English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Oraya

Oraya translate Russian

32,216 parallel translation
Paraşütlerini kurcalamak için oraya gidebilirdin.
Вы могли приехать и вывести из строя парашюты.
Bizden önce ağzı sıkı bir FBI ataşesi yolla oraya.
Пусть представитель ФБР ждёт нас в этом отеле.
Aslında oraya gelmeden sana demem gereken bir şey var.
Вообще-то, прежде чем мы перейдём к этому, я должна вам кое-что сказать.
Oraya girmek istemiyorsan bize gerçeği anlat.
Если ты не хочешь туда, начни говорить правду.
Yani oraya yollarsanız sıkılabilirim.
Так что, если вы отправите меня туда, мне будет скучно.
Oraya sızılması kötü olur.
Нельзя, чтобы он туда попал.
Herkesi alıp oraya gidin.
Идите туда и возьмите всех остальных.
Oraya da mı böcek koydun?
А не ты его там спрятала?
Oraya mı?
На вверх?
Çünkü onları oraya ben bıraktım.
Я оставил их там.
Kilise bazılarımızı götürürdu oraya yazları.
М : Церковь вывозила некоторых из нас туда летом.
Hemen oraya geliyorum.
Оставайтесь на месте. Выезжаю. Ж :
Ve bir yıl oraya ilk gittiğimizde... Robbie'yi çok kötü dövdü.
Когда мы впервые приехали туда он сильно избил Робби.
Oraya tek başına gitme.
Не ходи туда одна. Ж :
Onu oraya kim koymuş?
Кто это сделал с ней?
Sizi oraya kendim götüreyim.
Я вас сам туда проведу.
Bence kontrol etmek için oraya gitmeye değer.
Думаю, следует съездить и проверить это.
Beni oraya bir düzine tanık çağırdı.
Это подтвердит с десяток свидетелей.
Oraya geldiğimizde etrafta dolanıyordun.
Ты ходил там рядом, когда мы приехали.
Cinayet sonrası bir ara, Russell'ın diz üstü bilgisayarını oraya getirdiniz.
В какой-то момент после преступления, вы принесли сюда ноутбук Рассела Коула.
Oraya oturduğumda, derim toksinlere tepki gösterdi.
Я на нём посидел, и моя кожа отреагировала на токсины.
Oraya beni sen yolladın.
Вы сами меня туда отправили.
Neden kadını oraya...
Почему мы не можем передать её подходящ...
Oraya gittiğimizi biliyorlardı.
Они знали, что наши приедут.
Oraya gidemezsin.
Ты не можешь пойти.
Onu oraya annesinin koyduğunu biliyor.
Зная, что это её мать отправила её туда.
Suçlular oraya gidermiş.
Я слышала, что туда сбегают все преступники.
Ama dünyayı gezebilir, bir oraya, bir buraya gidebilirsin.
Зато увидишь мир. Сидя на чемодане.
- Şu an Philadelphia'da oraya geçen ay bir iş gezisi için gitti.
Она ездила в Филадельфию по работе в прошлом месяце.
Oraya ilk ben gideceğim!
- Я первый!
Eğer oraya varamazsak kimseye yardım edemeyiz.
М : Если не доберемся туда, то никому не поможем. Ж :
Oraya gidip notumuzu yazalım.
Дуй туда и пиши записку.
Marconi, bizimkiler oraya varınca ikinci yarısını isteyecektir ama yok. O yüzden sağlam destek lazım.
Маркони ждёт вторую сразу, как они туда приедут, а у них нет больше денег, так что им не помешает хорошая поддержка.
- Raimy, sana söz veriyorum eğer bu işi halledip onu yakalayamazsak ikinizi de nereye gitmek isterseniz oraya götürürüm.
Рэйми, я обещаю, если мы его не поймаем, я заберу вас обеих и мы уйдем куда захочешь
Açıkçası oraya dönüp Amanda'yı, Nightingale'in yapacağı deliliklerden kurtarman var ya.
Честно говоря, своим визитом ты спас Аманду от всего того ужаса, что делает Соловей с женщинами
Şimdi kontrol etmek için oraya gidiyoruz.
М : Направляемся туда проверить.
Oraya git ve ne yaptığını bir düşün küçük hanım.
Шагом марш вниз, и подумай о своём поведении, девчонка.
Pekala, belli ki kasabanın dışındaki büyük ağacın oraya gitmem lazım, bir şeyi halletmek için.
Ладно, я тут должен отойти к большому дереву, и кое о чем позаботиться.
Bize neresi emredilirse oraya gideriz efendim.
- Нам приказали стоять тут.
Doğru, ama oraya gittiğimde üzerime elinde kamera olan bir psikopat atladı.
Всё верно. Но когда я туда приехал, на меня набросился психопат в маске и с камерой.
Oraya nasıl ulaşacaklarını da gayet iyi biliyorlar.
Причём гиены точно знают, как туда попасть.
Oraya gitmek istiyorum!
Я хочу поплыть туда!
Ama oraya gitmek için senin kıyılarından geçmek zorundayım.
Но чтобы добраться туда, мне нужно плыть вдоль твоего побережья.
Yokluğun farkedilmeden önce Kattegat'a geri dönmen gerek ama oraya gidince yapmanı istediğim bir şey daha var.
Ты должна вернуться в Каттегат прежде, чем заметят твое отсутствие, но... Когда вернешься, есть кое-что еще, что тебе нужно сделать.
Gazeteciler bizim üstümüze yıkmıştı ama... oraya hiç gitmemiştik.
Журналисты повесили всё на нас, но нас там не было.
Flynn oraya geçmişi değiştirmek için gitmemiş mi yani? Hayır. Bu sefer değil.
Так Флинн не хотел изменить историю?
Tek istediğim buradan huzurla ayrılmama izin vermen bırak tanrılar nereye karar verirse oraya gideyim.
Я прошу тебя, дай мне спокойно уйти туда, куда приведут боги.
Oraya firar edeceğiz.
Мы переметнёмся.
Büyük ihtimalle eve geri dönecektir, neden oraya gidip beklemiyoruz?
Слушайте, есть вероятность, что в конце концов она сама вернётся домой, значит, надо её ждать там.
- Shawshank'in sonunda Andy ve Red oraya gidiyordu.
Да, туда отправились Энди с Рыжим в конце "Шоушенка".
Ne yazıyorsun oraya?
Что ты там пишешь?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]