English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kaldı ki

Kaldı ki translate Russian

1,495 parallel translation
Her gün bana iç çamaşırının rengini söylüyorsun. Başka öğrenecek ne kaldı ki?
Ты мне и так про цвет своих трусиков каждый день рассказываешь, чего я еще не знаю?
Şu an da karşı karşıya olduğumuz bu düşmanın teknolojisinin bizimkinden çok daha ileri seviyede olduğu açık kaldı ki bu şeyin nasıl çalıştığını bile tam olarak bilmiyoruz.
Этот враг обладает технологией, намного превосходящей нашу, и мы не имеем малейшего понятия как она работает.
Kaldı ki, ben reklam işindeyim.
Но в то же время, я же в рекламном бизнесе...
İzlediğim en kötü şeylerden biriydi... Kaldı ki böyle bir şeyin parçası olarak hiç de bencil biri olmadığını da ispatladın. Bu yüzden çok etkilendim.
Хуже ничего в жизни не видела, и, получается, участие в подобном — акт альтруизма, я впечатлена.
Kaldı ki, aktrisler güvenilmezlikleriyle anılır.
Ко всему прочему, актрисы по определению ненадежны.
Başka neyin kaldı ki?
Что ещё вам остаётся?
Kaldı ki, önce o avukat tuttu.
И заметь, она первая обратилась к адвокату.
Kaldı ki, orada çok iyisin.
- Хотя там ты настоящий король.
Kaldı ki, Hank'in yalan söylediği tek konu bu değil.
И это не единственное, о чём врал Хэнк.
Endişelenecek daha ne kaldı ki?
О чём тебе ещё тревожиться? Что с тобой?
Ve akabinde, annem nihayet beni ciddiye almak zorunda kaldı ki ben de zaten bunu istiyordum.
И, однажды моя мать спросила меня : "Чего я на самом деле хочу?"
Savaşlar yüzünden ekilecek toprak mı kaldı ki.
Из-за войны уже никаких полей не осталось!
Havadan dolayı kötü bir gündü Azgın moronlar arasında ki katılabilcekleri bir fiilleri bile yokken, bununla ilgili sessiz kaldım.
Из-за плохой погоды, у двух сексуально озабоченных идиотов день не удался Они двух слов друг с другом связать не могут, но я об этом уже молчу.
- Kaldı mı ki hiç?
- А они есть?
Dua etsinler ki sadece boktan pencerelerini kırmakla kaldım.
Они счастливы от того, что единственной вещью которую я разбил, были их ебучие окна.
Kaldırımdan hortumla temizlediler ya. Demem o ki, sorununuzu iyi anlıyoruz.
Дело в том, что мы полностью понимаем вашу проблему.
Kusura bakma ama neden meteliksiz kaldın ki?
Извините за столь очевидный вопрос, но что вы делаете с деньгами?
Ben ne zaman geç kaldım ki?
Я когда-нибудь опаздывал?
Çünkü akıllı, yetenekli ve güzel ve haplara o kadar bağımlı oldu ki rehabilitasyon merkezine gitmek zorunda kaldı.
Почему этот фильм так и не выпустили? Потому что умная, талантливая, и красивая, накачалась наркоты и попала в реабилитационный центр.
Biliyorsun ki, seni yetiştirme şeklimiz yüzünden hep kendimi kötü hissettim. Hep kaçmak zorunda kaldık.
Ты знаешь, мне всегда было неприятно, что приходится растить тебя в таких условиях, все время в бегах и все такое.
- Ellerini yukarı kaldır ki..
Вверх!
Lânet olasıca kumandanın üzerinde o kadar çok düğme vardı ki bir türlü kapatamadım. Ben de o oynarken oturup izlemek zorunda kaldım.
Я спросила себя - как они могли выбрать такую гостиницу?
Ne yazık ki, seninle takılamayacağım, çünkü üç saat geç kaldın ve benim, öğlen yemeği için Brooke'la buluşmam gerekiyor.
Вообще-то, я не могу, потому что ты опоздала на три часа, и я должен встретится с Брук за ланчем.
- Septik şoka girdi. Vücudu ameliyatı kaldıracak kadar dayanıklı değildi. Ki bunu söylemiştim zaten.
Его тело было не готово выдержать операцию.
Seni sonsuza dek ortadan kaldırmamızı istiyor ki tüm parayı kendi alabilsin.
хочет навсегда упрятать тебя, чтобы оставить себе все деньги.
Tabii ki Laurie yine geç kaldı.
Конечно же, Лори опоздала.
Öyle olmadı, ama Damon ve ben, görünen o ki birbirimize kaldık beğen ya da beğenme.
Так не получилось, но.. Дэймон и я, похоже мы всегда будем вместе Нравится мне это или нет.
Biliyorum, işleri ağırdan almak konusunda bir şeyler söylemiştim, ama bilmeni isterim ki, hamile kaldığın gün, harika bir gün olacak.
Я говорил о том, что нам не за чем спешить, что надо подождать. когда мы забеременеем, это будет самый лучший день.
Burnu büyük bir güruh yüzünden kendi restoranımdan kaçmak zorundan kaldım ki bu bana sizi neden davet ettiğimi hatırlattı.
Выгнан из собственного ресторана высокомерной шайкой... Это напоминает мне о причине, по которой я пригласил вас отдохнуть, дамы.
Resim için o kada minnettar kaldık ki ertesi gün savaştan çekildik.
Мы быри так брагодарны за это фото, что на средующий день закончири войну с Америкой
Vücudunun içinde de biraz sidik olmalı ki basıncı kaldırabilesin.
Нужно чтобы в твое тело попала моча чтобы компенсировать давление.
Bilmeni isterim ki yaklaşık 690 milyar nanogram ağırlığı kaldırabilirim.
Уведомляю вас, что я могу выжать Около 690 миллиардов нанограмм.
Uzayda rastgele bir nokta etrafında dönen bir küre yerine El-Tusi, iç içe iki daire dizileri tasarladı... ki bunlar ekuantı ortadan kaldıracak şekilde birbirleri etrafında dönüyorlardı.
Вместо сферы, вращающейся вокруг произвольной точки,.. Аль-Туси изобрел два круга, один из которых - малый.. катится изнутри по окружности круга вдвое большего диаметра, таким образом устраняя эквант.
Öyle birinin ki, belki uzun yıllar önce türünün tek örneği olarak gelişen birinin. Eğer sen... bu anlatılmaz yerde sıkışıp yalnız kaldıysan, git ve başkalarını mutlu eden başka birine dönüş.
которое давным-давно эволюционировало. вытерпи его.
En kötüsü de o kadar aç kaldım ki,... kendimi trenin altına atmayı bile düşündüm.
Я голоден. Дай мне чего-нибудь поесть. Чего?
'Ve güzeller güzeli prenses kurbağanın yakarmalarına o kadar üzüldü ki sonunda dayanamayıp eğildi o vıcık vıcık hayvanı yerden aldı yukarı doğru kaldırdı ve dudaklarını ona yaklaştırdı sonra da kurbağacığı öptü.
" Принцесса была настолько тронута этой отчаянной просьбой, что подошла к нему, подняла это скользкое существо, наклонилась, поднесла его к своим губам и поцеловала лягушонка!
Düştüğünde yüzü öylesine hasar görmüş ki maskeyle gizlemek zorunda kaldı.
Своё лицо, изуродованное при падении, он прятал за маской
"Zavallı kocam o kadar yorgun ki uyuya kaldı."
"мой бедный муж так изможден, что он заснул"?
"O kadar yorgun ki uyuya kaldı."
"он так изможден"? Я тоже устала!
Korkarım ki, iz süremeyecek kadar uzakta kaldı.
Мы свернули с маршрута.
İyi ki burada mahsur kaldık.
Хорошо, что мы тут застряли!
Ne yazık ki Viktoryen dönemi çok geride kaldı, efendim.
К сожалению, сегодня оно было бы далеко не из лучших, сэр.
Tatlım, Şöhretler Kaldırımı bir şehir simgesi değil ki, bir turist tuzağı.
Детка, Аллея славы - это обычный аттракцион для туристов.
Ama 25 yıllık huzurevi deneyimimden sonra bu insanlarla çalışmak, çoğunun öldüğü söylendi ama mucizevi bir şekilde hayatta kaldılar yaşadıkları şeylere baktığımızda o kadar çarpıcı derecede benzerlikler vardı ki bunlar basit birer tesadüf olamazdı.
Но после 25 лет в доме упокоения... работы с людьми, многих из которых посчитали умершими... но они чудесным образом выжили... Рассказы о том, что они действительно испытали, настолько похожи что это не может быть простым совпадением.
- Hayır, gerçek şu ki... Şunu kaldır.
Если честно, давайте-ка без этого.
Kaldı ki, öyle düşünmüyorum.
Но я не считаю
- Eminim ki en kötüsü geride kaldı.
- Уверен, худшее уже позади.
Ve sonunda da flama gibi bir şeyi var ki ne kadar kaldığını anlamınızı sağlıyor.
Ну и хвостик будет торчать
Orada saatlerin yıllara dönebileceği kavramını anlamadım ve o kadar derinlerde tutsak kaldık ki kendi bilinçaltımızın kıyısına vardığımızda neyin gerçek olduğunu unutmuştuk.
Но я не понимал того, что часы могут превращаться в годы во сне. Что можно застрять так глубоко, что... Оказавшись на берегу нашего подсознания, мы не сможем различить реальность.
Bazılarınız buradan kurtulacak ama hepiniz daha önce okulun koridorlarında yaşananlara nasıl ki umarsızca seyirci kaldıysanız bugün burada yaşanacaklara da tanıklık edeceksiniz.
Некоторые из Вас уцелеют, но Вы все засвидетельствуете ужас, точно такой же, какой Вы творили в коридорах, в то время как Вы праздно сидели рядом, когда нам причиняли боль.
Onunla kadeh kaldırdığını hiç görmedim oysa ki.
Но он не поднял с тобой ни одной чаши.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]