English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ö ] / Ögreniyorsun

Ögreniyorsun translate Portuguese

668 parallel translation
Sonra bu adamlarin aslinda neler yaptigini ögreniyorsun.
Entäo descubra o que fazem mesmo esses homens.
Patron, her şeyi önceden öğreniyorsun.
Caramba, chefe, sabe sempre das coisas antes de elas acontecerem.
Henry, bunları nereden öğreniyorsun?
Henry, de quem puxaste isso?
Bahçecilikle uğraşınca tuhaf şeyler öğreniyorsun.
Aprendem-se as coisas mais curiosas com... a jardinaria.
Barda çalışınca neyin insanların sinirlerini bozduğunu öğreniyorsun.
Trabalhando num bar, descobre-se o que incomoda as pessoas.
Öğreniyorsun.
Estás a aprender.
Çabuk öğreniyorsun.
Aprende rápido.
- Öğreniyorsun.
- Está a aprender.
- Çok şeyle başa çıkmayı öğreniyorsun.
Pelo menos aprende a conviver com pessoas de todos os tipos.
ne öğreniyorsun diye ucuza alıyorsun.
- Pelo que estás a aprender é barato.
Kadınları öğreniyorsun.
Aprende-se a conhecer as mulheres.
- Oldukça hızlı öğreniyorsun.
- Ainda há tanto para aprender.
Öğreniyorsun.
Você está aprendendo.
Daha fazla yağ israfının nasıl yapılacağını mı öğreniyorsun?
Que sobra óleo para desperdiçá-lo deste jeito?
Yaşamayı yeni yeni öğreniyorsun.
Você está apenas aprendendo a viver.
Öğreniyorsun, Cates.
Está a aprender, Cates.
Hey, çabuk öğreniyorsun.
Ei, aprende depressa.
Greg, sen hala öğreniyorsun, ve, teknik olarak bu işte hala yenisin, ama iyi iş çıkarıyorsun.
Greg, ainda tens que acabar o estágio. E tecnicamente, ainda és um estagiário, mas, estás a fazer um bom trabalho.
- Bundan ne öğreniyorsun?
- Que aprende com este livro?
Çabuk öğreniyorsun.
Você aprende depressa.
Sen de İngilizce öğreniyorsun.
Por isso está agora a aprender inglês.
Zekanı geliştirmek için değil, öldürecek adam bulmak için okumayı öğreniyorsun.
Aprendes a ler não para seres sábio, mas para te ajudar a matar homens.
İşte böyle Leo, öğreniyorsun.
Muito bem, Leo. Estás a aprender.
Televizyondan yenilikler mi öğreniyorsun?
Não ouve ninguém... É um pouco cedo para a última sessão.
Kolay öğreniyorsun.
Vais aprender rapidamente, acredita.
Sen Siddhartha, çok büyük bir Sadhu oldun. Çünkü çok hızlı öğreniyorsun.
Te converterás em um grande samana, porque aprendes-te muito rapidamente cada exercício.
Orada birkaç gün kalınca işbirliğini öğreniyorsun.
Após alguns dias ali, aprende-se a colaborar.
Şimdiden öğreniyorsun, akıllı "maymun".
Já estás a aprender. Macaco esperto.
Bir şey daha öğreniyorsun dostum ve sana tavsiyem bunu hemen öğrenmen.
Também estás a aprender alguma coisa, meu amigo... E aconselho-te a que aprendas agora.
İşi öğreniyorsun.
Já'tás a aprender.
Çünkü öğreniyorsun, anlıyor mı?
É porque estás a aprender, sabes?
Nasıl gülüneceğini öğreniyorsun.
Estás a aprender a rir.
Öğreniyorsun, Max.
Vais ter sucesso, Max.
Ama çabuk öğreniyorsun.
Mas aprendes muito depressa.
Öğreniyorsun.
Está a aprender, companheiro.
Hızlı öğreniyorsun, Angie.
Aprendes rapidamente.
Birinin eşyalarını toplarken daha çok şey öğreniyorsun.
Aprendemos muito mais fazendo a mala de alguém.
Her şeyi zaten öğreniyorsun.
De qualquer maneira, conseguis saber tudo.
- Çok çabuk öğreniyorsun, değil mi?
Aprendeis depressa, não é?
Ve iyisin de, çabuk öğreniyorsun.
E és boa, aprendes rápido.
Bir süre sonra öğreniyorsun.
Torna-se fácil com o tempo.
Çabuk öğreniyorsun John Koenig.
Aprende depressa, John Koenig.
Çok çabuk öğreniyorsun.
Aprendes depressa.
10'luyu asla bölmemeyi öğreniyorsun, 2 kartın varken 10'lu çok iyidir ama sonra acı bir hataya dönüşebilir.
Você aprende a não dividir um 10... 10 é dinamite se tem duas cartas... mas pode ser seu erro trágico.
Evet ya. Çabuk öğreniyorsun.
Sim, aprendes depressa...
- Rusça mı öğreniyorsun? - Evet. Öğrenmeye çalışıyorum.
- Vejo que está estudando russo.
Teşekkürler. Dört tane erkek, üç tane de kız kardeşin olduğunda sabırlı olmayı öğreniyorsun.
Quando tens 4 irmãos e três irmãs, tens paciência.
Sevişirken..... kendinle ilgili çok fazla şey öğreniyorsun. Kendini tanımaya başlıyorsun.
Aprende-se mesmo muito sobre nós próprios quando se faz amor.
Üç yıldan sonra, tüm dümenleri öğreniyorsun.
Em três anos, aprendem-se os truques.
Sınırda yaşadığın zaman, hızlı değerlendirmeyi öğreniyorsun.
Aprendemos a fazer avaliações rápidas nesta vida perigosa.
Öğreniyorsun, evlat.
Estás a aprender, rapaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]