English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Bad time

Bad time traducir turco

3,504 traducción paralela
Is this a bad time?
Kötü bir zaman mı?
You caught me at a bad time.
Kötü bir zamanda geldin.
Oh, sorry. Is it a bad time?
- Affedersiniz, kötü bir zamanda mı geldim?
It's not a bad time at all, professor o'neal. It's fine.
Hiç de kötü bir zaman değil Profesör O'Neal.
Did I come at a bad time?
- Kötü bir vakitte mi geldim?
I did. - Is this a bad time?
- Kötü bir zamanda mı geldim?
- If it's a bad time, I could...
- Zamanlamam kötüyse, ben...
Would this be a bad time to tell you your one long face hair is back? Well, there's something they can't take away from me, and apparently, I can't either.
İşte onların da benim de benden alamayacakları bir şey.
- Is this a bad time?
- Kötü bir zaman mı?
Is this a bad time to tell you that I'm a vegan?
Vejetaryen olduğumu söylemek için kötü bir zaman mı?
If this is a bad time, I - -
Eğer kötü bir zamanda geldiysem...
Hey. Bad time?
Kötü bir zaman mıydı?
Bad time to die...
Ölmek için yanlış bir zaman...
This a bad time?
Kötü zamanda mı geldim?
Is this a bad time, John?
Kötü bir zamanda mı aradım, John?
- Detective, is this a bad time?
- Detektif kötü bir zamanda mı aradım?
He just caught me at a really bad time.
Beni çok kötü bir zamanımda yakaladı.
It's a really bad time, okay?
Zamanlama çok kötü, tamam mı?
You picked a bad time, Mildew.
Kötü bir zaman seçtin, Mildew.
Hey. Is it a bad time?
Zamanlamam kötü mü?
Is this a bad time?
Kötü bir zamanda mı geldim?
Look, Austin, this is a really bad time for this.
Bak, Austin bunun için kötü bir zaman.
I can tell this is a bad time to ask...
Bunun sormak için kötü bir zaman olduğunu...
I mean, we could learn a lot. It's a bad time for a science project.
- Bir bilim projesi için yanlış bir zaman.
It's a bad time for everything, but we need to know all we can about our enemies.
Herşey için yanlış bir zaman ama düşmanımız hakkında bulabileceğimiz herşeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Is this a bad time?
Kötü bir zamanlama mı?
We see bad guy had a gun the whole time.
Elinde sürekli silahla dolaşan kötü bir adam var.
You have to wear this all the time, and nothing bad can happen to you then.
Bunu başına kötü bir şey gelmemesi için her zaman takmak zorundasın.
All this time, your dad's been telling us that Parish is the Big Bad, right?
Bunca zaman baban sürekli bize Parish'in kötü adam olduğunu söyleyip durdu, değil mi?
I give bad news to nice people all the time.
- İnsanlara daha önce de kötü haber verdim.
Even bad-ass Blye needs a little... "female bonding time," is that it?
Erkek Blye'ın bile kızlarla vakit geçirmeye ihtiyacı var.
Apparently, I have really bad timing, because every time I come over she's taking a shower.
Sanki kötü zamanlarda geliyorum. Çünkü kadın ne zaman gelsem duş alıyor.
And every time I go to the market, she cries and people look at me like I'm a bad mommy and it's because I have no sleep!
Ve ne zaman markete gitsem o ağlamaya başlıyor ve insanlar bana kötü bir anneymişim gibi bakıyor, ve bunun sebebi hiç uyumuyor olmam.
For the last ten years, Every time you have a bad hand, you tap the side of your glass.
Son on yıldır, ne zaman elin kötü olsa, bardağının yanına dokunuyorsun.
I wind up in bad places talking to bad people all the time.
Her zaman kötü yerlerde kötü insanlarla karşılaşıyorum.
Do you know why I needed time to think after you told me about your bad-girl past?
Neden sen bana eski kötü kız geçmişini anlattıktan sonra düşünmek için zamana ihtiyacım olduğunu biliyor musun?
Too bad it was a one-time-only deal.
Bir kereye mahsus olması çok kötü.
Almore has a very bad reputation when it comes to elections and we should avoid any riots this time.
Bu seçim sürecinde Almore, kötü bir üne sahip bu seçim sürecinde herhangi bir karmaşadan kaçınmalıyız.
Bad news is - can't shut the wave systems down in time.
- Kötü haber ise, dalga sistemlerini zamanında kapatamam.
Why are they all going bad at the same time?
Neden hepsi aynı anda kırmızı olmaya başladı?
I lower my voice for the speaking performance, but it's really bad [lower voice] If I do it all the time.
Konuşma performansları için sesimi düşürüyorum, ama hep böyle yaparsam oldukça kötü oluyor
Ask him. Tommy tuned him up so bad, he said he was gonna kill him the next time he saw him!
Tommy, ona öyle bir ayar çekti ki Tommy'yi bir daha görürse öldüreceğini söyledi.
It's really bad this time.
- Bu defa gerçekten kötü.
This isn't the first time a Bradimore had to bring down a bad Santa.
Bir Bradimore kötü Noel Babayla, ilk defa karşı karşıya gelmiyor.
My bad on the time.
Geç kaldım özür dilerim.
It's the time to be bad, really bad.
Şimdi kötü olma zamanı.
Then 9 / 11 happened and I decided it was a good time to get back into public service hunting bad guys.
Sonra 11 Eylül yaşandı..... ben de kötü adamların peşine düşmek için kamuya döndüm.
But having a hot girl around can't be bad for a group of guys that spend their free time in an abandoned lot breaking things for no reason.
Etrafta bir kız olması ; terkedilmiş bir yerde zamanlarını bir şeyleri kırmakla geçiren bir grup adama kötü geleceğini zannetmiyorum.
He was 17 at the time, real bad seed.
O zamanlar on yedi yaşındaydı, tam bir kötü evlat.
You are only watching bad programs all the time!
- Kötü programları seyredip duruyorsun!
We have all known for a long time that Beverly is awful and bad, but it used to just be that you would kind of hope you never interacted with her during the day.
Hepimiz Beverly'nin berbat ve kötü olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Ama eskiden sadece, gün boyunca karşılaşmamaya çalıştığımız biriydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]