Bıle translate Russian
195 parallel translation
Bunu Fred'le bana bıraksan nasıl olur tatlım?
Давай мы обсудим это с Фредом. А, куколка?
Hizmetçisi Madam Legrain'le evlenen babamı kızdırmak için. Çok iyi bir kadındı, bana Saint Ouen'deki evi o bıraktı.
Чтобы вставить швабру в зад моему отцу, который женился на гувернантке мадемуазель Легрэн, которая и оставила мне домик в Сент-Уэне.
- Sinyor Sanchez'le dans etmekten bıktım.
Мне надоело танцевать с сеньором Санчесом.
- Kaptan Kirk'le Dr. McCoy'u bırakamayız.
- Мы должны обо всём сообщать сразу
Beni Olympic'le Fairfax'ın köşesine bırakabilir misiniz?
Не могли бы вы подбросить меня к Олимпик и Фэрфакс?
- Bırakın Calvin'le konuşacağım!
- Дайте мне поговорить с Келвином.
Acaba beni Bayan Burnett'le yalnız bırakır mısın?
Ты не можешь оставить нас с м с Бернетт наедине?
B-3'le iki hazır nükleer bomba uçuruyoruz.
Мы летим на Б3 с двумя ядерными боеголовками.
Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum.
Я прекратила заниматься сексом с Беном три дня назад но совсем не говорю по португальски.
Nancy'le evli kaldığım 18 yıldan pişman değilim. Hastalandığında altı yıl terapileri bıraktığıma pişman değilim.
Я не жалею, что прожил с Нэнси 18 лет, бросив практику из-за её болезни.
B-3'le ilgili olmadığını açıkça söyledik.
Мы должны подчеркнуть, что бомбардировщика Б-3 не существует.
Bumstead'le konuşmalıyım bırakın!
Дайте мне поговорить с Бамстедом!
Ve ortağım, en iyi arkadaşım aklını oynatıyor, galiba. Ling'le ben ayrıldık, Georgia işi bıraktı.
Ну, у меня была плохая неделя.
- Bırak da bu işi Ling'le bir konuşalım.
- Мы с Линг посмотрим, что можно сделать.
Donny'le sen kiliseden çıktığınızda barışı simgeleyen bir düzine kuş havaya bırakılıp gökyüzüne doğru süzülecekler.
Вы с Донни выходите из церкви мы выпускаем дюжину белых птиц мира и они кружат вокруг вас.
Yakın zamanda seni bırakıp dostun Daune'le çıkan kız arkadaşından ayrıldın.
Недавно расстался с подружкой, которая ушла к твоему другу Дуэйну.
Peki, Dan'le erken bir toplantım var, ve daha sonraya bırakmak istedim yani daha iyi hazırlanabilirdim.
- Завтра утром у меня встреча с Дэном, но я хотела перенести ее на другой день, чтобы подготовиться.
B-5'e çıkmak için bu patikayı kullanacağız... ve Le Havre otobanına çıkacağız.
Тогда мы направимся к дороге B-5, поедем по автостраде к Гавру.
Eğer Hirogen'le bir savaşa girersek bu B'Elanna için hiçde iyi olmaz.
Для Б'Эланны не будет ничего хорошего, если мы станем сражаться с хиродженами.
Yani birlikte yaşamayı ya da fiziksel ilişki kurmayı sonraya bırakalım. Acele etmeyelim. Önce Mel'le ilişkimi bitirsem daha iyi.
Думаю, нам не следует торопиться и съезжаться или переходить к физической близости пока я не разрешу ситуацию с Мэл.
- Bu paraya ihtiyacınız var. Jeanne'le birlikte böylece kendinizi bırakamzsınız.
Вы с Жанной не в том положении, чтобы позволить себе такое.
Dave'le ben... Syd gitarını çıkarttı yere bıraktı. Ve usul usul, sessizce sahneden ayrıldı.
А Сид просто снял гитару, положил её и тихо-спокойно покинул сцену.
Joey'le planlarım vardı ama o bu notu bırakmış.
У нас с Джоуи были планы на вечер, и вот какую записку он мне оставил.
Turist sezonunda Albay Murphy'le birlikte giderler.
B гости к полковнику Мэрфи. Сезон туристов и всё такое.
- Bırakalım da Bayan Rinato, Rikers'ta Grace'le konuşsun.
- Разрешите миссис Ринато поговорить с Грейс в Райкерс. - Зачем?
Geçen sefer Merv Griffin'le tanıştım.
B прошлым раз я встретил там Марви Гриффита.
Jackie, burası hala benim odam, ben gidene kadar. Şimdi dışarı çıkıp, Eric'le beni biraz yanlız bırakırmısın?
Джеки, это моя комната до тех пор пока я не уехала, так что выйди и дай нам с Эриком пару минут наедине?
Jon, Liz'le buluşmaya giderken yanına alıyor ama seni bırakıyor.
Джон берет Оди на свидание с Лиз. А тебя он оставляет дома.
Seni Wagner'le baş başa bırakıyorum.
Оставлю тебя наедине с Вагнером.
Belki bana karşı lé-terör estirmeyi bırakıp, lé-kolları sıvayabilirsiniz. *
Так что, может, вы можете начать "игрье", и перестать меня "терроризье".
Meredith'le konuşmayı bırakmanı istiyorum.
Хочу, чтоб он перестал разговаривать с Меридит.
Meredith'le konuşmayı bırakacak mısın?
Ты перестанешь разговаривать с Меридит?
Sayid'le arandaki farklılıkları bir kenara bırakmalısın.
Перестань конфликтовать с Саидом.
Steven Jackie'le kaldı, ama sen beni bırakıp o fahişelere kek aldın.
Стивен остался с Джеки, а ты пошёл в очередь за тортом для тех шлюх.
Adolf Hitler'le uzun görüşmelerimizin ve ülkemizin gidişatı neticesinde... Çek ulusunun ve topraklarının kaderini Alman ulusunun liderinin ellerine bırakmış olduğumuzu bildiririm.
После длительной беседы с рейхсканцлером, прояснив ситуацию, я решил объявить, что вверяю судьбу чешского народа и государства фюреру немецкого народа.
Randal Graves'le beni burada bırakıp gideceğine hâlâ daha inanamıyorum.
Всё еще не могу поверить ты собираешься оставить меня тут одну... с Ренделом Грейвсом
Zach'le görüşmesine izin verelim. Bırakalım "ilgili büyük baba" yı oynasın. - Unut bunu, dedim.
Пусть увидит Зака, сыграет в добренького дедушку...
- Böylece kararı ona bırakmazlar. - Eğer polisi ararsam annemle ben de Caleb'le birlikte hapse gireriz.
У знают в полиции, моя мама и я сядем в тюрьму с Калебом.
Ne zaman ki kalbimin gerçekten istediğiyle savaşmayı bıraktım, o zaman Burt'le ne kadar mutlu olduğumu farkettim.
Но когда я перестала противиться своему сердцу, Я поняла, насколько я счастлива с Бертом.
Yok, veledin ağzını hala bıçak açmıyor ama Patoshik'le ilgili bir kanıt bulduk.
Парень все ещё упроствует но у нас есть ориентировка на Патошика.
Seni Finn le bırakayım. Sonra gelirim.
Я позволю Финну все рассказать.
Bunu kitap söyledi, ben değil. Hiç Derek'le ikiniz, ayrılık seksi yapmayı bırakmayı düşündünüz mü?
может тебе и дереку перестать... заниматься сексом после разрыва?
Bırakamıyorum, Cristina. Derek'le görüşmeyi bırakamıyorum.
я не могу остановится кристина я просто не могу прекратить видится с Дереком
Şimdi sizi Grovers Mill'den Carl Phillips'le başbaşa bırakıyoruz. Bayanlar, baylar...
" И снова с нами Карл Филлипс из Гроверс-Милл.
Selam, Max. Tony'le bizi biraz yalnız bırakabilir misin lütfen?
Макси, можешь оставить нас с Тони наедине, пожалуйста?
Tanrı bir bakireyi mucizeyle hamile bıraktı. Tanrı oyunu kurallarıyla oynamıyor. Ah, Paul'le konuş.
Бог не играет с правилами скажите Полу мистер Кендри.
- Le Cirque'e lütfen.
B рecторaн "Лe-Cирк", пожaлуйcтa!
Bir dahaki sefere bırak radyoloji kendi işini yapsın. Harold, kuzenim Jaspreet'le tanışmanı istiyorum.
Вам надо сходить в регистратуру заполнить бумажки для учёта.
Kate ve Sawyer servest bırakılmışlardı Jack i Juliet le birlikte hastalarıyla ilgilenmek için arkalarında bırakarak.
Кейт и Сойер были свободны оставив Джека и Джулию присматривать за их пациентом.
Ve tanrı aşkına, bunların ne kadar yanlış olduğunu söylemedikçe Sam'le yatmayı bırak. Senin işini çaldı ve seni ses yansıtıcısı olarak kullanıyor.
И божемой, перестань спать с Сэмом, скажи что это все неправильно, что он украл у тебя работу и использует в качестве тестера.
Michelle'le bütün bunları geride bırakmıştık.
Видишь ли, Мишель и я - мы вышли из игры.
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39