English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ş ] / Şunu da al

Şunu da al translate Portuguese

240 parallel translation
Şunu da al.
Segura isso aqui também.
Şunu da al.
Leva também isto.
Şunu da al.
Leve isso, também.
Şunu da al.
Toma isto, também.
- Ama şunu da al.
- Mas tem de levar uma coisa.
- Şunu da al.
- Leva isto também.
Hazır gelmişken şunu da al ve babanı ara.
Já que está aqui, vá telefonar a seu pai. Obrigado.
Şunu da al. Acele et.
Cose esta também e acaba depois a outra.
Şunu da al... Kimliğimi.
Eis a tua identificação.
- Şunu da alıp...
- Vamos só levar o...
- Yeter bu kadar. - Şunu da al.
- Basta!
İşte, şunu da al. Çok seviyor.
E toma, leva isto, ele gosta muito.
Deneyip şunu al da görelim.
Vejamos se consegue ganhar-nos isto.
Al, bebeğim, iç şunu, sonra da uykuna geri dön.
Toma, querida, bebe isto, e depois vais voltar a dormir.
Alec, şunu da al.
Alec, toma nota.
Bunu yapmak için para alıyor ve... sizin gibi tamamen normal birini gördüğünde... sevimli kızı da yanındayken şunu demeliydi...
É pago para isso. Ao receber um sujeito como você, completamente normal, com uma rapariguinha linda... ele devia pensar : "Tenho de arranjar uma cama confortável para ele".
"Bunları alıyorum ki.. .. sonradan" keşke şunu da yapsaydım "demeyesin" der kapıcı..
Este, sempre aceita o que o homem lhe dá,... para que o homem não sinta, que não tentou.
- Bir şey al da sil şunu Luke.
Arranje algo e apague isso, Luke.
Şunu gözümün önünden alın!
Tire esta coisa da minha vista!
Ama size şunu söyleyeyim... Bana Billy Hick'in yaptığını yaparsanız, Orta Afrika'da bir Britanya ordusunu alıp ve bir felaketin bir parçası olarak karşıma gelirseniz,
Mas deixe-me avisá-lo, se me repete a história do Hicks, se leva um exército britânico para a África Central e me traz de volta um desastre,
Bunu, sonra da şunu alın.
Isto e aquilo.
- Şunu da dikkate al :
- Tomarei nota disso. - E disto também...
Al şunu, oradaki l.Z. dosyasına koy.
Guarde debaixo da P.B. ali.
Gönüllü askerler için olan çoğu rahatlatıcı kız Koreliydi ve şunu söylemem gerekir ki hepsine çok saygı duyuyordum çünkü birçoğumuz için bu dünyada son kez yaşayacağı eğlence uğruna başka kim ön saflara gelmeyi göze alırdı ki?
A maioria das consoladoras era coreana. Respeito-as muito, pois quem mais iria para a frente de combate para proporcionar, a muitos de nós, a última diversão da vida?
Al şunu ve çocuğu emzir.
Toma e dá-lhe leitinho.
Lester, şunu al. Bagajım da bagaj bölümünde.
- Coloque as malas no carro.
Ve sakıncası yoksa şunu al, burada iş yapmaya çalışanlar da var.
Se não se importa, há pessoas a tentar trabalhar.
Anne, Bayan Rhoades entel saldırısını bitirene kadar, sana şunu açıklamama izin ver.
Al, a casa do Steve e da Marcy desapareceu.
Şimdi, bu yapılacak birşey olmadığı anlamına gelmez, Ama sizin geçmişinizi düşünmeniz, geçmişte herhangi bir zamanı düşünmeniz, çok önemli. Şimdi bana şunu söyleyin, altı aydır ya da, irtibata geçtiğimiz andan önce buna sebep olabilecek, zehirli bir madde, örneğin, pis su, yada gaz, radyasyon, alışılmışın dışında herhangi birşey kullandınız mı yada bunlara maruz kaldınız mı?
Isto não significa que o processo seja irreversível mas é importante que trate de se recordar se no passado, digamos, faz seis meses ou algo assim esteve em contacto com um material tóxico por exemplo, água ou gases poluídos radiação ou algo fora do comum que tenha podido causar isto.
Haydi, al şunu da gidelim.
Vai buscar a pequena e vamos embora!
Al şunu.
Dá-lhe isto.
Hey, şunu alıp da- -
Hei, que tal pegar numa...
Banyoları temizlerken, şöyle yapacaksın : havluyu alıp, ve iyice bir sallayıp bakacaksın, ve kendine şunu soracaksın, "Kendimi bu havluyla kurular mıyım?"
Quando estiver a limpar as casas de banho, o que faz é pegar numa toalha, dá uma sacudida, e uma olhadela, e diz a si mesma, "Será que me secaria com esta toalha?"
Peki, sahiden şunu demezler mi : "Marlon Brando 1 milyon dolar alıyor, ama filmde görünmüyor?" Ve beni düşün, burada, şu ana kadar 3 defa yaptıklarını da varsayarsak, kafalarına estiği zaman siktir olup giden helikopterler ve Filipin hükümeti gibi yarı kontrolümde olan
mas eles estão mesmo a dizer que o Marlon vai ficar com o milhão de dólares e depois não vai aparecer? que nos retiram quando muito bem querem – e já o fizeram por três vezes.
- Ama vermiyor. - Hadi, al şunu!
- Ela não ma dá!
Şunu da al. Dikkatli ol kırılabilir.
Agarra esta.
Oh ah, al, şunu bir kokla.
Aqui, dá uma cheirada nisso.
Gönderin şunu buradan! - Tam da alışmaya başlamıştım.
sai daqui!
Al şunu, dilinin altına koy.
Embaixo da língua.
Alın şunu gözümün önünden!
Tirem-lhe da minha frente!
Sana şunu söylemeye geldim,... eğer senin yüzünden o ölürse bundan dört gün sonra kimse beni o şalteri indirip seni gaza boğarak bu dünyadan defolmanı sağlamaktan alıkoyamayacak seni orospu çocuğu!
Pois bem, eu vim aqui para te dizer que se ele morrer por causa do que tu fizeste, daqui a 4 dias, ninguém me vai impedir de ser eu a carregar no botão e mandar-te a gás para o outro mundo, seu filho da puta!
Al şunu gözümün önünden.
Tira já isto da minha cela.
Şunu emniyet altına al da gidip kafayı çekebileyim.
Põe isso em segurança para que eu possa embebedar-me.
Şunu da ekleyelim, "Pazarlıkta takas dikkate alınır"
E é melhor acrescentar : "possibilidade de negócio interessante"!
Hey, şunu da al.
Toma.
- Yaratıklar dünyayı ele geçirecekler. Al şunu.
Extra-terrestres estão a apoderar-se da Terra.
Lütfen şunu başımdan alın.
- Minha senhora? - Tirem isto da minha cabeça.
Şunu al ve bana yan gözle bakmayı da kes. Seninle kavga ettiğimizi düşünecekler.
Pára de olhar assim, vão pensar que terminamos um romance.
Şunu alın da gidelim.
Pegue nisso e vamos.
Oğlum para nerede! Bırak şunu da parayı al!
Não sem a grana, mostra!
Bırak da alıym şunu!
Deixa-me tirá-lo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]