English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Verdigi

Verdigi translate Russian

5,541 parallel translation
Fury'nin verdiği Coulson'ı gözetleme görevine KE-325 naklinin sebep olduğu doğru mu?
Правда, что Фьюри попросил вас следить за Коулсоном из-за сыворотки gh-325, которую ему ввели?
Cal, bana olan aşkından dolayı verdiği bir söze yenik düştü.
Кэл потерял себя из-за обещания мне дарить любовь.
Bunu atlatmak için çektiği acı, ettiği tahammül, verdiği savaş... - Ona hâlâ aşıksın.
То, как она страдала и переживала, и боролась против всего этого... – Ты все еще любишь ее.
Yoksa derinlere inip hayatın sana verdiği kart destesini karıştırmak için yollar mı arayacaksın?
Или будешь копать глубже и выяснишь, как можно перетасовать карты, которые раздала тебе жизнь?
Bunu bana verdiği bellekten yazdırdım.
Это распечатки с флэшки, что он дал мне.
Bir hayatı almak katlettiğin insanın yaşadığı yılların geçirdiği zamanların, didindikleri hayallerin senin yüzünden gitmesinin verdiği ağırlık ve sorumluluk zor geliyor.
Забирать жизнь... чувствовать груз ответственности за все годы, что прожил убитый вами человек... моменты, которых они желали... мечты, ради которых страдали, исчезли... из-за вас.
Ben'in bize verdiği şeylerin bir kopyası var mı, şeyden aldığı bilgilerin maskeli adamdan aldığı?
У нас сохранились копии документов, что нам передал Бен, от... человека в маске?
- O adi itin zarar verdiği herkese.
И за всех, кого обидел этот сукин сын.
Öncelikle oğlunuzun verdiği hizmete ne kadar minnettar olduğumu söylemek isterim.
Во-первых, большая благодарность вашему сыну за службу.
- İnsanlara umut veriyor çünkü tıpkı size verdiği gibi.
Потому что это дает его людям надежду... Вы испытали это на себе.
Tanrımız söz verdiği her şeyi yerine getirmedi mi? - Bırak bunları.
Не дал ли нам Отец наш небесный все, что обещал?
Rogelio'ya Tanrı verdiği iffetlilik yemininden bahsetmek için cesaretini toplamaya çalışırken Xiomara bunun tahmin ettiğinden zor olduğunu anladı.
Сиомаре было тяжелее собраться с силами, чтобы рассказать Рахелио о своем обете целомудрия, чем она ожидала
Bak, bak, Luisa'nın Rose'a yazdığı Rafael'in bize verdiği mektup.
Смотри, смотри, письмо для Роуз от Люси которое Рафаэль дал нам.
Onun sorumluluğu ailesinin verdiği yetkiyle bende.
А я уполномочена семьей взять его под свой надзор.
Ama bir söz verdiği için hiçbir şey yapmayacak.
Но она останется с ним, потому что обещала.
Karanlık Madde Grodd'u etkilediğinde Eiling'in verdiği bütün ilaçlar aktifleşmiş olabilir.
Когда тёмная материя поглотила Гродда, все лекарства и сыворотки, которыми накачал его Эйлинг, могли активироваться.
Geçen hafta bankanın bana verdiği on bin dolarlık kredi yüzünden kafam hala güzel.
Меня до сих пор прёт от того кредита в 10 тысяч долларов, что мне дали на прошлой неделе.
Bir arkadaşının ona verdiği DVD dışında.
Нет. Кроме одного раза, когда его приятель дал ему DVD.
Bay Carter, polise verdiği yeminli ifadesinde şöyle söylüyor.
Мистер Картер в своем заявлении под присягой говорит :
Lee Ashworth'ün sana verdiği eşyaları gözden geçirdim.
И ещё я просмотрела записи, которые дал тебе Ли Эшворт.
Çünkü verdiği ifadesinde, karısına evliliklerinin bittiğini ve kendisinin yeni ruh eşini bulduğunu anlatan bir mektup yazmıştı.
И согласно его показаниям, он написал письмо жене, в котором говорил о том, что их браку пришел конец, что он нашел свою родственную душу.
Bir insanın son nefesini verdiği zaman o odada bulunmak nasıl bir duygu?
Каково это быть в комнате, когда жизнь покидает человека?
İyi düşündün ama bunu söyleyenler canlılıklarının verdiği rahatlıkla der.
Хорошая мысль. Но люди, которые говорят это, говорят это от устроенности своей жизни.
Babamın ona verdiği bir çift elmas küpe, babasından kalan birkaç eski madeni para.
Пара сережек с бриллиантами, что ей подарил мой отец, несколько старых монет от её отца.
Boyd'un dazlaklarının eskiden eğitim yaptığı, Hıristiyan Taarruzu kilisesi adını verdiği yer.
Скинхеды Бойда раньше там тренировались, его "Церковь Христианской Агрессии", как он её называл.
Kadına verdiği sözü tutmayan erkekler için cehennemde bir yer vardır mutlaka.
В аду должно быть особое место для мужчины, нарушающего обещание, данное женщине.
Doktorun verdiği ekstra Vicodin'i aldın mı?
Весь прописанный Викодин уже съела?
Antoine ablasının verdiği parayla hava attıysa korkarım arkadaşın Serena kardeşsiz kalmış olabilir.
Если Антуан хвастался деньгами, которые ему дала сестра, то боюсь, что у твоей подружки Серены больше нет брата.
Hope Shlottman'ın ailesinin cinayetiyle ilgili itirafını almak için Kilgrave'le yapacağım görüşme için taraflardan birinin verdiği izindir.
Это односторонне соглашение на запись разговоров с Килгрейвом с целью получить его признание в убийстве родителей Хоуп Шлоттман.
Verdiği emir etkisini yitirene dek onu oteline götürüp başında bekler misin?
Отвези его в отель и побудь с ним, - пока приказ не перестанет действовать. - Конечно.
Bir araya gelmenizden ötürü Tanrı'nın verdiği bir hediye.
Это награда Господня за то, что вы нашли друг друга.
Şeytan'ın bana verdiği kolye. St. Monica.
Медальон, что Дьявол дал мне – Святая Моника.
Böylece bize verdiği tüm güzellikleri yok edersin.
Так вы уничтожите все хорошее, что они нам дали.
Buraya önceki sefer geldiğimde Ghost'un sana verdiği silahı arıyordum. O...
Когда ты тогда пришел, я искала пистолет, который он тебе дал.
Taciz için tutanak tutturmak nasıl olacak da garajda olanlarla ilgili verdiği ifadeyi güvenilmez kılacak?
Как моя жалоба о секс-домогательствах подорвет его заявление о том, что случилось в гараже?
Karl'ın bana verdiği hediye daha değerliydi.
Тот подарок, который он сделал мне, куда более ценный.
Onların bilgilerini neden şimdi verdiği sorulduğunda, bir gece öncesinde ihanetinden şüphelenilen bir SVR subayının canlı canlı yakıldığının zorla izletildiğini söylemiş.
Когда он спросил ее, почему она решила перейти к нам, она заявила, что прошлой ночью ее заставили наблюдать как подозреваемого в измене офицера СВР сожгли живьем в печи электростанции.
Moskova'nın önem verdiği tek şey bu ve siz de bunu yapabilecek tek kişilersiniz.
Москва волнует только это, и вы единственные, кто справится.
Verdiği her cevap buhar santraliyle uyumluydu. Özellikle 1925 ve 1939 arasında üretilmiş olanlarla.
Каждый данный ей ответ соответствует паро-генераторной станции, в частности одной, построенной между 1925 и 1939 годами.
Rezident'in verdiği süreyi 10 dakika önce aştınız.
Уже 10 минут как прошел срок, который дал резидент.
Cebinde bir adres vardı 2017'deki hâlinin sana verdiği.
Тот адрес в твоем кармане, адрес, который другая я дала тебе в 2017.
Bugünden itibaren, Markridge babam gibi adamların dünyaya verdiği zararları telafi etmeye başlayacak.
С сегодняшнего дня "Маркридж" начнет возмещать ущерб, который люди вроде моего отца нанесли этому миру.
Peki onların verdiği hasar?
А как же ущерб, который наносят они?
Bay Norrell, verdiği zararı anlıyorum. Hatta muhtemelen sizden daha iyi anlıyorum zira zarar bana verildi.
Мистер Норрелл, я не меньше вашего зол на этого человека, возможно даже больше, раз уже его деятельность была направлена на меня.
Birleşik Devletler Başkanı, Deniz Piyadeleri Birliği Komutanı ve minnettar bir ulus adına, lütfen bu bayrağı yakınınızın ülkesine ve birliğine verdiği hizmet için minnettarlığımızın bir göstergesi olarak kabul edin.
On behalf of the president of the United States, the commandant of the Marine Corps, and a grateful nation, please accept this flag as a token of our appreciation for your loved one's service to country and corps.
Acaba diyorum... Sence dedemin bana verdiği imzalı beyzbol topunu satarsam annem kızar mı?
Мне интресно... как думаешь, маму сильно заденет, если я продам бейсбольный мяч с автографом, который подарил мне дедушка.
Sana verdiği listede isimleri olmalı.
Их имена должны были быть в списке, который он тебе дал.
Amacı, kendinin de isim verdiği gibi makine yaşamını yaratmaktı.
Его целью было создать живые машины, как он называл их.
Annemi arayıp bana düz bir kıç verdiği için onu suçlayayım mı?
Я что, должен позвонить маме и обвинить её в том, что мне досталась широкая плоская задница от неё?
Öldürme ihtiyacın o coşkuya olan bağımlılığın sana verdiği güç bende de var.
Жажда забирать жизни, эта сильнейшая зависимость, дающая тебе столько сил, она есть и у меня.
Salonda verdiği örnek için biz burada oturuyoruz gibi bizim adam dışarıda eşleştirme.
Пока мы сидим здесь, наш парень проверяет её соответствие тому образцу, который ты сдал в приёмной.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]