Önün translate Portuguese
66 parallel translation
Victor için "V". Önün açık. Kalkabilirsin.
V, de Victor, pode descolar.
Ve sonra sen önün açık olarak kasabaya gireceksin.
E então você tem toda, a cidade seu bolso.
- Önün açıktı!
- Tinhas o campo livre!
Önün açık!
Está claro!
Hadi Metron, önün açık!
Vamos, Metron, sozinho!
Burasi önün. Burasi arkan. Burasi sağin,...
Esta é a parte da frente esta é a de trás esta é a direita e esta...
Önün açık. At.
Olha o Tom.
- Önün açıktı.
- Tinhas mais que espaço.
Bir süredir seni terfi ettirmek istiyordum. Akıllı ve beceriklisin, önün de açık.
Já há algum tempo que estou a pensar promover-te, és inteligente, capaz, não te tornes louco.
- Tümüyle açık olacak önün.
- Não terão nada à frente.
Önün açık. - Lütfen sıçrama işlemlerini başlatın.
- Por favor transmita a sequência do portal.
Önün apaçık. Tek yapmaan gereken yavaşça itelemek.
Só tens de a meter lá dentro.
Cesaretin de varsa önün açık.
Tu tens a inteligência. Se o coração a iguala irás longe.
Öyle mi? Önün fişlerden kulelerle doludur. Önünü bile göremezsin.
Montanhas de fichas que até me tapam a vista.
Sadece oraya oturup önün ölmesini mi izleyeceksiniz?
Vais ficar aí a vê-lo morrer?
Herkesin önün de zamanı durdurmayı?
Bloquear o tempo em frente do... não sei, digamos... de todos?
- Önün açık kalmış.
- A tua "fly" ( braguilha ).
Önün açık, geliş ve büyüyeceksin de
Há espaço, floresce e crescerás
Önün apaçıktı!
É de caras!
İşte yine başladı! Önün açın!
Lá vai ele outra vez!
Aa, kahretsin, biliyor musun, bu - bu benim için çok zor... sürekli Jenny ve senin gözümün önün olmanız.
Ah, merda... sabes, é que... é difícil para mim! Ter que ver-te a ti e à Jenny na minha frente o tempo todo.
Önün açık, Benny.
- É assim mesmo, Benny...
Önün bomboş.
Os buracos estão abertos.
Viper 1-1-0-4 önün açık.
Viper 1104 a avançar.
Bu mektubu askere alma subayına ver ve önün açılmış olur.
Apresenta esta carta ao recrutador e não terás problemas em ser aceite.
- Anlaşıldı. Kalkışa hazırız. Önün açık.
A ganhar propulsão, desimpeçam a frente.
Kurba-nıgın önün-dege bir şey söyleme.
Em-pem frente-pente das vítimas-pítimas não-pão.
Önün bomboş, önün bomboş.
Não estou a ver nada, nada.
- Önün kuzey mi?
- Estás a olhar para Norte?
- Bana göre önün hâlâ kapalı. -... ve benim hâlâ başka seçeneğim var. - Gazetelerinizde öyle demiyor ama.
- Bem, da maneira que estou a ver, a tua cabeça continua uma pilha... e eu ainda tenho uma hipótese.
Yankee Zulu X-ray, 10.500'de önün açık.
Yankee Zulu X-ray, está autorizado até 10,500, não há tráfego.
Önün çok açık tatlım.
O céu é o limite para si, minha querida.
Süper, bitiş çizgisine kadar önün açık.
Agora, até à meta está tudo limpo.
Evet, ama öncelikle önün geçmemiz lazım.
Pois, mas para isso precisamos alcançá-la.
Şirket dahilindeki tüm terfı olanakları açısından önün tıkalı. Bu da UMart'ın istemediği bir şey.
As suas oportunidades de progressão na empresa estão limitadas e isso é algo que a UMart não pratica.
Tamam, Guerrero önün temiz ama acele etmen gerekiyor.
Muito bem, Guerrero, podes avançar, mas despacha-te.
Önün kaçmasını rağmen topladı.
Um bocado de subviragem e algum ginchar de pneus mesmo nestas condicoes.
- West Side'da bir evin önün kadar takip ettim.
Parece bem suspeito...
Bu hoş polisin önün de annene itiraz etme.
Não contradigas a tua mãe à frente desta simpática agente.
Önün açık Bill.
Para ti, é tudo com antecedência.
Atış için önün açık olur.
Tu vais ter um tiro limpo
Önün açık artık.
O caminho está livre.
Dakiklik sorunlari, serpilen bir özgüven güçlü disler, ensest görmemis genler ve tahminimce islandikça güzellesiyorsun. Önün açik.
Questões de pontualidade, confiança em crescendo, dentes fortes, genes variados, e parece-me que quanto mais molhada, mais bonita és.
Önün hep batmış.
- Estás todo sujo.
Önün açık, geliş ve bir şeyi öğren
Há espaço, floresce, aprende uma coisa
Önün açık, gelişip ve büyüyeceksin de
Existe espaço, floresce e crescerás
Önün açık, geliş ve bağışla...
Existe espaço, floresce e perdoe... Tzafenat Paneah...
Ben önün geri gelmesini istiyorum.
Eu quero-a em casa.
Sam, önün açık mı?
Sam, consegue atirar?
Benim eski eşim ve ben bunun önün geçmeyi başardık.
- A minha ex e eu tratámos disso logo à nascença.
Şirkette önün açık.
Estás a ir depressa demais Randall.
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onunla konuşmak istemiyorum 23
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onunla git 84
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onunla konuşmak istemiyorum 23
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onunla git 84
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18