English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çünkü o

Çünkü o translate Portuguese

61,534 parallel translation
Çünkü o koltukta oturan adam Ateş yerine konuşmaya karar verdim.
Porque o homem sentado nessa cadeira decidiu falar, em vez de disparar.
Çünkü o işin altından kalkamaz.
Não consegue fazê-lo!
Uzaylıların bizi artık öldürmesi bile gerekmiyor, Çünkü onların işini yapmak için biz burada sıraya geçiyoruz.
Os Raps já nem precisam mais de nos matar, porque estamos todos aqui em baixo dispostos a fazer o trabalho deles.
Çünkü o köpek bir terapi hayvanı.
Porque aquele cão é um animal de terapia.
Çünkü o kaz sesli flütün hakkında neler hissetmişsen ben de domuzum hakkında aynı şeyleri hissediyorum
Sim, porque eu sinto pelo meu porco o que tu costumavas sentir com a tua flauta barulhenta.
Çünkü o deli.
Porque é doida.
Çünkü ona her ne olduysa muhtemelen yeni başladı.
Porque o que aconteceu com ele, deixou-o assim.
Çünkü o zaman beni alıkor.
Porque é quando ele me encontra.
- Çünkü onu bıçakladı.
- Porque ele o apunhalou.
Ben hariç çünkü ona bu işi ben verdim.
Exceto eu, porque fui eu quem o contratou.
Çünkü Beau, takımın diğer üyelerinden biri kayıplara karıştı.
Porque o Beau, um dos outros membros da nossa equipa, desapareceu.
Bu yüzden, Santa Monica'da neler yaşadığın ile ilgili konuşmalıyız. Çünkü, bu yükü benim yaptığım gibi taşımanı istemiyorum.
É por isso que precisamos de falar sobre o que se passou contigo em Santa Mónica, porque não quero que carregues isso como eu fiz.
Şu an nerede olduğun o sikik beyninden uçup gitmiş gibi duruyor çünkü. - Bence...
- É da minha alçada...
O yüzden nereden buluyorsanız bulun bana adam gibi, değerli bir dava getirin. Çünkü kendinizi ortaya koyana kadar istediğinizi elde edemeyeceksiniz.
Por isso, vão nus para a rua e tragam-me o raio de um caso monumental porque não conseguem o que querem sem arriscar!
Çünkü Rhoades'u yenmek istiyorsan olmak zorundasın.
Porque para teres hipótese com o Rhoades, tens de ser.
Çünkü neden o kadar kolay olsun ki?
Porque seria tão fácil?
Herhâlde ben o kadar uyudum çünkü harika hissediyorum.
Devo ter dormido isso porque sinto-me ótima.
Çünkü çıkar çıkmaz boktan kahve ve testosteronun etkisindeki polisin teki bizi vurur.
Porque quem o fizer será alvejado por um polícia ali à espera, de nervos em franja de tanto café merdoso e testosterona.
Çünkü "Büyük Gün" hepimizi kurtaracak.
Porque o Grande Dia vai salvar-nos a todos.
Çünkü Broussard haklı.
Porque o Broussard tem razão.
Sadece Frankie'nin annesi olduğum için şimdi ben fabrikaya gideceğim. Çünkü sizin yaptığınız şey bu.
E agora vou para a Fábrica, só por ser a mãe da Frankie, porque é isso o que vocês fazem.
Pilot, benimle iletişim kurmayı bilir. Çünkü bu kitabı taşıyorum.
O piloto vai estabelecer contacto comigo porque estou com este livro.
Çünkü pilotla kaçtı.
Porque ele fugiu com o piloto.
Çünkü sen onu benim gibi tanımıyorsun.
Porque não o conheces como eu.
Hepsi gözlerini dikmiş bakıyor çünkü O hip-hop'un Vanderbilt'i
Estão todos especados a olhar Ele é um Vanderbilt do hip-hop
Çünkü sana sahibim, bu mükemmel
Porque eu sou o teu dono E é excelente
Düşünüyordum da 2014 yılı Her Güne Bir Şaka takvimimi saklamak isteyebiliriz. Çünkü takvim 2031 yılında aynı günlere denk geliyor.
Estava a pensar que talvez quiséssemos guardar o meu calendário de 2014 de uma piada por dia, porque o calendário vai ser igual em 2031.
Kazanan benim çünkü ben gidiyorum! Midem öfkeyle dolu.
Muito bem, quem quer ir passar o dia na praia?
- Evet aradım çünkü uymam gereken emirler var ve savunma bakanı ifadeni verirken bunu takmanı istiyor.
- Sim, revistei. Porque eu também tenho ordens a cumprir. E o Ministro da Defesa quer que você use isto quando testemunhar.
Ve günahlarımızı bağışla çünkü bizler, bize borçlu olan herkesi affederiz. Ve bizi duruşma zamanına getirme. Sonsuza kadar, amin.
E não nos deixeis cair em tentação, mas livrai-nos do mal, porque teu é o reino, o poder e a glória, para todo o sempre.
Belki de desteyi bozdu çünkü geleceğini değiştirebileceğini düşünüyordu.
Talvez tenha estragado o baralho por pensar que poderia mudar o futuro.
Ama asla geri gelmedi, Çünkü bu alçaklar onu öldürdü.
Mas ele nunca voltou, porque estes sacanas o mataram.
O da olmaz çünkü siktiğimin kapağı yok.
Sem a puta da tampa é difícil.
Çünkü Gary çok tazeydi.
O Gary era bem fresco.
Yanımızda götürmek isteriz tabii çünkü utangacız.
Gostaríamos de o levar connosco. Somos tímidos.
- Çünkü artık belediye başkanı değilim.
- Porque já não vou ser o presidente.
Çünkü bir gözümle geçmişi, diğeriyle günümüzü ve üçüncüyle... bu gözle gelecek görülebilir.
Porque posso ver o passado com um olho e o presente com o outro. E o terceiro... com ele, o futuro pode ser visto.
Yani, iyi bir nedenle, çünkü bir Alpen, gece REM uykusu esnasında beynin ürettiği proteinden beslenmezse delirir.
Quer dizer, por uma boa razão, porque eles enlouquecem se não se alimentarem à noite das proteínas que o nosso cérebro produz durante o sono REM.
Çünkü beden, durumu normale döndürmek istediğinde, uyumadığında beyin daha fazla melatonin üretir
Porque quando o corpo tenta compensar, o cérebro produz mais melatonina quando não está a dormir.
- Mesele şu, yıldızlardan, belirli yıllar için tahminde bulunamazsın, çünkü gerçekte hareket etmezler, ama güneş sisteminin gezegenlerini haritaya dökebilirsek olayı çözebilir miyiz?
O problema é que não podemos prever anos a ver estrelas, porque elas não se movem. Mas, se pudéssemos mapear os planetas no sistema solar, não poderíamos prever?
Karnın ağırabilir sanıyordum Çünkü Nick artık sevgilin değil.
Pensei que a tua barriga ia doer, porque o Nick já não é o teu namorado.
Peki, çünkü bunun ne anlama geldiğini henüz bilmiyoruz,
Porque ainda não sabemos o que significa.
" Kimse kötüyü seçmez, çünkü şeytan kötüdür ;
" NENHUM HOMEM ESCOLHE O MAL POR SER O MAL,
O yüzden bunu bir araya getir ve çabucak al, çünkü...
Por isso, arruma e rápido porque...
Ve o kadar da iyi değil, çünkü görünüşe göre onları tanıyorsun ya da biliyordun.
E não tão bom, porque parece que você os conhece... ou conhecia-os.
Çünkü çizdiği şeylerin çoğunu hayal gücünden değil de Ne de bildiğimiz herhangi bir yerden değil.
Pois acho que o que ela desenhou é mais do que apenas imaginação ou de qualquer lugar que já vimos.
O zaman sanırım eğlenmiyoruz, Çünkü birlikte yaşlanacağız.
Acho que não estamos a divertir-nos, porque estamos a envelhecer juntos.
Çünkü Bonaparte'nin beni boğması gerektiğini biliyordu.
Pois ela sabia que o Bonaparte me sufocou.
Bilmek istediği ne olursa olsun, çünkü seçeneklerimiz bitti.
O que ele quiser saber, porque não temos opção.
Portal açmamak istediğini söyledi. Çünkü yalnız başına dönmezdin.
Para não abrir o portal, porque não voltavam sozinhos.
Her ne yolculuk yapmaya kalkıştıysa Muhtemelen bir şansı yoktu çünkü aynanın, Tamamen parçalanmış gibi, o yüzden...
Se alguma coisa tentou apanhar boleia parece que não teve hipóteses pois o espelho está todo partido então...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]