Çünkü istemiyorum translate Portuguese
1,522 parallel translation
Soruyorum, çünkü istemiyorum.
Pergunto porque não quero.
Defol git evimden, çünkü şu anda seni görmek istemiyorum!
Sai da minha casa, porque não te quero ver!
Çünkü seni orada görmek istemiyorum.
Porque não te quero ver lá.
Ama bu sahnede ağlama saçmalıklarını kesmezsen seni kovmak zorunda kalacağım tamam mı? Seni kovmak istemiyorum, çünkü seni izlemek hoşuma gidiyor.
Mas se não deixares essa choradeira, vou ter que te despedir... e não queria porque gosto de ti.
Sen kardeşim burada kalıyorsun çünkü kötü şansının bizi öldürmesini istemiyorum.
Você fica aqui. Não quero que seu azar nos mate.
Çünkü eğer bu konuşmayı birileri dinliyorsa kimliğimi bilmelerini istemiyorum
Porque se alguém estiver a ouvir, não quero que saibam quem eu sou.
Çünkü ufak bir parça çıkarıp, hastam kendi vücut sıvısında boğulurken laboratuarda oturup zaten bildiğim bir şeyi doğrulamak istemiyorum.
Porque não quero extrair um pedaço mínimo, ir para o laboratório e confirmar o que já sei, enquanto o meu doente se afoga nos próprios fluidos.
Çünkü düşük nabza ihtiyacım olduğu gerçeği... nabzımın yükselmesine yol açıyor... ve bu yüzden cezalandırılmak istemiyorum.
Ter de baixar as pulsações pode causar-me stress e aumentá-las, e não quero ser penalizada por isso.
Çünkü yeni bir kutu aldım ve kurabiye canavarının onu mideye indirmesini istemiyorum.
Porque acabei de as comprar e não quero que o cabeçudo as coma todas.
Çünkü eğer değiştirteceksen, ben bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Não quero fazer parte disso.
Çünkü ben içimin olduğundan daha fazla ölmesini istemiyorum artık.
Não quero que a minha alma morra mais do que já morreu.
Milletvekillerinize yazmanızı istemiyorum, çünkü size ne yazdıracağımı bilmiyorum.
Não quero que escrevas a nenhum congressista porque não sei o que tu possas escrever.
Çünkü artık oynamak istemiyorum.
Já não quero lutar mais.
Çünkü, beni bu durumda görmelerini istemiyorum.
Porque não queria que me vissem.
Ama bunları giyin. Çünkü şişmansınız ve döşemelerimi aşındırmanızı istemiyorum.
Mas usem isto porque são pesados, e não quero que me estraguem o chão.
Dalmak istemiyorum uykuya Çünkü özlüyorum seni Jimmy
Não quero adormecer Porque sinto a tua falta, Jimmy
hayır, hayır artık istemiyorum hayır, pişmanlık istemiyorum çünkü hayatım ve zevklerim bugün seninle başlıyor.
Não, nada de nada, não, não me arrependo de nada. Seja a minha vida, Sejam as minhas alegrias, hoje, começam contigo.
Samimiyetle ve bencilce 1408'e yerleşmemenizi istiyorum. Çünkü ortaya çıkacak pisliği temizlemek istemiyorum.
Sinceramente, egoistamente, eu não quero que fique no quarto 1408 porque não quero ter de limpar a porcaria toda.
Çünkü seni yemeğe patronun olarak çıkarmak istemiyorum.
Porque não quero levar-te a jantar como teu patrão.
Çünkü bana bağlanıp ta, bir takım duygulara kapılmanı istemiyorum.
Porque não quero que me venhas chatear, falar de sentimentos e essas merdas.
Çünkü ben artık bunu yapmak istemiyorum.
Porque eu já não quero continuar com isto...
Herhangi bir ilaç kullanmak istemiyorum, çünkü hâlâ bebeğimi emziriyorum ve zarar görmesini istemiyorum.
Não quero tomar nada... Ainda estou a amamentar e não quero prejudicar a bebé.
İlişki Yaşayamam Çünkü Yanlış ve Earl'ün Beni Öldürmesini İstemiyorum Turtası.
Tarte Não Posso Ter Uma Aventura Porque É Errado E Não Quero Que o Earl Me Mate.
Hayır, bana yardım etmenizi istemiyorum, çünkü sizi tanımıyorum bile.
Não quero que me ajude porque não o conheço de lado nenhum!
Hayır, sorun var. Çünkü bunu yapmak istemiyorum.
Não está nada tudo bem, porque não a quero.
Çünkü o adam olmak istemiyorum, bebeğim.
Porque não quero ser assim, amor.
Onu kızdırmak istemiyorum. Tanrım, Sadie. Bizi buraya çağırıyorsun, şimdi de dışarıda beklememizi istiyorsun, çünkü anneciğin sana kızabilir.
Jesus, Sadie você ligou pra nós virmos pra cá, agora quer que esperemos aqui fora pra sua "mamãe", não ficar brava com você!
Bana da kopya çıkar çünkü o şeyi taşımak istemiyorum.
Não quero carregar com essa porcaria.
Şansımı deniyorum, ama her şeyi göz aldım çünkü onun öldüğünü görmek istemiyorum.
Isto é um tiro no escuro, mas eu estou desesperado porque não o quero ver morrer.
Çünkü burası şehrin en iyi lokantasıdır.. ... ve bu geceyi unutmanı istemiyorum.
Porque é suposto ser o melhor restaurante da cidade, e não quero que esqueças esta noite.
Gerçekten bugün buraya piliçler gelecek mi çünkü bugün burada mal gibi kalmak istemiyorum.
A sério, vai haver conas aqui? Porque não quero Ter nada com vocês, os dois bravos exploradores.
Bir şey istemiyorum çünkü.
Não quero nada, você sabe.
Ben canımın istediği her şeyi yaptım. Çünkü elimde hiçbir şey olmamasını istemiyorum.
Pego tudo que quero, porque não quero nada.
Anlamadığın şey şu senin başına bir gelmesini istemiyorum. Çünkü bu beni üzebilir.
O que não percebes é que importo-me com o que te acontece porque pode prejudicar-me!
Çünkü hasta olmak istemiyorum.
Não queria nada ficar doente.
Sonra da "Bu arada, seni aradım çünkü yakında öleceğim ve yalnız ölmek istemiyorum" mu diyeceğim?
E : "Ah, já agora, vou morrer em breve. Vim procurar-te, porque não quero morrer sozinho"?
Bir sorun çıksın istemiyorum çünkü ben daha yeniyim.
É só para lhe perguntar porque não sei como funcionam as coisas.
Sana kendimle ilgili söylemem gereken bir şey var. Sana bunu açıklamak istiyorum çünkü gerçekten özel olduğunu düşünüyorum. Aramızda gizli saklı olsun istemiyorum.
Tenho de te dizer uma coisa sobre mim e quero explicar-te, porque sinto que és mesmo especial e não quero que haja segredos entre nós.
- Çünkü bunu konuşmak istemiyorum.
Não quero falar disso. Porquê?
Lloyd, sakın bana yorumlardan bahsetme, Çünkü bilmek istemiyorum.
Lloyd, não me fales de crítica nenhuma, porque não quero saber.
- Çünkü seni kaybetmek istemiyorum.
- Porque eu não te quero perder.
Sana seni görmek istemediğimi, ve psikiatrı görmen gerektiğini söylüyorum. Çünkü seni tedavi etmek istemiyorum.
Não a quero tratar, para falar com a psiquiatra, e porque não a quero tratar.
Beni istiyorsun çünkü ben seni istemiyorum.
Quer-me a mim, porque eu não a quero.
Çünkü önce kavga eder sonra da sevişiriz....... ve ben bunu istemiyorum.
Porque discutiríamos e depois fazíamos sexo. E eu não quero fazer isso.
Bunun kötü bir şey olduğunu düşünmeni istemiyorum, çünkü değil, tamam mı?
Não quero que penses que é errado, porque não é, está bem?
İyi, çünkü bütün gün aylaklık etmeni istemiyorum.
Ainda bem, porque não te quero a pastar por aqui o dia todo.
Çünkü kimsenin bu laboratuvara başka bir gözle bakmasını istemiyorum.
Porque não quero ninguém a investigar este laboratório, além do necessário.
- İyi, çünkü çünkü ben de seninle hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Porque não me apetecia.
Çünkü ben oraya, gözlerimin içine bakıp "Artık kızımla çıkmanı istemiyorum." demesi için gittim.
Fui lá para ele me olhar nos olhos e dizer que não queria que namorasse mais com a filha.
Çünkü, ben de biraz düşündüm, ve belki de bilmek istemiyorum.
Estive também a pensar e... Talvez eu não queira saber.
Delilik değil, çünkü kimseye zarar vermek istemiyorum.
Quero dizer, não é má, porque eu não quero magoar ninguém.
istemiyorum 1125
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61