Uzaklaştır translate Russian
1,676 parallel translation
Hayır, sadece iki haftalık bir uzaklaştırma.
Нет же, это просто отстранение на две недели.
Bunu uzaklaştır!
Запрети-ка это!
Bu gerçekler ışığında şu andan itibaren ücretsiz olarak uzaklaştırıldın.
В свете этих фактов... На этот момент вы временно отстранены без оплаты.
Dehşet tuzlu pudingle sizi uzaklaştırdığımızı sanmıştık. Hayır, gerçekten.
А мы уже подумали, что после того соленого пудинга вы к нам никогда не вернетесь.
Evet ben kılları uzaklaştırıyorum ama onlarla oynamıyorum.
Делаю, но не массирую.
Onları uzaklaştırıyor daha çok.
Я скорее спугну их
Sonraki 2 gün boyunca mesaisi yoktu, böylece, eğer dikkatini dağıtıp, iş yerinden uzaklaştırırsam, planımızın - hala bir şansı olabileceğini farkettim.
В следующие два дня она дежурила в одиночестве, и я решил, что если я отвлеку ее и выманю из ее офиса, то наш план может иметь шанс.
Yani, tüm söylenenler ve olaylar, bizi sadece cinayetin, nerede ve nasıl işlendiğinden uzaklaştırıyor.
Ведь в конце концов Всё сводится к тому где и как она была убита
Onları uzaklaştırırım.
Я их прогоняю.
Luke'nin uzaklaştırılma ihtimali de varmış.
Но есть шанс, что Люка отстранят.
Luke Cafferty'nin uzaklaştırılmasından sonra Koç Taylor şöyle bir durup sıradaki hamlesinin ne olacağını düşünmesi gerek.
В связи с тем, что Люка Кафферти отстранили, тренер Тейлор берет тайм-аут, чтобы продумать свои дальнейшие действия.
Edward seni sevdiği için kendinden uzaklaştırıyor.
Эдвард отталкивает тебя только потому, что любит тебя.
Okula polis soruşturma hakkında bilgi verdim, ve Cannon uzaklaştırıldı.
Полиция рассказала школе о расследовании и Кэннон временно отстранен.
Ben de uzaklaştırıldım.
Я тоже отстранен.
Onu bir seçim yapmaktan nasıl uzaklaştırırız?
Как мы можем помешать ей сделать выбор?
Okul, yapılan saldırıda kendini müdafaa ettiği için Jesse'i okuldan uzaklaştırdı.
Школа временно исключила Джесси, чтобы защитить его самого от нападений.
Kavga ettiğin zaman uzaklaştırılırsın.
Тебя временно исключили за драку.
Uzaklaştırılma ne kadar süre?
На сколько его исключили?
Uzaklaştırılma şartlarım için gerekli olduğunu söyledi.
Она назвала это внезапным условием для получения отстранения.
etrafındaki herkesi uzaklaştırıyor.
всех отталкивает.
Görevinden uzaklaştırıldın.
Мы получили на вас срочное уведомление.
Görevden uzaklaştırılmayla karşı karşıyayız. Ya da daha kötüsü.
Нам грозит отстранение... или хуже.
Uzaklaştırılmakla meşgul olmasaydınız siz onu nasıl bulurdunuz?
Как бы вы его нашли если бы вас не отстранили?
Uzaklaştırılma sadece, gözden geçirilmeyi bekliyor.
Отстраняют, рассматривают отчет.
Ve onu uzaktan kumandalı Noel pterodactyli ile Abed gezegeninden uzaklaştırıyorum.
И отправлю с планеты Эбеда при помощи дистанционно управляемого рождественского птеродактиля.
Duncan'ı uzaklaştırırken söyleyebilir miyiz?
А мы не можем петь, пока будем надирать задницу Дункану?
Onu kaçırdı, ona saldırdı ve gerçek ailesinden uzaklaştırdı, yine de onu görmek mi istiyor? Polis, George'un onu 15 yıldır rehin tuttuğunu söyledi.
- Он похитил ее, изнасиловал, держал вдали от ее настоящей семьи, но она всё ещё хочет видеть его?
- Yaradan uzaklaştır.
Дайте петлю. Держите руку подальше от дыхательного аппарата.
Bayanı buradan uzaklaştırın!
Уведи ее отсюда!
Tamam, lokantaya bir gideyim, biraz erken gelip onun randevusuymuş gibi yaparım, onu oradan uzaklaştırıp ona durumu açıklamaya çalışırım. Minibüsten idare ederim ben de.
Так, я поеду в этот ресторан, буду там раньше назначенного времени, притворюсь, что у неё свидание со мной, увезу её оттуда, и попробую выяснить, что происходит.
Bence, ben koruyucuları uzaklaştırınca, sen kazmaya başlarsın.
Вот что я думаю, я отвлеку охрану, а ты начинай копать. У тебя есть ложка?
Çabuk bir şekilde onun uzaklaştırılmasını istiyorsun.
Ты хочешь чтобы она была там, где до неё легче добраться.
Normalde insanlar ayılmaya başladıklarında beni göz kırparak uzaklaştırırlar.
Это нормально, когда люди просыпаясь моргают глазами, чтобы прогнать мое видение.
Durun bakalım, millet, onu buradan uzaklaştırın.
Эй, парни. Уберите ее отсюда.
Bu adam kadınları soyup soğana çeviriyor ve sonları ölümle bitiyor. İhtiyacımız olan kanıtı bulana kadar adamı ondan uzaklaştırıp, treni yavaşlatmalıyız.
Мы должны держать его на расстоянии от нее, не торопись, до тех пор пока мы не получим необходимых доказательств.
Miller, bu ikisini buradan uzaklaştır, lütfen.
Миллер, проводи этих двоих отсюда, пожалуйста.
Ayrıca bir zamanlar Wesport'daki okulunda 15 yaşındaki öğrenciyle ilişkisi... Olduğu için okuldan uzaklaştırıldı.
Также он был уволен из частной школы в Вестпорте из-за связи с пятнадцатилетней ученицей.
- 4 gün uzaklaştırıldım.
Я ждала в течение четырех дней.
- Görevden uzaklaştırıldın.
Ты отстранен.
Dan, bir haftalığına görevden uzaklaştırıldık.
Дэн, нас отстранили на неделю. Это поражение.
Seni neyle koruyacağım, Dan? Çünkü ikimizin de uzaklaştırılmasına sebeb olduğun zaman silahımı Ruiz aldı.
Потому что я сдал оружие Руиз, когда нас обоих отстранили.
Karışıklık yarat, Abib'in adamlarını güverteden uzaklaştır. - Ben de cankurtaran sandalının kilitlerini çözeyim.
- " стройте диверсию. ќна выманит людей јбиба из рубки, и € спущу на воду спасательный бот.
"Muhakemesi etkilenmeye başlamışsa çatışmadan uzaklaştırılır ki ölü sayısı, birden ikiye çıkmasın."
Если потеря повлияла на его способность оценивать ситуацию, его выводят из боя. Так что потеря одного не приводит к потери двух.
Önerisi yüzünden fena halde aşağılandı, çalışması berbat edildi, deneylerinden uzaklaştırıldı.
√ лубоко оскорблЄнный намЄком на небрежность своей работы, он бросает свои эксперименты.
Uzaklaştır onu!
Убери его!
Pekala, dikkatini kalabalıktan onu indirmeye yetecek kadar uzaklaştır.
Ладно, сохраняйте его сосредоточение на толпе до тех пор, пока мы его не возьмем.
Üç gün uzaklaştırıldın.
Ты отстранен на 3 дня.
Uzaklaştıkça, motorun sesi azalır.
Когда автомобиль отдаляется, высота звука падает.
Şuradaki kadın beyaz bir minibüsün kaldırımın kenarından hızla uzaklaştığını söyledi.
Вон там женина сказала, что видела белый фургон, который нёсся как сумасшедший.
Müziğin ondan uzaklaştığını hissettiğinde büyük hayal kırıklığına uğruyor ve etrafındakilere zarar veriyor.
Когда она чувствует, что музыка... не дается ей, она очень расстраивается и крушит все вокруг.
Uzaklaştırıldım mı?
я отстранена от занятий?
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24