Çocuklarım translate Portuguese
18,407 parallel translation
Bu kişiler sadece evlerimize tehlike teşkil etmekle kalmıyor aynı zamanda bizim ve çocuklarımızın geleceği için de tehlikeliler.
Esses indivíduos são uma ameaça para a nossa casa, para o nosso futuro e o das nossas crianças.
Çocuklarımızın eğitim ve öğretimini düşünmeliyiz.
- Isto é sério! Temos que pensar na educação dos nossos filhos!
Bir anne olarak, çocuklarımın güne doğru düzgün başlamasını isterim.
Sendo mãe, quero que os meus filhos comecem bem o seu dia.
Çocuklarımıza köpek sütü veriyorlar.
É leite para cães. Servem leite para cães às nossas crianças.
Günümüzü unutmamıza ve çocuklarımıza onları sevdiğimizi ifadesiz bir surat ifadesiyle söylememize yardımcı oluyor.
Ajuda-nos a esquecer o dia que tivemos e a dizer aos nossos filhos que os amamos com uma cara séria.
Hastalığımın bir tedavisi yok. Orduda ülkemizi korumak için savaşırken ailelerimiz ve çocuklarımızı unuttuk.
A minha doença não tem cura embora lutando pelo nosso país no exército esquecemo-nos completamente que precisavamos de proteger a nossa família e as crianças.
Bizim çocuklarımız, aslında.
São nossos filhos, na verdade.
- Çocuklarımız birlikte oynasın istiyorum. - Kuzen olacaklar!
Quero que os nossos bebés brinquem juntos, eles são primos.
Hayır, ben çocuklarımı seviyorum ama doğurduğumda 15 yaşında değildim.
Não, eu amo os meus bebés. Mas não os tive com 15 anos.
Yarın ölecek değilim ama böyle bir yükü kaldıramazsınız. - Çocuklarım da kaldıramaz.
Não vou morrer amanhã, mas... não quero ser um peso para vocês nem para os meus filhos.
Kısacası sevgili çocuklarım,.. ... sadece oyun oynamayı değil mutlu olmayı da unuttuk.
Em suma, meus queridos, queridos filhos... nós não só esquecemos de como brincar
Çocuklarımızın size ihtiyacı var.
As nossas crianças precisam de vós.
Çocuklarımıza da bunu yaptırabilmek için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar para os nossos filhos o fazerem.
Çocuklarımın bir anneye ihtiyacı var.
Os meus filhos precisam de uma mãe.
- Belki kendi çocuklarımızı düşünmeliydin.
Talvez devesses pensar nos nossos filhos.
- Bunu çocuklarımız için yapıyorum!
Estou a fazer isto pelos nossos filhos!
Birlikte savaşabiliriz böylece çocuklarımız bu ortam içinde büyümez.
Nós podemos lutar juntos para que os nossos filhos não cresçam no meio disto.
Ama çocuklarım için iyi mi peki?
- Mas é bom para os meu filhos?
Maskotluğa ilk kez aşık oluşum ikinci eşim Lordes'le birlikte çocuklarımız Muffy, Ponce, Sugito ve...
Apaixonei-me pela arte de ser mascote quando eu e a minha segunda mulher, a Lordes, levámos as crianças, a Muffy, o Ponce, o Sugito e...
İzin verirseniz çocuklarımı ziyarete gidebilir miyim?
- Posso... visitar os meus filhos rapidamente?
Bizi cezalandırabilirsin ama çocuklarımız yanlış bir şey yapmadı.
Podem punir-nos, mas os nossos filhos não fizeram nada de errado.
Çocuklarımı okula, kocamı işine bırakmalıyım.
- Tenho de levar os miúdos à escola - e o meu marido ao emprego.
Anlarsın, çocuklarımın doğum gününü bile hatırlamıyorum ancak şiddet dolu, ruh kemiren olaylar beynime kazınıyor.
Não me lembro do dia de anos dos meus filhos, mas os acontecimentos violentos ficam-me gravados na mente.
Genç çocuklarım var.
Tenho adolescentes.
Bu insanlar, çocuklarımı aldılar.
Aquelas pessoas tiraram-me os meus filhos.
Çocuklarımı öldürdüler!
Eles mataram os meus filhos!
Çocuklarımın annesi olur sanıyordum.
Pensava que ela iria ser a mãe dos meus filhos.
Dünyanın en yaşlı, en bilgili vampirleriyiz, ve anlaşmazlıklarımızı teneffüste bahçede oynayan çocuklar gibi çözüyoruz.
A assembleia mais antiga e sofisticada de vampiros, e vamos resolver as nossas diferenças como miúdos no recreio.
Siz çocuklarınız hakkında mı laflıyorsunuz?
Estão a falar dos vossos filhos?
Pekâlâ, ben diğer çocukların moralini bozmaya koyulacağım.
Muito bem, agora vou assustar os outros miúdos.
Aslına bakarsanız, kanser çocuklar için bir tane fazladan oyuncak ayı yapmıştım.
Na verdade fiz ursos de peluche a mais para os miúdos com cancro.
Başlamadan önce bunlar normal çocuklar mı yoksa geri olan cinslerden mi?
Antes de começar, estes são os miúdos normais ou os que são "duh duh"?
Hadi buradaki en havalı çocukları bulup Chris'e şaka yapılmasıyla ilgili bir şey bilip bilmediklerine bir bakalım.
Muito bem, vamos procurar os miúdos fixes deste sitio e ver se sabem alguma coisa sobre uma partida ao Chris.
Ben yaralandım çocuklar!
Estou ferido, crianças!
Orada yardımınıza ihtiyacı olan çocuklar var ve arkadaşımın da doktora görünmesi lâzım.
Estão ali pessoas que precisam da sua ajuda, e ela precisa de cuidados médicos agora.
Kaybolan çocuklar bulundu sanırım.
Penso que aqueles rapazes desaparecidos não estão mesmo desaparecidos.
- Çocuklar bir fırsat yakaladım.
- Pessoal, tenho uma oportunidade. - Negativo.
Liam'ı almam gerek. V'ye de çocuklarına bakacağımı söyledim.
Tenho de ir buscar o Liam e disse à V que ficaria como babysitter.
Çocuklarını siğillermişçesine çıkarıp atar mıydın?
Congelarias os teus bebés como uma verruga?
Hayatım bitmiş benim. Ne İncil ne avukatın çocukları sikimde değil!
A minha vida acabou, por isso a Bíblia pode chupar-me o caralho e os filhos daquele advogado também!
Çocuklar, markalı şeylerin enerjisi yüzüden can çekişiyorum ve fındıklı üzüm kasesi almalıyım.
- Vamos. Meninos, sinto a energia que me caracteriza a esmorecer, preciso mesmo de uma taça de Grape-Nuts.
- Hiç zor geldiği olmadı mı? Kendi çocuklarının derdi varken, bir de başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek yani?
Não achavas difícil cuidar de outras crianças, quando tinhas as tuas para te preocupares?
Çocuklar, takımın kalanı bizi asla 1958 yılında bırakmazdı.
Malta, o resto da equipa não nos deixaria perdidos em 1958.
Çocuklar, mesele yarın ne yapacağımız değil.
Isto não é sobre o que vamos fazer amanhã.
Hazır mısınız çocuklar?
Estão prontos?
- Umarım çocuklar çok sorun çıkarmamıştır.
Espero que os rapazes não tenham problemas.
Ben o çocukları tanımıyorum.
- Não conheço aqueles miúdos.
Senin çocukların, parkta mı?
Os teus filhos no parque?
Bahsi geçen beyin hasarı gerçekleştiği sırada Frank Castle'ın karısı ve çocuklarının gözünün önünde öldürüldüğünün farkında mısınız?
Sabe que a esposa, o filho e a filha de Frank Castle foram todos assassinados diante dele quando ele sofreu essa lesão cerebral?
Çocukları kurtardım.
Ajudei a salvar miúdos.
Aynı üniversitede çıktığım tüm çocuklar gibi.
Tal como todos os rapazes com quem namorei na faculdade.
çocuklarımız 21
çocuklarım var 24
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarını 17
çocukların var mı 28
çocuklara 23
çocukları severim 21
çocuklarım var 24
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarını 17
çocukların var mı 28
çocuklara 23
çocukları severim 21