Vak translate Russian
543 parallel translation
Anayurdundan çok uzakta, Vak Vak Adaları üzerinde bir yere iniş yaptı.
Далеко от родины он приземлился на волшебный остров Вак-Вак.
5 milyon doların tamamının... onlar için açılacak bir vakıf fonuna gitmesini sağlayacağım.
Я лично прослежу, чтобы 5 миллионов поступили в благотворительный фонд для них.
Ümitsin vak'asın!
Безнадежно.
Zehirlenme vakıası, Bayan Tremayne.
Дело об удушении, миссис Треймэн.
Vakıa tarihi araştırması yapıyordum.
Я разбиралась с одной историей...
Evet, efendim. 1952'deyiz ve ilk vakıamız Ekim 1915'teydi.
Сейчас октябрь 52-го, а это было в октябре 15-го.
Beni daha az sıkıntı verecek bir vakıa geldiğinde ara. Örneğin sokak köpeğinin ısırdığı bir postacı gibi.
Извините, Мэйхью, приходите потом, с менее волнующим делом, например, о почтальоне покусанном бездомной собакой.
Yani bir soygun vakıasında parmak izinin olmaması pek şaşırtıcı değil.
Работает в перчатках. Значит, отсутствие отпечатков пальцев в деле об ограблении вас не удивит?
Tanıklar arasında Polis Müfettişi Hearne'ün ifadesini dinlediniz. Ki kendisi bu gibi vakıalarda olduğu gibi ifadesini adil ve tarafsız olarak vermiştir.
Вы слышали показания старшего инспектора Хирна, как всегда, справедливые и беспристрастные.
Tahmin edemeyeceğiniz konulara vakıfım.
Мне знакомы такие вещи, о которых вы не можете и догадываться.
Onlar için bir vakıf kuruyorum.
Они - основа моего нового предприятия.
Her biri, gıt gıdak, glu glu, gaak, vak vak diyerek
And each loud Will land like a trumpet on the ear
"İki vak" düşman görünürde anlamına gelecek.
Два кряка - внимание, вижу противника.
Ümitsiz vak'a.
Безнадежно.
Norman, sen gerçek bir vak'asın.
Норман, ты тот еще экземпляр.
Bir şarbon vak'ası kadar gereklisin bana, duyuyor musun?
Как сибирская язва ты мне нужна, ясно?
- Vak, vak, vak!
- Он шарлатан!
An itibarıyla olay basına yansımış durumda... yeniliklere ve sansasyona susamış halk vak'ayla... derhal ilgilenmeye başladı.
Известие попадает в прессу... и публика, жаждущая острых ощущений и новинок... немедленно очарована.
Doktorlar vak'ayı bütünüyle kavramaya çalışsa da... kimse bir teşhis üzerinde görüşbirliğine varamaz.
Хотя доктора утверждают, что держат ситуацию в руках... ни один не соглашается с диагнозом остальных.
Sinir bozucu bir vak'adan kurtulmakla avunan... doktorlar küçük bir direniş gösterirler.
Доктора сопротивляются очень слабо. Они чувствовуют облегчение, избавившись от проблемы.
Şöyle dedi : "Gelecek nesiller ve bilim dünyası için Bu vak'ayı kayıt altında tutmak istiyorum..."
Она сказала : "Я хочу снять фильм об этом случае... " для будущих поколений и мира науки.
Gerçekten. İlginç bir vak'am var... Farklı kişilikli Siyam ikizleriyle ikili ( = 4 )... çalışmalar yapıyorum.
У меня сейчас интереснейший случай- - две пары сиамских близнецов... с раздвоением личности.
Dr. Fletcher kayda değer bir ilerleme sağlanmadıysa... vak'adan uzaklaştırılacaktır.
Если прогресс недостаточен... ее удалят от этого дела.
"Evim ve sahip olduğum diğer menkul ve gayrımenkullere gelince..." "... işbu belgenin diğer maddelerinde açıkça belirtilmiş olduğu üzere... " "... hepsi, tarafımca belirlenmiş olan vakıf fonunda toplanacaktır. "
Что касается моего дома и всей моей собственности, недвижимой и частной, они переходят в управление, в соответствии с условиями этого завещания, с соблюдением прав заинтересованных сторон.
Üç milyon doları aşkın mal varlığının masraflar ve vergiler düşüldükten sonra adı bu belgede belirtilen bir vâris adına, bir vakıf fonuna devredileceği... -... anlamına geliyor.
Это значит, что собственность вашего отца, оцениваемая в три миллиона долларов, после уплаты всех налогов, переходит в управление трастовому фонду в интересах бенифициария, который назван в этом документе.
Özel bir vakıfla ilgili bir sorunum var.
У меня проблема с частным трастовым фондом и...
- Vakıf mı?
- Фонд?
Ümitsiz vak'a!
Он неисправим!
Talihsiz bir durum. Bütün bu cinayetler..... ve zehirlenme vakıalarıyla bağları olabilir.
К сожалению может быть связь между всеми этими убийствами..... и некими случаями отравления колодцев.
" 1973 tarihli Federal Mesleki Rehabilitasyon Kanunu görevlerinin gerektirdiği işleri yerine getirmeye vakıf olan aslında vasıflı özürlülere yönelik ayrımcılık uygulanmasını yasak kapsamına almaktadır.
"Фeдepaльный зaкoн o peaбилитaции oт 1973 гoдa, зaпpeщaeт диcкpиминaцию людeй c физичecкими нeдocтaткaми ecли oни cпocoбны выпoлнять вoзлoжeнныe нa ниx oбязaннocти".
Aç bir gezgini zarif bir Vak yonca çorbası ile başlayan lezzetli bir ev yemeğinden daha iyi yatıştıracak başka bir şey var mıdır?
Что лучше всего успокоит удовлетворит голодного путешественника, как не восхитительно приготовленная домашняя пища, начиная с деликатесного супа из цветков клевера Вак?
İlk çiftleşmeniz nerede, nasıl, ne zaman oldu, bu ayrıntılara vakıf değilim.
Я не в курсе конкретных деталей того, когда, где и как состоялось Ваше первое свидание...
- Vak vak vak.
-... квак, ква-ква.
Bu yüzden de Susan'ın anısını yaşatmak için bir vakıf kurmaya karar verdik.
Вот почему мы решили основать фонд для сохранения памяти о Сьюзен.
Vakıf senin programına uygun dönecek.
Работа фонда будет подчинена твоему графику.
Rosseslar bir vakıf kuruyor ve ben de yönetim kurulunda olacağım.
Ее родители основали фонд a я должен сидеть в совете директоров.
Hepsi vakıfa bırakıldı.
Все это передано в фонд.
Ayrıca vakıfa bırakıldı.
Также передан в фонд.
Hayır, hâlâ vakıftan çıkamıyor.
Нет, он все еще работает в фонде.
Grilka, Mekro'vak bölgesinden.
Грилка родом из региона Мекро'вак.
Vak vak soslu portakallı ördek...
Утка с апельсинами под шарлатанским соусом...
Ağzından çıkan sözler anlamsız bir nefes israfı. Havadan gerçekleşen bir zehirlenme vak'ası.
Все, что вырывается из твоих уст, это пустая трата дыхания и отрава воздуха.
- Sonra vakıfta...
- Потом, я был в фонде- -
Babama vakıf hesabından çekilen bu 1 milyon doları sordum ve bana bu kaçırılma olayından bahsetti.
Кoгдa я пoинтеpесoвaлaсь у oтцa, с кaкoй целью oн снял сo счётa фoндa миллиoн дoллapoв, тo oн сoслaлся нa этo пoxищение. Нo этo пpoстo aбсуpд.
Kendi vakıfımız var.
Вот он, наш благодетель.
Hey vaklamak yok. Tek vak duymayacağım.
Попробуй только квакни!
Gözlerindeki ifadeye bakacak olursan ben lanet olası vakıf görevlisi sayılırım.
Ну, пусть я буду благотворительной организацией.
Bu senin vakıa tarihi araştırmalarından biri değil.
Это не один из твоих "сложных случаев". Это мы!
Bu Bayan Emily French vakıası.
Дело Эмили Френч.
"Üç vak" bana dönün demek.
Три кряка - все ко мне.
Vakıf fonu.
Доверенность на мамины деньги.