English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Oraya gideceğim

Oraya gideceğim translate Russian

262 parallel translation
New York'a gitmek için yola çıktım ve oraya gideceğim... açlıktan ölmem gerekse bile.
Нет, сэр. Я решила отправиться в Нью-Йорк, и я туда попаду,.. -.. даже если мне придётся голодать всю дорогу.
Sanırım oraya gideceğim.
Сбегаю туда.
Bir şekilde oraya gideceğim.
Я всё равно туда пойду.
- Galiba oraya gideceğim.
- А если я пойду туда?
Haftasonu oraya gideceğim için... Biraz erken ayrılmak üzere izninizi alabilir miyim?
Я хотел уехать на выходные в Мидвич и хотел спросить разрешения поехать немного пораньше.
Oraya gideceğim.
Я вхожу туда.
Bir gün ben de oraya gideceğim.
Когда-нибудь и я поеду.
Yakında ben de oraya gideceğim.
Она за мной пришлет кого-нибудь.
Ben pek yakında oraya gideceğim.
Туда я отправлюсь очень скоро.
Belki daha da fazla 25 yıl sonra... ben de oraya gideceğim.
Или даже больше. Через 25 лет и я... проделаю этот путь... на спине Кесакичи.
Aya gideceğim, Tanrı adına yemin ederim ki, oraya gideceğim.
Я пойду на луну, я клянусь Богом, я уже туда еду.
Şimdi oraya gideceğim.
Сейчас я туда пойду.
Oraya gideceğim.
Я пойду туда.
Yarın, bizzat ben oraya gideceğim.
Завтра я пойду туда лично.
Oraya gideceğim.
Я пойду туда сегодня вечером.
Oraya gideceğim.
Так вот, я иду туда.
- Oraya gideceğim.
- Я появлюсь.
Oraya gideceğim ve hayatımın en iyi performansını sergileyeceğim.
Сегодня я выйду и дам лучшее представление в своей жизни.
Öyle görünüyor ki, en sonunda oraya gideceğim.
Похоже, я все-таки туда попаду.
Dinleyin, Payne'le veya Payne'siz oraya gideceğim ve o aptal ödülü kazanacağım.
Слушайте, с Пэйном или без него, я собираюсь пойти туда и выиграть этот чёртов кубок.
İşten çıkar çıkmaz oraya gideceğim.
Я еду туда, как только освобожусь.
Oraya gideceğim ve Kittridge ile kendim konuşacağım. Ona senin bunlarla hiçbir ilgin olmadığını söyleyeceğim.
Я вернусь и сама поговорю с Киттриджем, объясню, что ты здесь не причем.
- Bu gece oraya gideceğim! - Sabırlı olun!
Ты не привез письма мне от Лоренцо?
Haziranda mezun olunca oraya gideceğim.
Я собираюсь туда в июне.
Oraya gideceğim... ve...
Я... съезжу туда и...
Siz mahkemeye gitmek için çıktığınızda... ... ben de oraya gideceğim.
Я поеду туда после того, как вы отправитесь в суд.
Biliyorum. Bu gece oraya gideceğim.
Я звонил Скраггсу из города.
Oraya gideceğim ve doğru şeyi yapacağım.
Так я и сделаю. Я пойду и сделаю то, что нужно.
Oraya gideceğim.
Я пойду в него.
Oraya gideceğim için belki.
- ћожет, потому что € туда еду?
Oraya gideceğim ve o moronlara şunu söyleyeceğim. Bu aptalca şeyle benim zamanımı çarçur ediyorsunuz.
Я пойду туда, и скажу этим болванам... что они тратят мое время всем этим дерьмом.
Bir gün, yemin ederim buradan kaçıp oraya gideceğim.
Вот накоплю денег и уеду отсюда в город...
- Oraya gideceğim!
Я пойду, чёрт возьми!
Yarın işten sonra da oraya gideceğim.
Мне надо будет завтра заехать к ней после работы.
Oraya gideceğim ve hayatımın en iyi gösterisini yapacağım.
Я выйду на сцену, и это будет лучшее выступление в моей жизни.
- Bu çok güzel olmalı. Gelecek hafta oraya gideceğim.
Я собираюсь поехать туда на следующей неделе.
Eve gidip karımı ve ailemi göreceğim ve oraya tek başıma gideceğim!
Понятно? Домой. Ну как, Иосиф?
Oraya tek başına gideceğim.
Я пойду один.
Grenoble tarafında sigara fabrikası yapacaklarını duydum. Oraya çalışmaya gideceğim.
я слышал, что открыли большую табачную фабрику у Гренобля.
Oraya nasıl gideceğim Frank?
Фрэнклин, как туда пройти?
- Oraya nasıl gideceğim ki ben?
- И как, черт возьми, я должен туда добираться?
Moe'nun oraya gideceğim.
Пойду к Мо.
- Peki oraya nasıl gideceğim?
- А как я туда попаду?
Ayrıca, oraya nasıl gideceğim?
Кроме того, как я туда доберусь?
Oraya kendim gideceğim ve aramızda herhangi bir bağlantı olmayacak.
Я поеду туда один и никто даже не заподозрит, что мы с тобой знакомы.
- Elbette Oraya nasıI gideceğim?
- Ну и как я буду туда добираться?
Ama yine de gideceğim yine de oraya taşınacağım.
Я собираюсь... Я просто иду туда.
... yürümem gerekse bile oraya gideceğim.
[Я собираюсь так же]
- Oraya Lilah gitmeden ben gideceğim.
- Доберусь до него прежде, чем это сделает Лайла.
Oraya otobüsle gideceğim.
Нет. Зачем? Я доеду туда на автобусе.
o yüzden sinemaya gitmeden önce, oraya gideceğim ve şaraplı balık çorbamın tadına bakmasını sağlayacağım
Он преподает на курсах в Новой Школе...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]