Îlginç translate Portuguese
16,823 parallel translation
Aslında, ilginç bir düşünce.
"para financiar os quadros da ementa no novo restaurante de Des Plaines. " É, sem dúvida, uma ideia curiosa.
İlginç bir iş fırsatı karşıma çıktı.
Deparei-me com uma oportunidade de negócio muito interessante.
Cidden çok ilginç.
Muito interessante, mesmo.
İlginç diye düşünmüştüm. Birçok siyahiye göre O.J. suçlu değil.
Mas o que é interessante é que muitos negros não acham que OJ fez isto.
Savunma ilginç bir şeyler sunduğunda, jüri aralarında üç taş oynamaktansa bunları dinlemek istiyor.
Então quando a defesa traz algo exótico, faz o júri parar e prestar atenção, em vez de jogarem ao jogo do galo entre eles.
En ilginç tarafı ise Watson-Crick tipi olmayan çiftlerde.
A base de emparelhamento não-Watson Crick é onde fica interessante. É...
İlginç bir fikir, O.J. Buna karşı değilim.
É uma ideia interessante, OJ. Não estou contra.
1985'de ilginç bir şey yaşandı.
Algo interessante aconteceu em 1985.
Şuna bak. Bu karar LAPD'nin geleceği için neyi ifade edeceğini görmek ilginç olacak.
Vai ser interessante ver o que este veredicto vai significar para o futuro da polícia.
Mahallesinde nasıl bir tepki olacağını görmek ilginç olacak.
Vai ser interessante ver a reacção da vizinhança dele.
Daha sonra Simpson davasının bırakın yüzyılın davası, kariyerindeki ilginç davalar arasında bile yer almayacağını söyledi.
NÃO SERÁ LEMBRADO COMO O JULGAMENTO DO SÉCULO, OU UM DOS MAIS INTERESSANTES DA CARREIRA DELE.
İlginç olaylardı.
Foi muito interessante.
Sizinle burada karşılaşmak çok ilginç.
Que bom encontrar-vos.
İlginç olan her taraflarını almışsın.
E tiraram-lhes tudo o que era interessante.
Hepimizin hizmetçilerin mutfağına kendiliğinden gelmiş olması ilginç.
Saúde! A questão é que todos, naturalmente, viemos para onde os criados comem.
Hayatımız çok ilginç bir hal alacak bence Bayan Peabody.
Acho que a vida está prestes a ficar muito interessante para nós.
- Aynen öyle. - Çok ilginç.
Muito interessante.
Ne kadar da ilginç.
Que interessante!
İlginç.
Interessante.
Sırtından şok yemenin kalbini kırabilmesi ne kadar ilginç.
É engraçado como ser eletrocutado nas costas pode partir o coração.
- İlginç gözüküyor.
Parece interessante.
- İlginç.
Interessante.
İlginç bir yaklaşım.
Abordagem interessante.
- İlginç bir teklif ama zahmet vermek istemem.
É uma oferta interessante, mas não quero atrapalhar. Atrapalhar?
Çok ilginç.
Que interessante, porque eu acho que a casa diria :
Böylece buluşup, ödemeyi alacaktım. Çok ilginç.
- Encontramos-nos e dá-me o dinheiro.
Terry, "ah, kahretsin" gibi tepkiler alabilmek için daha ilginç olman gerekiyor.
Terry, vais ter de ser mais interessante se quiseres ouvir um : "Porra".
Eğer dosyayı istersem onu uyarırlar. İlginç.
Se eu pedir para vê-las, podem alertá-lo.
Benim için ilginç bir yeni bilgi oldu.
É uma revelação excitante para mim!
Onlarda bunu biliyor gibi, yani hissediyorlar, ve herhangi bir yetenekleri yok, ayrıca yetenekli olmayı da istemiyorlar, çünkü bu gerçekten ilginç
Eles têm muito sentimento, mas não têm qualquer talento.
Sadece sana şunu söylemek istedim... Eğer ilginç bir hayat yaşama şansının olmasını istiyorsan bu kasabadan ayrılman gerekiyor.
Só te queria dizer que tens de sair desta cidade, se esperas vir a ter uma vida interessante no futuro.
Bu ilginç mi? Bilmiyorum.
- Isso é interessante?
İlginç.
É interessante.
Um, Bunun ilginç olduğunu düşündüm.
Achei que era interessante.
Aman Tanrım, çok ilginç.
Meu Deus, isso é incrível.
Yani, bence ilginç bir özellik.
Eu acho isto interessante.
Paul son kısa filmini İnternet'te gördüğünü ve ilginç olduğunu söyledi.
O Paul disse que viu a tua última curta online e que era interessante.
- İlginç bir şeyler falan?
- Algo interessante?
Ne ilginç zamanlarda yaşıyoruz.
Vivemos tempos interessantes.
Biraz daha ilginç hale getirmek istersen, raundu tahmin et.
Queres tornar as coisas interessantes? Diz-me em que ronda.
Çok ilginç bulduğum biriyle tanıştım.
Conheci alguém que acho muito intrigante.
Bizi ayıran küçük şeyler nekadar ilginç.
Porque não se renderam?
Ona kulak vermelisin bence... aslında anlattıkları kulağa ilginç geliyor.
Acho que devias ouvi-la, porque até parece ser muito interessante.
Çok ilginç, nurtopu gibi küçük bir davamız oldu.
Conseguimos um pequeno caso não-desinteressante.
Çok ilginç, küçük nurtopu gibi bir davamız oldu.
Surgiu-nos um caso não-desinteressante.
Hayır, ilginç çünkü bazı büyük mülklerimiz var, Ve zengin birinin parasını elinde tutuşunu seyretmekten daha güzel bir spor olamaz
Não, é interessante, porque temos algumas propriedades luxuosas, e não há melhor desporto que ver os ricos tentar agarrarem-se ao seu dinheiro.
Oldukça ilginç bir haber.
É uma boa matéria :
İlginç.
Isso é interessante. Está bem.
İlginç bir mesaj.
Mensagem intrigante.
İlginç.
- Interessante.
İlginç bir teori Bay Schott.
Teoria interessante, sr. Schott.