All the while traducir turco
2,378 traducción paralela
He started his own business and all the while remaining dedicated to his family and friends.
Yeni bir iş kurdu, ve her şeyini ailesine ve arkadaşlarına adadı.
That woman satour table, spent the holidays with us, all the while knowing her son ran over my mother.
O kadın, oğlunun anneme çarptığını bilmesine rağmen gelip masamıza oturdu, bizimle tatile çıktı.
Now, if we go to court, this is gonna limp through the system for 18 months and all the while, Doug's DUI is gonna become public record, which is exactly what you don't want.
Şimdi eğer mahkemeye gidersek, bu iş 18 ay boyunca sistemde gidip gelecek ve bu sırada Doug'ın alkollü araç kullandığı duyulacak ki bunu kesinlikle istemiyorsunuz.
That was in there all the while.
Her zaman böyle olmuştur.
All the while, her dad is right there in the room, staring at her, scaring her to death.
Bunlar olurken babası kızın yanında durup gözlerini ona dikmiş kızı korkutuyordu.
i am nutty loony crazy... she had been dropping hints all the while.
Ben, fındıklı kaçık deliyim.. O, ipuçlarını düşürmekteydi, bütün bunlar olurken.
She had been dropping hints all the while.
O, ipuçlarını düşürmekteydi, bütün bunlar olurken.
You know, Campbell says if you follow your bliss, you'll put yourself on the kind of track that has been there all the while.
Campbell eğer içindeki sevinci izlersen kendini bunca zamandır önünde olan bir yola sokacağını söyler.
♪ all the while ♪
# Hepsi yaşanırken #
And all the while, time slipping through my fingers.
ve her şey zaman gibi parmaklarımın arasından akıp gidiyor.
So while I love my daughter Kelsey with all my heart, the truth is is that I just don't have the money to support her in the manner in which she deserves... not alone.
Bu yüzden kızım Kelsey'i çok sevmeme rağmen, onun hak ettiği yaşamı ona tek başıma sağlayacak maddi gücüm yok.
And while I don't know what a perfect marriage is, I sure am ready to put all the effort and hard work and everything I can into my family.
Mükemmel evliliğin ne olduğunu bilmiyorum, ama şundan eminim ki, ailem için elimden gelen her şeyi yapacağım.
While we're doing all this, I want you to keep your voice as still as you can. We're still not out of the woods yet.
Olabildiğince sesini sabit tutmanı istiyorum canım tehlike geçmiş değil ve bu akşam çok önemli bir konserin var.
- Hey, I'm sorry all my awesome muscles got in the way of our friendship for a while.
Muhteşem kaslarım dostluğumuza gölge düşürdüğü için özür dilerim.
And all that while you've also been clandestinely a part of our government's secret investigation into the alien marker.
Ve o sürede ayrıca gizlice devletin araştırmalarında da görev aldınız. Uzaylı araştırma etme görevinde.
All the, uh, hotel rooms start to look the same after a while.
Otel odaları bir süre sonra aynıymış gibi görünmeye başlıyorlar.
And while I can see that this town has grown a great deal, in some ways, it hasn't changed at all as evidenced by the members of the Cheyenne who are in this court today after 30 days of incarceration.
Ve bu kasabanın belli yönlerde büyük bir gelişme kaydetmesine rağmen, aslında pek de bir şeyin değişmediğini 30 günlük tutukluluk sürelerinin ardından aramıza katılıp duruma tanıklık eden Cheyenne kabilesi üyelerinden görebiliyorum.
Rush valiantly keeping the gate open while the ship explodes all around him?
Ne yani, gemi patlamalarla sarsılırken....... Rush kahramanca geçidi açık tutmaya mı çalıştı?
On the coldest winter nights, I'd creep in to your room while you were sleeping, all cuddled up in your blanket, and I'd... pull it off!
En soğuk kış gecelerinde yavaşça odana gelip senin yanına sokulurdum ve sonra da battaniyeni üstünden atıverirdim.
For a while, he was winning all the bloody time. What about Mr Lawton?
Bay Lawton hakkında bildiklerinizi anlatın.
'Cause while they're off running all these tests, you'll be submitting the insurance forms.
Onlar tüm bu testleri yaparken, sen de sigorta işlemleriyle ilgileneceksin.
The bet let her do what she wanted to do while still being able to act like she didn't, so her friends wouldn't get all, like, calling her a slut or something.
Bahis yapmak istediği şeyi, yapmak istemiyor görünerek yapmasına olanak sağlıyor böylece arkadaşları sürtük falan olduğunu düşünmüyor.
I went to the hospital to find out if he had any relatives he could stay with while this thing was getting sorted out, but it turns out, no, they're all back east.
Hastaneye bu işler bitene kadar yanında kalabileceği akrabaları olup olmadığını öğrenmeye gittim ama hepsi çok uzaktalar.
Couldn't help but notice all your people are sleeping in houses while the rest of us are in tents.
Diğer herkes çadırlarda kalırken adamlarınızın evlerde uyuduğunu fark etmeden duramadım.
While all the evidence seemed to aide the accused.
Bütün deliller suçlunun kim olduğunu işaret ederken.
It will simultaneously close all the others while absorbing their power.
Diğer anomalilerin enerjilerini içine çekerek, hepsini eş zamanlı olarak kapatacak.
Couldn't help but notice all your people are sleeping in houses while the rest of us are in tents.
Doktor Glass. Diğer herkes çadırlarda kalırken adamlarınızın evlerde uyuduğunu fark etmeden duramadım.
If it's all fine, we'll come back. What happens if the Skitters attack while you're gone?
Peki ya Sıçrayanlar siz yokken saldırırsa?
So far he has failed to raise new capital... while virtually all of his rivals have already done so. And now hedge fund manager David Einhorn... is publicly questioning the accuracy of the firm's numbers.
Şimdiye kadar sermayesini artıramadı buna karşın bütün rakipleri şimdiye kadar artırımı gerçekleştirdiler ve şimdi yatırım fonu müdürü David Einhorn halka açık bir biçimde firmasının rakamlarının doğruluğunu sorguluyor.
And while you're all off being married and popping out adorable kids that will one day give you the finger- - trust me, I've seen it- -
Hepiniz evlenmekle ve günün birinde size hareket çekecek, tapılası çocuklar ki bana güvenin çektiklerini gördüm, çocuklar yaparken...
Asking you to applaud with gratitude for all the crap they've been teaching your kids while in reality, they're asking you to validate them for the choice they made to waste their lives as educators.
Oysa aslında eğitimciliği seçerek hayatlarını harcamalarına tanıklık etmeni isterler.
I found it difficult to understand why millions were out of work, homeless, starving while all the factories were sitting there.
Bütün fabrikalar boş boş dururken milyonlarca insanın neden işsiz, evsiz ve aç kaldığını anlamakta zorlandım.
Just as our bodies require physical nutrients the human brain demands positive forms of environmental stimulus at all stages of development while also needing to be protected from other negative forms of stimulus.
Aynı, bedenlerimizin fiziksel besinlere ihtiyacı olduğu gibi insan beyninin de gelişimin her basamağında pozitif çevresel uyaranlara ihtiyacı olduğu gibi, aynı zamanda negatif uyaranlardan da korunmaya ihtiyacı vardır.
Therefore, the basis of this civilization needs to be as supportive and hence sustainable for human life as possible - taking into account the material needs of all the world's people while trying to remove anything that can could hurt us in the long run.
Bunun için, medeniyet insan hayatını destekleyici temeller üzerine kurulmalı ve bu nedenden ötürü mümkün olduğunca sürdürülebilir olmalıdır. Bu uzun koşuda insanlara zarar verebilecek her şeyi devre dışı bırakırken tüm insanlığın ihtiyaç duyduğu temel maddelere erişebilmesini sağlamalıdır.
And while that might sound complex all it is is a glorified calculator not to mention that such multi-varied decision making and monitoring systems are already used across the world today for isolated purposes.
Bu, her ne kadar kulağa karmaşık gibi gelse de aslında abartılmış bir hesap makinesidir üstelik günümüz dünyasında bu tip çoklu değişkenli karar verme ve izleme sistemleri izole amaçlar için zaten kullanılmaktadır.
Chris spent the rest of his time partying with the in-crowd, while you spent all your time by yourself.
Chris, geri kalan tüm vaktini partilerde ve kızlarla harcarken sen hep tek başına takılıyordun.
Mm-hmm. Man, I thought a lot about you while I was gone, About how you used to surprise me, challenge me all the time.
Gittiğimde çok düşündüm senin, bana yaptığın sürprizleri, bana meydan okumalarını.
When all you really probably only did was just hold the guy down while Grushenko took a blowtorch to him and stuck a knife right in the side of his head and jammed it in...
Ama aslında Grushenko adamı kaynak aletiyle yakarken ve kafasına bıçak saplarken sen muhtemelen sadece onu tuttun.
While you were off living the high life, jet-setting everywhere from Dallas all the way to Fort Worth, I was here for 20 years taking care of Maw Maw.
Sen dışarılarda sürtüp orada burada gezinirken ben burada 20 senedir Maw Maw'a bakıyordum.
And all of this while under the influence of alcohol.
Ve bunların hepsi alkol etkisindeyken gerçekleşti.
Because we busted a mole in there a while back, and if he found out you were there asking questions, he could have passed it on to all the wrong people.
Çünkü bir süre önce orada bir köstebek yakaladık. Eğer senin sorular sorduğunu öğrendiyse bunu yanlış kişilere iletmiş olabilir.
Last night, this committee took a vote, and while we have all felt from the very beginning that
Dün gece kurulumuz bir oylama yapmıştır.
Gyno-mite! Now, while all this was going on, your Aunt Robin was starting her new job at World Wide News, aka the big leagues.
Bunlar olurken Robin Teyzeniz de "büyükler ligi" olan Dünya Bülteni kanalında çalışmaya başlamıştı.
All right, we get to be on the sidelines having fun while our baby caddy does all the heavy lifting.
Bebek taşıyıcımız tüm ağır işi yaparken bizim kenarda eğleniyor olmamız lazım.
By all means, let us dull the freshly waxed floors while our phones go unanswered.
Tabii ya, telefonlar orada boşa çalarken millet burada kaysın.
Yeah, he's making amends for all the bad things he did while he was drinking.
Evet. İçtiği sırada yaptığı kötü şeyler için özür dilemiş.
We got all the shit that you need to keep yourself entertained while you're on house arrest.
Ev hapsindeyken eğlenmek için ihtiyacınız olan her bok var burada.
Attacking from all angles, the smaller macaques distract Shakuntla, while the bolder males grab the loot.
Tüm açılardan saldırı, küçük makaklar kadının dikkatini dağıtırken, büyük erkekler ganimeti götürüyorlar.
- Love doctrine-exactly... which states very clearly while a relationship should be consummated within the first 90 minutes of contact, all other milestones... I.E., road trips, expressions of emotional connection, going to the farmers market... should be put off indefinitely.
- Aşk doktrini der ki... bir ilişkide tam olarak 90 gün geride bırakılmadan önce... yalnız yolculuk, hislerini açığa vurma, birlikte markete gitme gibi tüm önemli işler ertelenmelidir.
And while I am honored to be receiving this Siegal Award, I am also painfully aware of all the people whose efforts actually made it happen.
Siegal Ödülü'nü alarak onurlandırılırken, bunun gerçekleşmesini sağlayan insanların katkılarının farkındayım.
And while the politicians are all denying everything, those ovens are still out there waiting to burn.
Politikacılar her şeyi inkar ettikleri sırada o fırınlar hâlâ orada birilerini yakmayı bekliyorlar.
all the world's a stage 17
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all these years later 16
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all these years later 16
all the way 252
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the things that make us 45
all the best 179
all the 77
all the more reason 40
all there 16
all these 25
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the things that make us 45
all the best 179
all the 77
all the more reason 40
all there 16
all these 25
all the way in 16
all the money 19
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you can 25
while you were away 22
while you're at it 123
while we still can 17
all the money 19
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you can 25
while you were away 22
while you're at it 123
while we still can 17