Yaptınız translate Russian
14,217 parallel translation
Bakalım ne yaptınız.
Ну, что? Давай посмотрим, что у тебя.
Yaptınız işte.
Вы просто сделали это.
Bize ne yaptınız?
С нами?
Ne yaptınız peki?
Что вы с ним сделали?
Zoom'u, Dünya 2'ye gönderme planı yaptınız, biliyorum ama bunu ben ve Wally olmadan yaptınız.
Я знаю, что вы договорились удержать Зума на Земле-2, но вы это решили без меня и Уолли.
Nerede görüştünüz, ne yaptınız?
Где встречала?
Ne yaptınız ona?
Что вы с ним сделали?
- Dur! Ne yaptınız?
Что ты сделал?
Ne yaptınız?
Что вы наделали? !
Bayanın içkisini zehirleyerek iyi yaptınız. Şimdi adamımız başkan oldu, hatırladın mı?
Отравление прошло по плану, наш кандидат попал в Белый дом, помниф?
Hile yaptınız!
Вы жульничали!
Yıllardır stresten yaptığım temizlikler hayatımızın en değerli anılarını yok etti.
Годы нервной уборки уничтожили моменты прекрасных воспоминаний.
Susan sizin hayatınızı kurtarmak için zeki ve tatlı Cosima'yı alırken sen bize kaldın Rachel. Evie Cho'yu alt etmek için yaptığın saçma sapan planınla birlikte.
Сьюзан получает гениальную и восхитительную Косиму, вырываясь вперёд спасать ваши жизни, в то время как мы получаем тебя, Рейчел, и твой полусырой план по смещению Эви Чо.
- Brightborn bebeklerine ötenazi yaptığınız bir video var.
- У нас есть видео, где вы признаете эвтаназию младенцев Брайтборна.
Bayan Goderitch her ne yaptığınızı sanıyorsanız bilin ki bu bir hata.
Мисс Годерич, что бы Вы ни думали о том, что делаете, это ошибка.
Daha önce HIV tahlili yaptırdınız mı? - Hayır.
Вы делали тест на ВИЧ до этого?
Eskiden iş yaptığınız adamlar silahlı ekibimizdeki erkek ve kız kardeşlerimiz oyun alanından kaldırıldılar.
Те люди, с которыми ты имел дело. Наши братья и сёстры по оружию... были убраны с поля боя.
- Önceden iş yaptığınız arkadaşlarımız var ya?
Помнишь наших людей, с которыми ты имел дело?
Sana canavar gibi görünmüş olabiliriz ama belki neden böyle yaptığımızı anlarsın diye herşeyi anlattım.
Возможно, мы кажемся тебе монстрами, но я должна быть откровенна, чтобы ты поняла, почему мы так поступаем.
Neden böyle yaptığınızı anlıyorum ama herkesi düşman olarak görmeye devam ederseniz karşınıza sadece düşmanlar çıkar.
Слушайте, я понимаю вашу мотивацию, но если вы в каждом будете видеть врага, вокруг останутся только враги.
Kişisel röportaj yanıtlarınız çoğunlukla uyuşuyor ve birlikte yaptığınız röportaj da şaşırtıcı derecede inandırıcı.
Ваши индивидуальные опросы в основном совпали, а совместное интервью на удивление убедительно.
Umarım Svetlana, onun için yaptıklarımızın kıymetini biliyordur.
Какая-то хуйня. Знаешь, надеюсь Светлана действительно ценит то, что мы для неё делаем.
Bu yaptığın işe yaramıyor. Birlik olmamız lazım.
Нам надо держаться вместе.
Orada yaptığınız şu küçük toplantı. Neyle ilgili?
Это ваше маленькое собрание, в чём дело?
Kim yaptı diye yakınıp durmamızı, kavga etmemizi istiyorlar.
Чтобы мы передрались, чтобы обвиняли друг друга. Это не важно.
Ve Mohamad'a yaptığınızı.
То есть как вы собирались поступить с нами?
Doktor Hanım, yaptıklarınızı unutmadım.
Я не забыл, что вы сделали.
Yaptığınız bir konuşmanın sayesinde olmalı. İstediğimiz şeyin tam tersini yaptığını düşünürsek.
Должно быть вы поговорили, раз уж он сделал противоположенное тому, что мы хотели.
Sizlerle bir ittifak yaptım diyelim planınız nedir?
Если бы мне был интересен альянс с вами двумя, то каков ваш план?
Her gün yaptığım bir şey değil Zaman Tayfları'nı Hız Gücü'nden çıkarmak için bir şey yapmam gerekiyordu Zoom'a benden çok kızgın olmalarını ümit etmiştim.
Такое не каждый день провернуть можно, но мне нужен был способ выманить Призраков Времени из Силы Скорости, надеясь, что они больше будут расстроены тем, что натворил Зум, а не мной.
Orada durup kızının eteğinin altına bakarak ne yaptığını sanıyorsun?
Папа ночью залез дочери в трусики, и продолжит?
Kızıma ne yaptığını da biliyorum şerefsiz!
И знаю, что это ты вредишь моей дочери, мразь!
Kızın babası yanlış bir şey yaptı.
Потому что отец дочери провинился.
Hades de aynısını yaptıysa onları bulma şansımız pek yok.
Так, если Аид проделал то же самое, наши шансы отыскать их ничтожны.
Tek yaptığın, çıtayı çok yükseğe çıkarmak oldu. Başarısız olmaktan başka şansım yoktu.
Все, что ты сделал - задрал планку так высоко, что все, что я смог - провалиться.
Yaptıklarınızı gördüğünde de biraz kafayı yiyebilir.
И когда он увидит, что вы натворили... он может немного расстроиться.
Ebeveynler olarak, çocuklarımızın internet üzerinde bunları yaptığına inanmak zor gelebilir. Bu yüzden de okul panosunu trolleyen öğrenci hakkında sizinle konuşmak için buraya çağırıldım.
Нам, родителям, трудно поверить, что наши дети могут заниматься этим в Интернете, вот почему меня пригласили поговорить с вами об ученике, троллящем форум вашей школы.
atalarımızın geçmişte yaptığı gibi, ailemizi savunmak için ayağa kalkmalıyız.
Как и наши предки в давние времена, мы должны встать на защиту наших семей.
Ortadan dışarıya zımbırtısının kayıp parçası için başkasına ödeme çoktan yaptık.
Недостающую часть алгоритма мы уже кое у кого купили.
Kızıma ne yaptığını bilmiyorum Ash Williams ama sana gününü göstermek için silaha ihtiyacım yok.
- Не знаю, что ты сотворил с моей дочерью, Эш Уильямс. Но я и без оружия тебе наваляю.
Burada kalacaksanız onları Nicholas'ın yaptığı gibi kabullenmek zorundasınız.
Если остаетесь здесь, то придется принять их, как Николас.
Bütün bunlar, karşılaşmak zorunda kaldığımız, epey karmaşık şeylerdi. Artık yaptıklarınızdan sonra ortada verilecek tek bir cevap olduğunu anladım.
Мы столкнулись со сложными вопросами, и теперь, успокоившись, я понял, что ответ может быть лишь один.
Bu yaptığınız hiç hoş değil!
Это совсем не круто!
Ne yaptınız? Anlat.
Скажи.
Çok müsamaha gösteren bir patron olduğumu anlayacaksınız ama son yaptığın şey bambaşka Gleb. Sekme yerine boşluk kullanmışsın.
- В общем, я не очень строгий начальник, но, Глеб, в своем последнем коммите ты вбил пробелы вместо табуляции.
Yaşam tarzınız, parti için yaptığınız harcamalar ve yarım milyon dolarlık siteden sonra yerin dibine battınız.
- В результате вашей расточительности, трат на вечеринку и покупки сайта за полмиллиона, вы официально неплатёжеспособны.
Bu-bu yanlış, bu yaptığınız savaş başlatabilir.
Это плохо, и из-за этого начнётся большая война.
Bize ne yaptığınızı anlatır mısınız?
Вы можете рассказать, что вы сделали?
- Tamam. - Dr. Lin, bu yaptığınızın zaten zayıf olan akciğer fonksiyonlarına zararı olmaz mı?
- Доктор Лин, стоит ли нам это делать, учитывая, что функция легких уже нарушена?
Bay Burns, Bay Smithers, tekrar kavuşmanızın şerefine size özel bir şey yaptım.
Мистер Бернс, мистер Смитерс, в честь вашего воссоединения я приготовил кое-что особенное. Одну сырную пиццу!
Hile yapıyorsunuz hile yaptığınızı söylediklerinde de çıldırıyorsunuz.
Вы жульничаете.
yaptınız mı 19
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24