Heyecanlandım translate Russian
843 parallel translation
Özür dilerim. Çok heyecanlandım.
Я так взволновалась.
- Çok heyecanlandım.
- Страшно любопытно.
Fazlasıyla korktum ve fazlasıyla heyecanlandım.
О, я просто умирала от страха. До свидания.
Bir Japon olarak ben bile heyecanlandım.
Меня, как японца, это особенно восхищает.
Oh, Freddy, sevgilim, çok heyecanlandım!
- Фредди, дорогой. Я в таком восторге.
Öpüşmeden sadece zevk almadım, gerisindeki verimlilikten heyecanlandım.
Я не только наслаждался поцелуем, но был и немного напуган вашим напором.
Bir an, çok heyecanlandım.
На мгновение я была потрясена.
Belki de tam olarak adil olduğunu düşünmediğimden fazla heyecanlandım.
Что ж, возможно, правосудие не терпит такой спешки.
Çok heyecanlandım.
Я вся дрожу.
- Heyecanlandım.
- Я взволнован.
"Niye böyle heyecanlandım bilemeyeceğim hiç * " Bilmem neden kalbim atıyor delice
Как объяснить вам, что со мной творится, и отчего пропал весь сон?
Şimdiden heyecanlandım.
Как я рада.
Hayır. Heyecanlandım.
- Нет, я не чувствую.
Yeni bir çanta bile alamayan bir kadın için mi sabahtan beri 2 $'ı bahane edip görüşmek için heyecanlandım?
Так я под предлогом получения долга в 2 тысячи весь день ждал встречи с той, которая даже новую сумку себе позволить не может.
- Çok heyecanlandım.
У тебя хорошо получалось.
Ben de çok heyecanlandım. "İt!"
Я сразу завелся.
Fakat aşırı heyecanlandım, kendimden geçtim.
Но я была так возбуждена, что думала - потеряю сознание.
Çok heyecanlandım.
Я в восторге.
- Birden çok heyecanlandım.
- Я просто перевозбудился.
Mikroçipten daha büyük. Çok heyecanlandım.
Да, это открытие больше чем микрочипы.
Çok heyecanlandım.
Я взволнован быть частью этого.
Ne diyebilirim? Heyecanlandım.
Что я могу сказать?
Heyecanlandım.
Я волнуюсь.
- Tabii heyecanlandım.
- Да, конечно, я взволнован.
- Affedersin ben sadece biraz heyecanlandım.
Простите, простите. Меня немного понесло.
Aman Tanrım! Mahkemede bayağı heyecanlandım, Hastings.
Боже мой, в суде мне было не по себе, Гастингс.
Oh, Çok heyecanlandım!
Я так взволнован!
... Çok heyecanlandım.
- я забочусь о тебе как о жене.
- Şimdi kim heyecanlandı bakalım?
- Заимствовали. - А кто сейчас не волнуется?
Çok heyecanlandım.
Ты меня заинтриговал, что это?
- Heyecanlandı mı?
- Вздрогнул?
Bunun hakkında konuşmamı istediler. Duygularım onları daha da heyecanlandıracaktı.
Они хотели, чтобы я описывала свои чувства, это их возбуждало.
- Onları öyle bulmak seni heyecanlandırdı mı?
- Ты возбуждаешься, когда видишь их?
Çok heyecanlandım, doğru düzgün düşünemiyorum!
Выбирайте, кого хотите.
Çok çabuk sıkılırım ama sen beni heyecanlandırıyorsun.
Я не люблю общество, но люблю тебя.
Şimdi onu görebilirsiniz. Fakat çok konuşup heyecanlandırmayın, tamam mı?
Можете к ней зайти, только не волнуйте ее.
N'oldu Marbles? Heyecanlandın mı?
Что, Малый, чего жмёшься?
Bu gece büyükanneni aradığımızda çok heyecanlandı. Onunla kalacağını duyunca çok sevindi. Senin için bir sürü güzel şey planlamış.
Когда мы сегодня позвонили бабушке, она очень обрадовалась, что ты приедешь к ней жить, она уже столько классных вещей для вас придумала!
- Çok heyecanlandım!
- Я так взволнована!
Ne kadar heyecanlandığımı anlatamam.
Не могу выразить, как я тронута.
Onu heyecanlandırmamaya çalış, tamam mı? Grayson?
- Не волнуйте ее.
Onun seni heyecanlandırdığını mı düşünüyorsun?
Что с тобой? Дорис, приглядись к ним.
Bu seni heyecanlandırır mı?
Это возбуждает тебя?
- Gerçekten çok heyecanlandım.
- Здорово.
" canım anneciğim bugün ne kadar heyecanlandığımı anlatamam.
Мама, у меня до сих пор сердце от радости прыгает.
- Heyecanlandılar mı?
И они обрадовались?
Profesör Levy konusunda kanaldakileri de heyecanlandırmayı başardım.
Все руководство канала в восторге от профессора Ливи.
O İzlandalılar yatırımlarını kuzeybatıya getirirken nasıl heyecanlandığımızı anlatamam.
Я и сказать не могу, как нас вдохновляет перспектива исландских инвестиций в Великий Северо-Запад.
Ve ne kadar heyecanlandığımızı anlatamam aramıza katılacağını ve bayrağı devralacağını duyduğumuzda.
Я просто слов не нахожу, как мы все рады тому, что вы взошли на борт нашего флагманского корабля для несения службы.
Edward, ne kadar heyecanlandığımı anlatamam.
Эдвард, я не могу сказать, что очень удивлён.
Neden heyecanlandığını şimdi anladım.
Теперь я понимаю, почему ты так радовалась.