Vaktim yok translate Russian
1,678 parallel translation
Böyle zırvalıklara ayıracak vaktim yok.
У меня нет времени на ребячество.
Buna vaktim yok.
На это нет времени.
O kadar vaktim yok Ryan.
У меня больше нет нескольких дней, Райан.
Ve üzücü, beni yoran, stressli zamanımı tüketen bir boşanma yaşıyorum. Oyun için vaktim yok. Bunu anlıyorsun değil mi?
И я прохожу через тоскливый неприятный, полный стресса долгий развод у меня нет времени на игры я думаю, ты понимаешь это, так?
Çok iyi olurdu ama antrenman için başka vaktim yok.
Я бы убила за латте, но... это единственное свободное время для тренировки, так что... Увидимся позже.
Benim vaktim yok, tamam mı?
Мне не до этого, ок?
Erkek arkadaşa ayıracak vaktim yok.
У меня нет времени на парней.
Evet, önemsiz insanlarla kaybedecek vaktim yok.
Вэйд : Ага, совершенно нет времени на маленьких людишек.
Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok.
Нет у меня времени на эти глупости.
Bununla uğraşacak hiç vaktim yok.
Знаете что? У меня нет для этого времени.
Beni bir daha buradan aramayın. Saçmalıklarınız için ayıracak vaktim yok, sik kafalı mallar.
У меня нет времени на ваши приколы, тупорылые вы долбо * бы!
- Pekâlâ, bunun için vaktim yok Damon.
Ладно.. У меня нет на это времени, Деймон.
Şimdi buna ayıracak vaktim yok, anne.
Мам, у меня сейчас не времени для этого.
Yemeğe vaktim yok.
У меня нет времени на ланч.
Şu an bunun için gerçekten vaktim yok.
У меня, правда, нет на это времени.
Lemon, şu anda nasıl göründüğün hakkında konuşmak için vaktim yok.
Лемон, у меня нет времени говорить о том, как ты сейчас выглядишь.
Beni korkutuyorsun, ve şu anda korkmak için hiç vaktim yok.
Ты меня с ума сводишь, а у меня сейчас нет времени - сходить с ума.
Çok vaktim yok, dostum.
У меня мало времени, дружище.
Bak, şakalarla uğraşacak vaktim yok!
Послушайте, у меня нет времени на шутки.
- Dostlar için vaktim yok.
- У меня нет времени на друзей.
Vaktim yok. Ara onu.
Не называть его у меня нет достаточно времени.
Hiç vaktim yok.
Я подумала... У меня нет времени.
Buna veresiye borçlarımı ve karımın istediği, daha doğrusu ihtiyacı olduğu mide kelepçesini de eklersen hayal falan yaşamaya vaktim yok.
Добавь сюда мои долги за "Эрудит" и моя жена хочет... Нет, она нужна ей...
Sana ayıracak vaktim yok.
Нет времени на разговоры.
İdris hiç vaktim yok.
Эдрис, у меня мало времени.
Hayatımda bir bebeğe vaktim yok, Jimmy.
У меня нет времени для ребенка, Джимми
Oğlum kaçırıldı. Seninle kavga edecek vaktim yok.
У меня сына похитили, не до тебя сейчас.
- Buna vaktim yok.
- У меня нет времени.
Çok fazla vaktim yok.
У меня нет времени.
Diğer altı aşama nedir bilmem ama onlara ayıracak vaktim yok.
Какими бы ни были остальные шесть стадий... На них у меня нет времени.
Benim bunlara vaktim yok.
Нет, нет, у меня совсем нет времени.
Fazla vaktim yok o yüzden çok açık konuşacağım.
У меня не так много времени, так позволь мне быть настолько откровенным насколько это возможно.
Bir bayan dedektife DNA'yı almasını ve korumasını öğretecek vaktim yok.
У меня нет времени учить женщину-детектива, как собирать и хранить ДНК.
Bu işte elinden tutacak vaktim yok, Claudia.
Я не могу всё время держать тебя за ручку, Клод.
Fazlası için vaktim yok.
Больше не могу.
Dinle, fazla vaktim yok.
Слушай, у меня не много времени.
Vaktim yok.
У меня нет времени.
Buna ayıracak vaktim yok benim!
Мне не нужны эти проблемы ( иуд. )
- Boşa harcayacak vaktim yok. 4'te cilacımda olacağım.
И знаешь от чего они там просто кирпичами срут?
Sahte bir hikayeye ayıracak vaktim yok bunu kolaylaştırıcam
Слушай, у меня нет времени на выдуманную историю так что
Sadece iki tane var, benim de vaktim yok.
Какую руку? У тебя их всего две, а у меня нет времени гадать.
Tatlım, oyunlara ayıracak vaktim yok.
Дорогой, у меня нет времени на игры.
Buna vaktim yok.
У меня нет на это времени.
Bu aptal kötü adamla uğraşacak vaktim yok.
У нас нет времени на плохого парня, который немного туповат.
Açıklayacak vaktim yok.
Нет времени объяснять прямо сейчас.
Bak, buna gerçekten vaktim yok.
Знаете, у меня нет времени на это.
Eve dönüp üstümü değiştirecek vaktim de yok.
И у меня нет времени вернуться домой и переодеться
Dönüp gösteriyi haber yapacak kadar vaktim olursa sorun yok.
Поскольку я смогу сесть на экспресс, чтобы вернуться и написать о митинге, Я счастлива.
Gazete okuyacak vaktim yok, Smithers.
" мен € нет времени на газеты, — митерс.
Bunun için vaktim yok.
Я тороплюсь.
Vaktim yok, çıkmam gerekiyor.
Мне некогда, я должен идти.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65