Şansını zorluyorsun translate Russian
48 parallel translation
Şansını zorluyorsun, Marlowe.
Вы рискуете, Марлоу.
Şansını zorluyorsun.
Вы умеете рисковать.
Ayık olmazsan, şansını zorluyorsun demektir.
Если вы не трезв, вы принимаете ваши шансы.
Şansını zorluyorsun arkadaşım. Çekil. Hadi.
Ты испытываешь судьбу.
Şansını zorluyorsun.
Tы испытываешь судьбу.
Şansını zorluyorsun. Lanet olsun.
Это уж слишком, черт!
Bence şansını zorluyorsun. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama belki de görmek istediğin şeyleri görüyorsun.
Теперь, я думаю мы зря здесь, и я не знаю как сказать, но может быть Вы видите только те вещи, которые хотите видеть.
- Bana saçmalıklar yaparak şansını zorluyorsun peder.
- Не искушайте судьбу, падре,.. ... скармливая мне такую шнягу.
Şansını zorluyorsun, adamım.
Ты играешь с огнем.
Gerçekten şansını zorluyorsun, bekle bakalım.
Ты действительно играешь с огнем. Подожди.
- Şansını zorluyorsun!
- Не надо! - Вы меня доводите!
Şansını zorluyorsun.
Зачем мне играть с огнем?
- Lester, şansını zorluyorsun.
Лестер, ты слишком давишь.
Şansını zorluyorsun.
Проверим твой метод.
- Şansını zorluyorsun.
Ты перегибаешь палку, ты это знаешь?
Dostum, şansını zorluyorsun.
Мужик, ты нарываешься.
Beni dinle, şansını zorluyorsun.
Послушай, ты испытываешь судьбу.
- Şimdi şansını zorluyorsun.
Наглеешь.
Şansını zorluyorsun değil mi?
Испытываешь судьбу?
Şansını zorluyorsun dostum.
Ох, приятель, да ты давишь на меня.
- Tanrım, şansını zorluyorsun.
Боже, ты испытываешь мое терпение.
Şansını zorluyorsun, Eva.
- Не искушай судьбу, Ава.
Sürekli şansını zorluyorsun, oysa pas geçip yoluna devam etmen lazımdı.
Ты удваиваешь, когда нужно пасовать и выходить.
Şansını zorluyorsun.
Ты испытываешь судьбу.
Şansını zorluyorsun canım.
Ты искушаешь судьбу, дорогая.
Tekrar gidip neden şansını zorluyorsun?
Зачем возвращаться и снова пинать его?
Şansını zorluyorsun.
Притянуто за уши.
Seni sevdiğimi biliyorsun Ryan. Ama kovmam için şansını zorluyorsun.
- Я к тебе хорошо отношусь, Райан, но мне так и хочется тебя вышвырнуть.
Burada kontrolsüz bir şekilde dolaştırdığın için şansını zorluyorsun.
- Ты рискуешь, пуская его сюда. - Он ходит тут везде...
Şansını çok zorluyorsun.
Вы сильно рискуете, советник.
- Şansını zorluyorsun.
- Друг, ты сейчас искушаешь судьбу. - Расслабься.
Şansını zorluyorsun.
Испытываешь удачу.
- Şansını fazla zorluyorsun ufaklık!
Ты испытываешь судьбу, маленький человек.
Şansınızı çok zorluyorsun.
Он хочет тебя потопить.
Şansını zorluyorsun.
Только толкни меня еще раз.
Şansını fazla zorluyorsun ufaklık.
Ну и хитрый же у меня сынуля.
Bence şansını fazla zorluyorsun.
По-моему, ты испытываешь удачу.
Dwight, şansını ok zorluyorsun. Hem bu şık olmaz ki.
Ты, конечно, стараешься, но все это не классно.
- Edward. - Evet? Şansını çok zorluyorsun.
- Эдвард, ты слишком много над этим работаешь.
- Şansını zorluyorsun.
Ты нарываешься.
Aracını restaurantımdan bir sokak öteye park ederek şansını iyice zorluyorsun.
Эй. Как тебе только хватило наглости припарковать свой грузовик в квартале от моего ресторана.
Şansını fazla zorluyorsun.
Ты слишком умный.
Theokoles'in katiline yan gözle bakarak şansını çok zorluyorsun.
Ты искушаешь судьбу, глядя так на победителя Феокла.
Hâlâ şansını zorluyorsun.
Полковник!
Şansını çok zorluyorsun evlat.
Ты играешь с мешком змей, мальчик.
Şansını fazla zorluyorsun.
- Это вряд ли.
Anlıyorum ama o bokla şansını fazla zorluyorsun.
Я понимаю, но... вы испытываете судьбу, занимаясь этим.