English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ö ] / Özgürsün

Özgürsün translate Portuguese

1,017 parallel translation
Şu andan itibaren serbestsin. Mahkemeden çıkmakta özgürsün.
Está, por isso, livre das acusações e livre para deixar o Tribunal.
Seyahat etmekte özgürsün.
Você está livre para viajar.
Eh, artık özgürsün.
Bem, estás livre.
Özgürsün ve onurun var burada
Pode ter-se amor-próprio e liberdade
İstediğini yapmaya özgürsün
Temos os empregos mais gratos
Özgürsün!
Estás livre, vai para o teu marido!
Özgürsün işte.
És um homem livre.
Özgürsün.
Estás livre.
Artık özgürsün, istediğini yapabilirsin.
Agora és livre, e podes fazer o que quiseres.
özgürsün.
Está livre.
Özgürsün.
Está livre.
Babasına bir şey söylemek zorunda değilsin. Sen özgürsün.
Não tens de dizer nada ao pai dele.
Adam dediyse sen özgürsün, Gabriel, Dünyadaki istediğin her yere gidebilirsin.
Bem, se os homens disseram que tu és livre, Gabriel, acho que isso quer dizer que podes ir onde quiseres.
Bunda özgürsün.
Esteja á vontade.
Tamam oğlum, özgürsün. Çünkü ölmek istiyorsan artık hiç kimse sana hiçbir şey yaptıramaz. "
Muito bem, rapaz, estás livre, porque, quando se está disposto a morrer,
Özgürsün!
Estás livre!
Altı yılın ardından yeniden evlenmek için özgürsün.
dentro de seis anos, estará livre para voltar a casar.
Hikâyeni kontrol ettik, Cooper. Gitmekte özgürsün.
Confirmei a sua história, Cooper.
Gitmekte özgürsün, Cooper.
Está livre, Cooper.
Sen bir kralın oğlusun, bu yüzden sana saygı duyarım. Şatonun sınırları içinde özgürsün.
Como filho do rei, respeito-te e dou-te liberdade dentro do castelo.
- İstediğini sanmakta özgürsün.
- Não tenho culpa do que pensas.
Gezmek ve halkımla tanışmak için özgürsün.
Podem passear e conhecer o nosso povo.
Marc, Stuyvesant gibi özel sektörce finanse edilen bir okulda akademik özgürlük, yönetimle aynı fikirde değilsen başka bir akademiye gitmekte özgürsün demektir.
Numa escola particular, como a Stuyvesant, a liberdade acadêmica significa... que se você não concorda com a administração... pode sentir-se livre para procurar outra academia.
Artık özgürsün. Bunula uğraşma.
- Estás livre, podes ir.
Özgürsün Jane.
Serei livre, Jane.
Sen vermekte özgürsün.
És livre para dar.
- Özgürsün Kirk Maynard.
- Você é livre, Kirk Maynard.
Eğer buradan kurtulursak istediğini yapmakta özgürsün.
Se sairmos desta... poderás fazer tudo o que te apetecer.
Özgürsün, gidebilirsin.
Estás livre.
Aklının seni götüreceği her yere gitmekte özgürsün.
Pode ir até onde a sua mente a quiser levar.
- Özgürsün Caderousse, seni bir daha görmek istemiyorum
É livre, Caderousse, mas não quero voltar a verte.
Gönüllü olarak buradasın ve gitmekte hala özgürsün.
Tenho que relembrar-te que tu estás aqui de livre vontade e que poderás ir-te embora quando quiseres.
Özgürsün.
Estão livres!
Fakat savaş bitti, şimdi özgürsün.
mas a guerra acabou, você tem a sua liberdade.
Hala özgürsün.
Tu ainda és um homem livre.
Sen artık özgürsün.
Tu estás finalmente livre.
Hic olmazsa sen artık özgürsün.
Bem... pelo menos tu estás livre.
Dr Russell'ın dediğini duydun, gitmekte özgürsün.
Ouviste o que a Doutora Russell disse. Podes ir embora, por isso vai.
Eğer kefalet verirlerse özgürsün demektir.
Se te derem fiança, estás livre.
Demek çıktın. Artık özgürsün.
Então, estão cá fora, livres.
Seni öbür kasabaya götürürüm, sen de ilk gösteride çalışırsın. Yerine birini buluncaya kadar. Sonra özgürsün.
Que trabalhes para mim, até encontrar uma substituta.
Özgürsün.
És livre.
Eğer hala ikna olmazsan, istediğin yolu seçmekte özgürsün.
Se não se convencer está livre para tratar disto como bem entender.
Özgürsün!
Estamos livres!
Artık özgürsün.
Estás livre.
- Affedildin. Artık özgürsün.
Desculpa, que aconteceu?
Özgürsün!
Bernard!
Yani sen artık özgürsün.
Então está livre.
Özgürsün, uzaylı.
Está livre, alienígena.
Özgürsün artık.
Você está livre!
Özgürsün.
Você está solto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]