Bir öğretmen translate Russian
879 parallel translation
- Sabah buraya bir öğretmen yollarım.
- Утром я приведу тебе инструктора.
Komik ama, ailede bir öğretmen olunca briç öğrenebileceğimi hiç sanmıyorum.
Ну, забавно, но, знаете... даже с преподавателем прямо в семье я не верю, что когда-нибудь научусь играть в бридж.
- Anlıyorum, ama ne kadar iyi bir öğretmen olursan ol yine de ek iş yapmak zorundasın.
Такой хороший учитель как ты, и должен... работать на стороне.
Eğer bir öğretmen hasta olacaksa, ders olan günlerde olmalı, tatillerde değil!
Настоящий учитель должен болеть в учебные дни, а не на каникулах.
Bu bana hep komik gelmiştir... Daima bir öğretmen eşi olmaktan gurur duydum.
Я горжусь, что я жена учителя.
Eğer istersen birkaç günlüğüne yedek bir öğretmen ayarlayabiliriz.
- Я могу заменить тебя если нужно.
Yerime bir öğretmen buldum.
Меня заменил другой учитель на уроках.
Hank bana yeni bir öğretmenden bahsetti... Ben öğretmen istemiyorum!
Фрэнк и Орвилл рассказали мне об одной учительнице...
Kahretsin, bir öğretmen.
Школьный учитель, черт его побери.
Oh, ondan nasıl iyi bir öğretmen olur, anlamıyorum.
Не понимаю, как он может быть хорошим учителем.
Harika bir öğretmen.
Он - прекрасный учитель.
Sonrasında, bir öğretmen olacak.
Она хочет быть учительницей.
- Arkadaşımın babası bir öğretmen.. .. ve o Sibirya'da aslan yaşamadığını söyledi..
- У моего друга папа учитель,..... и он сказал, что в Сибири львов нет.
Bayanın iyi bir öğretmen olduğuna eminim.
Уверен, мадам прекрасный учитель.
Hiç seni bir öğretmen olarak hayal edemiyorum?
Ты никогда не мечтала стать учительницей?
Cahil, avare bir dilenci olan ben değil, gerçek bir öğretmen okutacak.
Безграмотный, нищий бродяга. А настоящий учитель.
Belki unuttunuz ama ben, özel olarak atanmış bir öğretmendim özel bir öğretmen değil.
Может быть вы забыли, но я был специально назначенным учителем, а не специальнм учителем.
Bir öğretmen ne der?
Я же говорил тебе. Что говорит учитель?
Belki de Kaptan gelecek sefer dönüşünde bir öğretmen getirebilir.
Возможно, капитан сможет в свой следующий приход прихватить с собой учителя для тебя.
Çok yetenekli bir öğretmen.
Она превосходный преподаватель.
Size yeni bir öğretmen bularak.
Найдем вам нового учителя.
Bu da Armel, Katolik bir öğretmen.
А его зовут Армель. Учитель, католик.
İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar.
Может быть, она станет учителем,... будет учить глухонемых,... потому что глухонемые живут в ещё большей изоляции,... чем она.
Bir tiyatro sahibi, bir öğretmen ve bir çeşnici.
Владелец кинотеатра, учитель, и дегустатор окороков.
Birinin bir sineması var, diğeri ise bir öğretmen.
У одного заведение, другой учитель начальной школы.
Bir öğretmen.
Учительница.
Bu yüzden kendi yoluma gidiyorum. Daha iyi bir öğretmen bulmak için değil,.. .. tüm öğretileri geride bırakmak için.
Вот отчего я снова отправляюсь в путь - не для того, чтобы найти другое, лучшее учение, ибо знаю, что нет его, а для того, чтобы оставив всех учителей и учения, самому достичь своей цели или умереть.
Ama o zamanlar yaşlı bir öğretmen vardı, Peder Florentino.
Но здесь был один очень старый учитель, отец Флорентино.
Bence o harika bir öğretmen!
Он хороший учитель.
Talmud'da der ki, "Kendine bir öğretmen bul."
В "Талмуде" сказано : "И обрети себе учителя"
Ufak bir çocuk okula geç kalmış ve öğretmen demiş ki...
Маленький мальчишка опоздал в школу, учитель ему и говорит...
Öğretmen, müze yöneticisi hayatını canlı ve heyecanlı bir şekilde yaşama şansın varken.
в то время когда у вас такая беззаботная и захватывающая жизнь?
Öğretmen her çan çalışında bir meleğin kanatları olduğunu söylüyor.
"Когда услышишь колокольчик, - получит крылья ангелочек". - Верно.
Öğretmen ve iki satıcıdan sonra bir de beysbol oyuncumuz oldu.
У нас останавливался учитель, два продавца, а теперь и бейсболист.
Öğretmen olduğunu söylediği bir geri dönüş sahnesi var.
Да, героиня вспоминает время, когда она была учительницей.
Hayır, ben evde kalmış, yaşlı bir öğretmen kızım.
Я школьная учительница, старая дева.
Öğretmen olabilirsiniz ama kesinlikle evde kalmış yaşlı bir kız değilsiniz.
Учительница - да, но никак не старая дева.
- Sana bir öğretmen gerek.
Всему тебя учить надо.
Bir sandığı veya kahve çuvalını her kaldırışımda, kendi kendime bu Edie için diyorum, öğretmen olsun, namuslu bir hayat sürsün diye.
Каждый раз, поднимая ящик или мешок, я говорю себе : Это чтобы Ида стала учительницей.
Öğretmen olan bir kuzenim var. Latince öğretiyor.
Мой двоюродный брат преподает латынь в школе в Чикаго.
Bir öğretmen için.
Да.
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Скажи мне, учитель, с точки зрения морали, учитывая, что мы представляем цивилизацию и правое дело, как ты думаешь, то, что я сделал с Франклином, было цивилизованным?
Öğretmen bana fena kızdı... ve senin bana okuma öğretmenin tamamen yanlış olduğunu... ve buna son vermeni söyledi. Sonra da öğretmen aptallık edip Walter Cunningham'a 25 sent vermeye çalıştı... oysa Cunninghamlar'ın kimseden bir şey almadığını herkes bilir.
Учительница разозлилась как дьявол на меня... и сказала, что ты учил меня читать неправильно и должен прекратить, затем, как дура, попыталась дать Уолтеру Каннингэму четверть доллара... когда все знают, что Каннингэмы ничего ни у кого не берут.
Öğretmen, onlar olmasaydı biz bir hiç olurduk diyor.
Учительница сказала, что мы были бы ничем без них.
Masasından bir şey eksilse, öğretmen sorardı :
Вам известно это чувство? А если учитель обнаруживал пропажу на своем столе и спрашивал : "Кто это сделал?"
Böyle devam etmek gayrı insani. kıza altı hafta içinde öğretmen gerekenlerin farkında mısın? Yürümeyi, konuşmayı, bir düke, lorda, piskoposa... sefire hitap etmeyi öğreteceksin.
За последние шесть недель вы должны были научить ее двигаться, говорить, обращаться к послу, священнику.
Bir öğretmen, söylemiştim.
Учитель.
Katolik öğretmen bir gece öldü. Diğerleri gibi ; sessizce.
Бедняга католик однажды ночью скончался, так же тихо, как жил.
Sonra yeni fikirlere açik olunmali diyen bir oğretmen var. O bu fikirlerle yasar.
Училка говорит, что открыта для новых идей, что она живет ими.
- Ve öğretmen için bir paket sigara.
И пачку сигарет для учителя.
Onun psikolojik bir sorunu yok, ve benim öğretmen olarak görevim... normal yaşama dönmesi için ona yardım etmek.
Он не больной психопат. И моя задача, как воспитателя, помочь ему и вернуть к нормальной жизни.
öğretmen 128
öğretmenim 161
öğretmenler 37
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25
öğretmenim 161
öğretmenler 37
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25