English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ö ] / Öbür gün

Öbür gün translate Portuguese

238 parallel translation
... ve o işleri öbür gün evlenebilmemiz için ayarladı!
... e ele arranjou tudo para que nos casemos depois de amanhã!
Yarın öbür gün ölsen benim halim ne olur?
Se morresses amanhã, o que seria de mim?
Öbür gün.
Depois de amanhã.
Yarın ya da öbür gün götürürüz.
Podemos fazer isso amanhã.
Ben yarın, öbür gün ve ondan sonraki gün ne yapacağımı biliyorum.
Mary, eu sei o que vou fazer amanhã e no próximo dia e no próximo ano e no ano a seguir a esse.
Ben yarın, öbür gün ve ondan sonraki gün ne yapacağımı biliyorum.
Sei o que vou fazer amanhã e no dia a seguir e no próximo ano e no ano a seguir a esse.
Öbür gün ayağa kalkar.
Depois de amanhã, já se levanta.
- Demek öyle! Telgraf bir işe yaramaz. Hatlar bir gün açık, öbür gün kesik.
Um dia o cabo está lá, no outro dia está caído.
- Evet, yarın ya da öbür gün bir yerlere kaçıp...
- Fugir? - Amanhã ou depois.
Eğer şimdi böyle hissediyorsam... yarın öbür gün Tom, Dick, Harry olduğu zaman ne yapacağım?
Se me sinto assim agora, como será mais tarde, quando aparecerem o Tom, o Dick e o Harry?
- Öbür gün, gün batımında.
- Dedois de amanhã, ao sol-pôr.
Yarın ya da öbür gün burada olurlar.
Amanhã, ou depois, aqui estarão.
Rica ediyor, siz Sayın Lord Hazretleri, yarın veya öbür gün gelsinler diye.
Ele pede a Vossa Graça, que amanhã o procure, ou no dia seguinte.
Olmazsa öbür gün.
Será noutro dia.
Öbür gün Londra'ya gideceğim.
Parto no dia seguinte para Londres.
Seven ve kaçan adam öbür gün aşkı yaşar.
" Aquele que do amor se refugia vive para amar um outro dia.
Rio Arriba'ya öbür gün gelebilirsin.
É bem-vindo para vir a Río Arriba no dia seguinte.
- Öbür gün burada olmasını söyle. - Tamam.
- Diga-lhe para cá vir depois de amanhã.
Peki yarın öbür gün ne yapacağım?
Mas amanhã o que faço? Que diabo!
Öbür gün gece yarısına kadar vaktimiz var.
Temos até à meia-noite de depois de amanhã.
Öbür gün, doğu kıyısına, hem sudan hem de karadan çıkarma yapmaya hazırlanıyorlar.
Vão fazer um desembarque anfíbio depois de amanhã na costa Leste.
Bu gece gidiyorum ama yarın ya da öbür gün döneceğim.
Esta noite, mas amanhã ou depois estou de volta.
Achillas yarın ya da öbür gün, ona ne zaman uygunsa... -... saldırabilir! - Bu çok mümkün.
Achillas pode atacar amanhã, no dia seguinte ou quando lhe apetecer!
Öbür gün, eski Lafayette Oteli'nde, saat 8'de.
Depois de amanhã, no Hotel Lafayette, às 8h.
Koş bunu bakkala götür! Öbür gün sana bahşiş vereceğim!
Leve isto e te darei algo.
Yumuşaklık. Biraz umutsuzluk. Öbür gün.
ternura algum desespero depois de amanhã talvez
Öbür gün?
Depois de amanha?
Muhtemelen yarın San Pete'e varmış oluruz. Şansımız yaver giderse öbür gün de Delgado'nun yerine.
Chegaremos a San Pete amanhã de manhã... e com sorte, a Delgado na manhã seguinte.
Öbür gün çubuk tüttürüp, kendi aralarında konuşacaklar.
E outro dia fumando e falando.
Bay Beynon seni yarın değil öbür gün görecek.
O Sr. Beynon recebe-o depois de amanhã.
- Öbür gün.
- Depois de amanhã.
Yarın, öbür gün, senin ya da benim başıma gelebilir.
Pode acontecer amanhã ou depois... A vocês ou a mim.
Salı günü gelmeniz gerekiyordu, yarın değil öbür gün tur tarifesine göre.
Devia vir na Terça, dia depois de amanhã quando a visita está marcada.
Az önce bir telgraf aldık. Ev sahipleri öbür gün geleceklermiş.
Os donos da casa avisaram que chegam depois da amanhä.
Yani, bir gün küçük bir kız, öbür gün evliydim. Sonraki gün bebeklerim oldu.
Quer dizer, um dia eu era esta menina.
Öbür gün adaylistesini göndermrmiz grrekiyor.
A máquina tem de apresentar a lista de candidatos depois de amanhã.
Yarın değil öbür gün.
Dia depois de amanhã.
- Yarın değil, öbür gün.
- No dia a seguir.
Öbür gün o zaman. İki gün sonra.
Então, depois de amanhã.
Belki öbür gün Samburu'yu denerim.
Talvez tente Samburu depois de amanhã.
Galiba bir ara gelebilirim. Yarın değil öbür gün.
Acho que posso estar aqui depois de amanhã?
Bu gezegen yarın öbür gün patlasa,.. ... ne kadar zamanımızı boşa geçirdiğimizi bir düşünsene.
Se este planeta explodisse amanhã, pensa no tempo que teríamos perdido.
Fakat... öbür gün arkadaşları geldiğinde köpeği kilit altında tutuyor.
Mas... no dia seguinte quando os amigos o vêm visitar, tranca o cão.
Bir gün biri diyor, öbür gün öteki.
Ora diz um, ora diz outro.
Çekim ekibi öbür gün Entebbe'ye geliyor.
A equipa chega a Entebe depois de amanhã.
Yarın değil öbür gün her şey yolunda giderse...
Depois de amanhã, se tudo correr bem.
Ya da öbür gün.
Olha para mim, Doutor.
Yarın değil, öbür gün değil.
É agora.
Geçen gün, size tokat atana öbür yanağınızı çevirin dedin ya... o pek hoşuma gitmedi.
Outro dia disseste que se um homem te batesse, davas-lhe a outra face. Não gostei disso.
Dünyanın öbür ucundan kürek çekerek geldim.. .. aslında birkaç gün kürek çektim..
Remei por meio mundo...
Bir gün torunlarına şöyle söyleyeceksin... Rio'da bodyguardlı bir adamla olduğunu... seni eski tip bir lokantaya götüren bir adamla... başka bir kadının elbisesini giyen seninle... odanın bir ucundan öbür ucuna yürüyen bir adam.
Um dia, tu contarás aos teus netos como tu estiveste no Rio com um homem que tinha guarda-costas que te trouxe a uma antiga senzala restaurada e te fez caminhar pela entrada com um vestido de outra mulher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]