Güneş ışığı translate Russian
839 parallel translation
Sayın Yargıç, özellikle güneş ışığını yansıtmamak için tasarlanmış bu silahın gece parlamayacağını belirtmek isterim.
¬ аша честь, € утверждаю, что оружие специально разработанное, чтобы не отражать солнечный свет едва ли могло блестеть ночью.
- Ciddi bir şey yok, sadece daha fazla güneş ışığı gör.
- Ничего серьезного.
Sana söyledim, yağmur ya da güneş ışığı, başaracağız.
Я говорил, что бы ни случилось, мы справимся
Florida'ya güneş ışığı için gelmiş gibi yapar... ama aslen yeni kitabı için malzeme topluyordur.
Он утверждает, что приехал во Флориду за солнцем но на самом деле, он собирает материал для новой книги
İşte, dünyayı benzine bulayalım, yani güneş ışığına.
Обольем шар бензином, то есть лучами солнца,.. ... и подожжем.
Kaynağı havaya uçuracak, sonra da benzinin ulaştığı, güneş ışığının gittiği her yere dağılacak.
... то есть солнечные лучи. Если вы взорвете солнце, джентльмены,.. вы взорвете вселенную.
Güneş ışığını patlatırsanız beyler, tüm evreni yok edersiniz.
Взорвите здесь, у себя, солнечный свет... и цепная реакция дойдет до вашего солнца,..
Güneş ışığını patlatırsanız, zincirleme reaksiyon başlatırsınız.
а затем взорвёт все планеты,.. ... до которых доходит солнечный свет.
Güneş ışığı...
Солнечный свет...
Neden güneş ışığına dayanamıyorlar?
Почему не могут они выносить солнечный свет?
Onlardan biri olsaydım güneş ışığına çıkamazdım.
Я не могу быть сдесь на дневном свете, если я был бы один из них.
Dalekler yapay güneş ışığı ile yiyecek yetiştirdiler.
Далеки улучшали пищу искуственным солнечным светом.
Ayrıca yapay güneş ışığında... tutulmuş limitsiz kalitede taze sebze sağlayabiliriz.
Мы также можем обеспечить... безграничные запасы свежих овощей которые выращены на искусственном солнечном свете.
"yapay güneş ışığı."
'солнечном свете. "
Sentetik güneş ışığıyla yiyecek üretebiliyorlar.
у них есть возможность выращивать еду с использованием искуссвенных лучей.
Güneş ışığıyla çalışan bir aygıt.
Этот прибор заряжается от солнечных лучей.
Güneş ışığını engellemek için.
Ну, чтобы солнце не было слишком ярким.
# Hep hareketli hep eğlence Gölgeden kaçarız güneş ışığına #
Веселые беззаботные школьники. Путешествуем, получаем удовольствие, предпочитаем солнце, обходим тень.
Güneş ışığı gibi bir ışığın yakınında olduklarını.
К солнечному свету, особенно вблизи.
Denevalı'nın özgürlüğünü ilan ettiği güneş ışığı santimetre kare başına 1.000.000 mum ışığı gücündeydi.
На том расстоянии, на котором деневанец назвался свободным, сила света достигала 1000000 кандел на квадратный метр.
Güneş ışığı, bulutların rengi görkemli manzara ve sanatın güzelliği.
Солнечный свет, цвет облаков, прекрасные ландшафты и красоту произведений искусства.
Güneş ışığında ve sıcakta, herkesin yaşaması gerektiği gibi.
Под светом солнца и в тепле, как и положено человеку.
Floransa : Pitti Saray'ının görkemli duvarları, baharla gelen güneş ışığının altında gülüyormuş gibi duruyorlar.
Флоренция... изумительные каменные стены Дворца Питти, кажется, улыбаются под теплым весенним солнцем.
Güneş ışığı!
Солнце!
Güneş ışığı girsin!
Да будет свет!
Büyürken sadece güneş ışığı, şarkı ve güzel renkler olduğunu mu sanıyorsun?
Думаешь, когда вырастешь, тебя ожидают одни песни, и солнечное сияние, и красивые цвета?
Geçenlerde, fena halde güneş ışığı istedim.
В последнее время я жаден до солнечного света.
Güneş ışığımı çaldılar...
18 лет. У меня отобрали солнечный свет, украли любовь,
- Bu şey güneş ışığıyla mı çalışıyor?
- Вы хотите сказать, что двигатель работает от солнечного света? !
Kutupları buharlaştırmak için, ısıtmalıyız daha fazla Güneş ışığını soğurması için tercihen koyu renkli bir şeyle kaplamalıyız.
Чтобы ледяные покровы начали таять, мы должны нагреть их предварительно закрыв чем-нибудь тёмным, чтобы поглощалось больше света.
Patlamada ortaya çıkan toz o kadar çok güneş ışığını Dünya'ya geri yansıttı ki 10.000 kilometre ötede Londra'daki insanlar bu ışıkla geceleyin okuyabiliyorlardı.
Поднявшаяся от взрыва пыль отразила столько солнечного света на Землю, что под этим светом, люди, находящиеся в Лондоне, на расстоянии 10 000 километров, могли читать ночью.
Yani, dışarı çıkıp Venüs'e çıplak gözle bakarak gezegenin bulutlarından yansıyan güneş ışığını inceleyebilirdiniz.
Выйдя на улицу, можно было найти Венеру невооружённым глазом, и видеть отражение солнечных лучей от облаков Венеры.
Normal, görünür güneş ışığı bulutlardan geçer ve yer kabuğunu ısıtır.
Обычные солнечные лучи проникают сквозь облака и нагревают поверхность.
Karbondioksit, su buharı ve diğer gazlardan meydana gelen bizimkinin 90 katı kadar yoğun bir atmosfer güneş ışığının girmesine izin verir ama yüzeyden yansıyan kızılötesi ışınların dışarı çıkmasına izin vermez.
Так как атмосфера в 90 раз плотнее нашей и состоит из углекислого газа, водяных паров и других газов, то она пропускает солнечные лучи, но инфракрасный свет, излучаемый поверхностью, уже не выпустит обратно.
Kızılötesi ışıma uzaya sızıp yere ulaşan Güneş ışığıyla dengelenene kadar sıcaklık artar.
Температура повышается до тех пор, пока инфракрасное излучение не просочится в космос и уравновесит солнечные лучи, достигающие поверхности.
Mars'ın parlak kumlu yer kabuğu ve tozlu atmosferi gezegendeki tüm suyu dondurup, sürekli olarak buz çağında kalmasına yetecek kadar güneş ışığını uzaya geri yansıtıyor.
Яркая песчаная поверхность и пыльная атмосфера Марса отражают достаточно солнечных лучей, охлаждая планету, вымораживая всю её воду и заключая ее в объятия вечного льда.
Fakat güneş ışığı, uzay boşluğu içerisinde hareket ediyordu.
Но солнечный свет летит через вакуум пустого космоса.
Daha sonra bitkiler evrimleşerek güneş ışığını kullanarak, kendi yapılarını oluşturdular.
Но к тому времени уже появились растения, питающиеся солнечным светом для создания собственных кирпичиков.
Ağaçlar güneş ışığını kullanarak fotosentez yaparlar, ve güneşin sunduğu bu harika olay için de rekabet ederler.
Деревья совершают фотосинтез, они собирают солнечный свет, они борются за благосклонность солнца.
Bitkiler ve hayvanlar birbirlerinin atık gazlarını, bol bulunan güneş ışığı eşliğinde kullanırlar.
Растения и животные используют газы, ненужные другим, весь цикл движется с помощью солнечного света.
Artık bizim şu güneş yanığı meraklısına katılmamız gerekiyor.
А мы должны присоединиться к нашему нетерпеливому агенту.
Ve güneş ışığının ulaştığı her yer havaya uçar.
Все планеты вселенной.
Oradan güneş battığında ayrılırmış.
И она уходила оттуда лишь тогда, когда уходило солнце.
Bu iki renk de zararlı güneş ışığı karşısında etkilidir.
И тот, и другой защищают от солнца.
Güneş, uyanayım diye çığlık atar gibi yolluyor ışığını.
Каждое утро свет кричит мне, что пора вставать.
Güneş ışığı kapıdan bacadan içeri sızacak
Лишь там, на дне души,
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında,... belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor ve bizim Güneş dediğimiz bu yıldıza bakarken ve eğlenirken, bir an için,... hakkımızda ileri geri sözler sarfediyor olabilirler.
Быть может, возле одной из этих светящихся точек в нашем небе кто-то совершенно непохожий на нас в задумчивости рассматривает звезду, которую мы называем Солнцем, и хотя бы на миг предается невероятным фантазиям.
Fakat güneş sistemi tarihinde, hatta insanlık tarihinde bir takım sıra dışı ve yıkıcı felaketlerin varlığı açıkça görülebilir.
Но история Солнечной системы и даже человеческая история помнят много исключительных и опустошительных катастроф.
Bu sırada Jüpiter'in yörüngesini geçip Mars'ın yörüngesine doğru ilerlerken Güneş'e yaklaştığımdan dolayı ısınmaya başlardım.
К тому времени, как я пересеку орбиту Юпитера, на пути к орбите Марса, я стал бы нагреваться всё сильнее, так как подлетал бы всё ближе к Солнцу.
Gezegenler bu modelde gerçekten ölçekli yapılmış olsaydı toz tanesi kadar o zaman bir kuyruklu yıldızın iç güneş sistemine girip bir gezegene çarpmak için ancak birkaç binyılda bir zayıf bir şans yakaladığını görmek çok daha kolay olurdu.
Если планеты изобразить в соответствующем масштабе, они будут размером с песчинку, и тогда стало бы предельно ясно, что любая комета, вошедшая во внутреннюю Солнечную систему, имеет ничтожный шанс столкнуться с планетой за какие-то несколько тысяч лет.
Ama gezegenler güneş gibi kendi ışığına sahip değildi.
Но планеты светятся не собственным светом, как это делают солнца.
işığı kapat 29
işığı aç 22
işığı söndür 22
işığı yakabileceğimi biliyorum 23
güneş 243
güneşte 16
güneş parlıyor 25
güneş doğuyor 34
güneş doğdu 17
güneş batıyor 22
işığı aç 22
işığı söndür 22
işığı yakabileceğimi biliyorum 23
güneş 243
güneşte 16
güneş parlıyor 25
güneş doğuyor 34
güneş doğdu 17
güneş batıyor 22