A lot of people traducir turco
9,236 traducción paralela
I helped a lot of people through my work.
Çalışmalarım sayesinde birçok insana yardım ettim.
It ticked off a lot of people.
Bir çok insanın biletini kesti.
Just remember, what you're doing is gonna keep a lot of people safe, including her.
Şunu aklından çıkarma, yaptığın şey birçok insanın hayatını kurtaracak. Onunki de dahil.
There's a lot of people out there who think I killed my wife, that I killed Susan Berman, that I intentionally murdered Morris Black.
Susan Berman'ı, karımı, ve kasten Morris Black'i öldürdüğüme inanan bir çok insan var.
He has killed a lot of people.
Bir sürü kişiyi öldürdü.
I've hurt a lot of people in my life, especially my family.
Hayatımda çok kişiyi incittim özellikle ailemi.
You made a deal with a sociopath, and now a lot of people are dead.
Burada kimse yok. Bir sosyopat ile anlaşma yaptın ve bir sürü insan öldü.
Look, Arkady knew a lot of people, knew a lot of secrets, about you, about your family...
- Bak, Arkady'nin çok tanıdığı vardı sen ve ailen hakkında çok fazla sır biliyordu.
A lot of people write him off as an eccentric kind of guy, and, uh, you know,
İnsanlar onu... eksantirik biri olduğu için suçlu değil gibi görüyör.
I look at a lot of people.
Pek çok insana bakıyorum.
A thing that a lot of people forgot about.
İnsanların çoktan unuttuğu bir şey için.
A lot of people think Bugsy went to Hollywood from New York because he wanted to be in movies.
Birçok kişi Bugsy'nin Hollywood'a film izlemeye gittiğini sandı.
A lot of people would say it's the more enlightened path.
Pek çok insan bunun daha aydınlık bir yol olduğunu söylerdi.
But I have fucked a lot of people.
Ama çok fazla insanı siktim.
You know, a lot of people don't know that twins can be born two months apart.
Çoğu insan ikizlerin 2 ay arayla doğabileceğini bilmez.
She's frustrating a lot of people, Thomas, not only in Europe but in the U.S. as well.
Birçok insanın sinirlerini bozuyor Thomas sadece Avrupa'dakilerin değil, Amerika'dakilerin de.
You must have seen a lot of people like Hector.
Hector gibi çok kişi görmüş olmalısın.
This goes wrong, a lot of people are gonna get caught in the crossfire.
İşler ters giderse bir sürü insan çapraz ateş altında kalacak.
A lot of people say they've seen him.
İnsanlar hayaleti gördüğünü söylüyor.
But it's a lot of money, and there are a lot of people...
Bir çok kişiye de bakım sağıIıyor.
I know it makes a lot of people uncomfortable, but you'll see, I am just like everybody else.
- Çoğunu rahatsız ediyor, biliyorum ama benim de diğer herkes gibi olduğumu göreceksin.
Yeah, a lot of people liked my book.
- Evet, çoğu kişi sevdi.
I have a feeling your collapse will have changed a lot of people's minds about the so-called reforms.
Hastalığının, çoğu insanın yenilikler hakkındaki fikrini değiştirdiğini düşünüyorum.
Well, a lot of people think grackles are just a common bird up here, but you know what? On the West Coast they don't get grackles.
Yani, bir çok insan sığırcıkları buralarda çok sık rastlanan bir kuş sanıyorlar ama aslında Batı Sahilinde hiç sığırcık yok.
A lot of people don't know they're all the same bird.
Bir sürü insan aslında bunların aynı kuş olduğundan bile haberleri yok.
Yeah, but a lot of people think he was innocent.
- Evet ama çoğu insan onun masum olduğunu düşünüyordu.
It's just not a lot of people want to take in a black boy, let alone two.
İki çocuk almak şöyle dursun, bir sihayi çocuk... almak bile istemiyor insanlar.
A lot of people would be dead right now if it wasn't for him.
Eğer o bir şey yapmasaydı birçok insan şu an ölmüş olurdu.
That seems to be enough for a lot of people.
- Greenstreet? - Hiç sanmıyorum.
A lot of people believe that Debbie knows Bob's secrets, whatever they may be.
Vekaletname. Birçok kişi Debbie'nin Bob'un bütün sırlarını bildiğine inanıyor.
You killed a lot of innocent people, Dr. Powell.
Birçok masum insanı öldürdünüz, Dr. Powell.
There's a lot of overwhelmed people here.
Bir sürü insanın aklı başından gitmiş.
Look, there's a lot of hurt people in there.
Bak, içeride birçok yaralı var.
Well, Aktaion used a lot of really good people... for a lot of terrible things.
Aktaion birçok sahiden iyi insanı, birçok korkunç şey için kullandı.
You have to. There are dangerous men out there, really dangerous men, and they're planning to hurt a lot of innocent people.
Dışarıda tehlikeli adamlar var, gerçekten tehlikeli adamlar ve birçok masum insanın canını yakmayı planlıyorlar.
What happened was, a state trooper noticed there was a lot of strange people checking into a motel, and a lot of big limousines were pulling into this town and all heading for this farm.
Olay, bir eyalet polisinin birçok yabancı kişi görmesi bu kişilerin otellere kaydolması ve birçok limuzinin kasabaya gelip bu insanları aynı çiftlik evine götürdüğünü fark etmesiyle oldu.
You're saying a bunch of angry people with guns are gonna be bumping heads with a lot of other angry people with guns?
Eli silahlı kızgın bir grup, diğer eli silahlı kızgın bir grupla ölümüne karşılaşıyor yani öyle mi?
When people found out about what happened here, there was a lot of confusion.
İnsanlar burada neler olduğunu anlarlarsa, çok fazla karmaşıklık olur.
- Got a lot of dead people here.
- Çok ölü insan var mı? .
This city can bring a lot of madness for the people.
Bu şehir insanları deli edebilir.
I think it's a hell of a lot easier for people like you to believe there's a logical explanation to things they can't understand.
Sanırım onların anlayamayacağı şeylerin mantıklı bir açıklaması olduğuna inanması senin gibi insanlar için çok daha kolay olur.
There's a lot of homeless people.
Evsiz insan daha fazla.
I mean, most people, they need to take a lot of lessons before they can play the piano well.
Yani, birçok insan özel dersler alıyor biliyorsun. Piyano'da iyi olmak zor bir şey olmalı.
It made a lot of... People at school want to become lawyers,
Bu film, okuldaki pek çok insanın avukat olmasına sebep oldu.
There'll be a lot of very important people there.
Çok önemli insanlar katılacak.
A lot of pretty people will be there. You guys should come.
Birçok güzel insan orada olacak, siz de gelmelisiniz.
A lot of young people.
Bir sürü genç gelmiş.
Then a whole lot of people are gonna die today, including us.
Bugün biz de dahil bir sürü insan ölür.
On one hand because it helped her forget her illness, and at the end she was in a lot of pain, but also because it was a way of telling people around her her life story.
Bir yandan hastalığını unutmasına yardımcı oldu ve sonunda ızdırap içindeydi bir de insanlara onun hikâyesini anlatmanın bir yolu da buydu.
Over the years, I've hired a lot of extraordinary people, interviewed a lot more.
Yıllar boyunca olağanüstü bir sürü insanı işe aldım bir çoğuyla da mülakat yaptım.
I'm sick of saying sorry cos it happens to people all over the world, all the time, people just deal with it, this kind of thing happens a lot.
Özür dilemekten yıldım. Çünkü bu tüm dünyada, daima olan bir durum. İnsanlar bunu hallediyor, böyle şeyler hep oluyor.