English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kaldırın

Kaldırın translate Russian

5,853 parallel translation
Kadehleri Frank'e kaldırın!
— Выпьем за Фрэнка.
Hadi kaldırın kıçınızı!
Вперед! Живее, шевелитесь.
Kaldırın ellerinizi!
Руки вверх!
Kaldırın elleri! Hadi!
Руки вверх!
Tamam... Kafaları kaldırın, yeni bir sayı geliyor.
Так, наклоните ваши головы, сейчас будет следующий номер.
Kadeh kaldırın.
Тост!
Ellerinizi kaldırın.
Руки вверх!
- O zaman beni listeden kaldırın
- Так исключите меня оттуда.
Şunu masadan kaldırın.
Уберите ее со стола.
Kaldırın ellerinizi!
Руки вверх! – Что?
Kaldırın.
Поднимайте.
Kaldırın götlerinizi.
Двигай задницей.
Kaldırın.
ПОМОГИТЕ ЭМУ ПОДНЯТЬСЯ.
Kaldırın adamı.
Поднимите его.
Onu kaldırın.
Вытащите его.
Elleri kaldırın!
Подними руки!
Elleri kaldırın!
Подними их!
Camı kaldırın.
Подними его.
- Hayır. - Daha bana ufaklığını bile kaldıramadı.
- У него на меня даже не встал.
Ait olmadığın bir yerde yakalanırsan daire basar ve hepimizi kaldırır.
Если тебя поймают там, где тебя не должно быть, Агенство схватят и все из нас исчезнут.
Kıçını kaldır.
Проезжайте.
İnancımızın önündeki engel kaldırıldı.
Ведь враг нашей веры устранен.
O.Ç al " "O.Ç. çoraplarını kaldır."
" Прибирай за собой носки...
Hayır ama gölgemde kaldığını düşüyor.
Угрозу – нет. Возможно, что ее задвигают.
Diğer tüm basın mensupları için haber yasağını kaldırıyorum.
Я отменяю мораторий для любого другого представителя прессы.
Kaldır başını, kaldır.
Подними-ка.
Git söyle de kıçını kaldırıp buraya gelsin.
Скажи ему, пусть отклеит свой зад от сиденья и дует сюда.
Neden bebek kamerasını kaldırıyorsun?
Почему ты убираешь видеоняню?
Şimdi, Polonya'daki bir ölçüde kaldırılmasını kabul edebilirim.
Я могу согласиться на частичное сокращение в Польше.
Öyleyse neden dinlenmenin kaldırılmasını istedi?
Тогда зачем она попросила убрать прослушку?
Dedektif Bibb seni diğer kızı kaldırıma itip kakarken görmüş tekme falan atmışsın.
Детектив Биб видел как вы столкнули девушку с обочины и несколько раз пнули.
Kıçını kaldırıp da, boşanma evraklarını imzalayana kadar.
До тех пор, пока ты не свалишь и не подпишешь развод.
İsa'yı mezardan kaldıran o aynı ruhtur ki Asya'daki Himalaya dağlarını da yaratmıştır.
Святой дух, что воскресил Иисуса из мертвых! Тот же дух, что воздвиг в Азии Гималайские горы!
- Şunu kaldırır mısın?
Ты можешь убрать эту штуку?
Tamamdır, kollarını kaldır.
Ладно, руки вверх.
Sadece kollarını kaldırıyor ve kuşlar onu giydiriyor.
Она просто поднимает руки, пока птицы надевают ее платье.
Warrant'ı almazsan seni geminden yasadışı çıkıştan dolayı görevden alırım. Ve istasyona kenetlenme ayrıcalıklarını da kaldırırım.
не берёшь этот ордер, обвиню тебя в нахождении нелегала на твоём корабле... и... и лишу привилегий в стоянке.
Geçen son dört yılda bu çocukların birçok ağır yükünü ben kaldırdım.
За эти четыре года я принял кучу сложных решений ради детей.
- Yeni eklettiğimiz telefon hatlarının yükü kaldıracağını düşünüyordum. Hayır, hâlâ gecikme ve düşmeler oluyor.
Нет, опять все тормозит и падает.
Elçileri ortadan kaldırıyor olmalıydın.
Ты должен устранять Посланников.
Haftanın sonunda, takımda olmanı istiyorum ya da dikiş makinesini kaldırırım.
К концу недели ты вступишь в команду или я выкину эту швейную машинку.
Bilerek Starship şarkısını ekledim Rod Remington'ın bilinçaltına kaldı ki o kişi, Jefferson Havayolları'nın bütün yedi üyesi ile haşin bir evlilik yapandır.
Я включила песню группы Starship, чтобы выбить Рода Ремингтона из колеи, из-за его непродолжительного ужасного группового брака со всеми сими участниками "Jefferson Airplane".
Hani küçüksündür de tuvalete gitmek için izin alman lazımdır ve elini kaldırıp hocanın sana söz hakkı vermesini beklersin ya.
Это как когда ты маленький и... и тебе нужно разрешение выйти в туалет, и... и ты поднимаешь руку и ждёшь, когда учитель тебе разрешит.
Eğer suratını radyasyon yüzünden göremiyorsak radyasyonu kaldırırız.
Мне пришло в голову, что если мы не можем видеть его лицо из-за радиации, мы должны убрать радиацию.
Sizi uyarayım, yasal bir karar bile sorunlarınızı ortadan kaldırmayacak. Bu davanın şöhretine bakılınca da size öfke beseleyen kişiler olacaktır.
Должна предупредить тебя, что несмотря на решение вопроса, твои проблемы не исчезнут, и в связи с громкостью дела многие люди начнут тебя терроризировать.
Başını kaldırıp bakmanı istiyorum.
Посмотри прямо вперед.
Bacaklarını kaldır.
Возьми его за ноги.
Nüfuzum bizim bu ayaltı dünyamızda çok yetersiz kaldığından hayal kırıklığına uğratabileceğim kişi sayısını sınırlı tutmaya çalışıyorum.
Ввиду того, что силы моего влияния в нашем подлунном мире крайне скромны, я стараюсь ограничивать число тех, кого могу разочаровать.
İdam cezasını ihtimaller arasından kaldırırsak, yerlerini söyleyecekmiş.
Говорит, что покажет где, если мы не будем требовать смертной казни.
Kaldır kafanı, gör Köstebek Kadını.
Разойдитесь и узрите Женщину-крота.
Lindsay, ağır bir şeyin altında falan mı kaldın?
Линдси, тебя привалило чем-то тяжелым?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]