A plane traducir turco
8,286 traducción paralela
We will put Abel on a plane. He will be here Friday.
Abel'ı uçağa bindirirsek Cuma günü burada olur.
We need that you get in a plane, okay?
Ardından uçağa binmek zorundayız. Tamam mı?
You say a plane.
- Uçakla mı demiştin?
I know I don't need a plane.
Biliyorum uçağa gerçekten ihtiyacım yok ama..
It's a plane.
Uçak lan bu.
We'll charter a plane. We'll...
Bir charter uçağına bineceğim.
It may have been a bomb that blew up a plane in Colombia today.
Bugün havaya uçan uçakta bir bomba olması muhtemel.
My God, he just blew up a plane!
Tanrım, adam bir uçağı patlattı!
Trying to hit a plane, Fūta! ?
Kale gökyüzünde değil Futa!
I have a plane to catch...
- Uçağa yetişmeliyim.
My husband was killed three months ago in a plane crash.
Kocam üç ay önce, bir uçak kazasında öldürüldü.
I'll send a plane down.
Seni alması için uçak yollarım.
Oh nonsense... people aren't relaxed in their own homes with their own families but they don't mind spending on a train or a plane ticket just to get to some far away hotel and using some e | se's used beddings... to feel relaxed and these travel companies are to blamed for it... it's all in the mind... lam telling you.. find a nice boy.. and..
Saçmalık, millet kendi evinde ailesiyle dinlenemiyor ama tren ya da uçak biletiyle, uzak bir yerdeki otele gidip rahatlamak için başkasının yatağını kullanmaya aldırış etmiyorlar. Bunun için seyahat şirketleri suçlanmalı. Onların başının altından çıkıyor.
And you'll have a plane to use at your disposal. We will.
Ve kullanmak için emrine amade bir uçağın olacak.
That would be like a shark eating a bunch of people... and then getting on a plane, and getting off at the other end of the country... and then eating more people.
Bu tıpkı bir köpek balığının bir sürü insanı yemesi sonra da bir uçağa binip ülkenin diğer ucunda inmesi ve daha fazla insan yemesi gibi.
There's a plane leaving in an hour and I have to be on it.
1 saat içinde kalkacak bir uçak var ve ona yetişmem gerek.
I've never been on a plane.
Hiç uçağa binmemiştim.
Come away with me and we'll get on a plane, go somewhere we've never gone before.
Benimle gel, bir uçağa atlarız ve hiç gitmediğimiz bir yere gideriz.
Ruiz and his whole family boarded a plane to California.
Ruiz ve tüm ailesi California'ya gitmek üzere uçağa bindiler.
Got on a plane to Bangkok.
Bangkok'a gelen bir uçağa binmiş.
My husband was killed three months ago in a plane crash.
Kocam üç ay önce bir uçak kazasında öldü.
We're catching a plane.
Uçağa yetişeceğiz.
She says hi, and she wanted to be here, but it's kind of hard for her to get on a plane now.
O, merhaba diyor Ve o burada olmak istedim, ama onun için biraz zor. Şimdi bir uçağa almak için.
General, I need a plane.
Genel, ı bir uçağa ihtiyacımız var.
Well, we'll put you on a plane and get you home.
O zaman seni uçağa bindirip evine geri göndeririz.
A plane ticket to go and see Paige over spring break.
Paige'i sömestrda görebilmek için uçak bileti parası.
You have a plane waiting.
Seni bekleyen bir uçağın var.
Last night was because I'm getting on a plane today, and I'll probably never see you again.
Dün gece canım sıkkındı çünkü bugün uçağa bineceğim, ve muhtemelen seni bir daha hiç göremeyeceğim.
Well, it's kinda different, it's like... someone who's, I don't know, afraid of flying and they get on a plane.
Bu biraz farklı, ne bileyim uçmaktan korkan birinin uçağa binmesi gibi.
But then, just one thing is, I'm not gonna get on a plane.
Son bir şey var o da ben asla uçağa binmem.
The President announced. That a NASA weather plane disappeared four days ago north of Turkey.
Başkan, NASA'ya ait bir meteoroloji uçağının dört gün önce Türkiye'nin kuzeyinde kaybolduğunu açıkladı.
It's for a flat plane.
Düz zemine göre.
Oh, the plane's not even a question.
Uçak mesele bile değil.
Honey, I'm about to lose you. I'm on a plane, and we're taking off.
- Uçaktayım ve kalkıyoruz.
I got a buyer for the plane.
Uçak için bir alıcı buldum.
Someone on the plane? Someone you met at a restaurant?
- Uçaktaki ya da lokantadaki birine?
Maybe bombing that plane was a step too far.
Belki de o uçağı patlatmak çok kötü bir karardı.
Why is a geologist interested in a crashed fighter plane?
Bir jeolojist neden uçak kazası ile ilgileniyor?
We sat next to each other on the plane, and then he ended up giving me a ride.
Uçakta onunla yan yana oturduk ve sonra da beni işe bıraktı.
Well, I did meet a nice woman on the plane. Perfect!
Aslında uçakta hoş bir kadınla tanıştım.
I have a plane to catch.
Hoşça kal Sophie.
For example a fridge fell from a cargo plane at the precise moment of the victim's predicted demise.
Mesela tam kurbanın ölümü öngörüldüğü anda kargo uçağından buzdolabı düştü.
Between her plane ticket and bus fare to Beijing, I'm in for almost a grand.
Pekin'e uçak bileti ve otobüs ücreti arasında 1000 dolar olması kötü bir sürpriz oldu.
I get off the plane at JFK, catch a cab, yellow cab, right?
JFK'de uçaktan indim, taksi çağırdım, sarı taksi, tamam mı?
A passenger plane flying from an aerodrome in West London.
Yolcu uçağı Batı Londra'daki havalimanından uçacak.
ATC to security, status update please. Is there someone with a medical condition on the plane?
tamam.
I don't know what time their plane gets in, but let me, let me shoot them a text.
Uçaklarının ne zaman vardığını bilmiyorum ama mesaj atayım.
A private plane was just cleared for landing with a single passenger on board, Dr. Ellison.
İçinde tek yolcusuyla özel bir uçak inişe hazırlanıyor. Doktor Ellison.
You're the one that jumped on the first plane to Iceland without a plan.
İzlanda'ya giden ilk uçağa plan yapmadan atlayan sendin.
Get him on a plane to Natal-Cam headquarters.
Onu bir uçağa bindir ve Natal-Cam ana merkezine gönder.
'Cause, basically, I'm gonna throw my clothes into a bag and catch the first plane out of here tomorrow.
Çünkü, en basitinden eşyalarımı çantama yerleştireceğim, ve yarınki ilk uçağa atlayıp gideceğim.
planet 68
plane 72
planes 56
planets 40
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
a plant 25
a plan 66
a play 29
plane 72
planes 56
planets 40
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
a plant 25
a plan 66
a play 29