zehir mi katacak?
Vai contaminar a água?
Buna zehir mi kattın?
Está envenenado?
Kalıntı bırakmayan bir zehir var, değil mi?
Há um veneno inindentificável, não há?
Şu zehir hakkında, değil mi?
Foi acerca daquele veneno, não foi?
Doktor, siz arseniğin bir zehir olduğunun farkındasınız değil mi?
Doutor, tem consciência que o arsénico é um veneno, não tem?
Ben de dedim ki "Siyah, bildim mi?" Çünkü dedim "kıskançlık zehir gibidir".
Eu disse : "Preto. Porque ciúme é veneno."
Dikkatli bakmadım. Zehir Hafiye mi sandın beni?
Não os vi. Não sou Perry Mason.
Bahsettiğin zehir mi?
Um veneno.
O zaman size göre zehir, yemekten sonra içtiği kahvenin içine koyulmuştu ve bilinmeyen sebeplerden ötürü etkisi gecikti. Öyle mi? - Evet.
Então considera mais provável que a droga tenha sido administrada no café a seguir ao jantar, e que, por razões desconhecidas, o seu efeito tenha sido atrasado?
Hayatım, rüzgarlı bir günde gelişi güzel zehir sıkmak iyi bir fikir mi sence?
Querido, achas prudente andar a pulverizar veneno num dia ventoso?
- Zehir mi?
Veneno?
- zehir mi?
- Como veneno? É dulcíssimo!
Haşhaşı sıkarsın, suyunu kurutursun ve ahanda sana afyon... gençleri mi zehirliyonuz hı? Pis zehir tacirleri!
Squeeze the juice from the poppy, dry it and you get opium... which claims so many innocent lives!
Zehir mi?
Envenenado?
Bu yüzden zehir olmak zorunda, değil mi, Komutan?
Por isso tinha de ser veneno, não?
Zehir mi?
Um copo de veneno?
Sabah oluyor ama zehir yine de bir yerlerden sızıyor, değil mi?
Chega a manhã e o veneno esvai-se, não é verdade?
Şimdi bu kanaldan ona Süper Asker serumumu veriyorum serumun kod adı "Zehir" steroid ve toksinlerden oluşan kişisel formülümü de ekledim mi tamam.
Agora acrescento o meu Soro Super-Soldado cujo nome de código é "Veneno" ao qual acrescento a minha própria receita de esteróides e toxinas.
Zehir bu, değil mi?
É veneno, não é?
Reese'in araplar için kullandığı garip zehir değil mi bu?
Não é o veneno esquisito que o Reese usou nos miúdos árabes?
- Zehir gitmiş mi?
- O veneno desapareceu?
- Tamam, zehir sende mi?
- Tens o comprimido de veneno?
Zehir iksiri hala sende mi?
Ainda tens o comprimido de veneno?
Kahveye zehir koymadın, değil mi?
Você não envenenou o café, não é?
Zehir gibi mi?
Se é tão porreta, aposta 15 nele?
Peki ya zehir? En azından izine rastlayabildiniz mi?
Descobriram pelo menos isso?
Madde Tespit'tekiler kahve fincanında zehir proteinleri buldu. Bu, onu öldürmüş olabilir mi?
O laboratório encontrou proteínas do veneno na chávena de café.
Bu zehir için, her şeyi kaybetmeye değer mi?
Esse veneno vale perder tudo isso?
Balık kafasını sevdin mi, seni zavallı yaşlı bunak? Balık kafalarına zehir koydum.
Como gostas da cabeça do peixe, seu miserável velho estúpido?
Doktor, siz arseniğin bir zehir olduğunun farkındasınız değil mi?
Doutor, tem consciência que o arsénico é um veneno, não tem? Também o Botox.
O yüzden mi brendime zehir kattın?
Foi por isso que envenenaste o meu brandy?