Before your time traducir turco
627 traducción paralela
Before your time, there were poor people, but they didn't bother honest people.
Sizin zamanınızdan önce de, yoksul insanlar vardı. ama onurlu insanları rahatsız etmezlerdi.
Before your time.
Sizin zamanınızdan önce...
Would you die before your time?
Vaktin gelmeden ölmek ister misin?
Bury yourself in the ground before your time?
Ölmeden kendini toprağa mı gömeceksin?
True, it was before your time.
Doğru, sizin zamanlarınızdan önceydi.
- It was before your time.
- Senden önceydi.
If you go on like this, you will be old before your time.
Sakin ol, rahatla.
Before your time, Darling.
Senden öncesi hayatım.
- Before your time, I expect.
- Sanırım senden çok önce. - Bir şekilde.
As an extra, these are some things that were compiled before your time here.
Ekstra olarak, bunlar da siz gelmeden önce derlenen yazılar.
He was a little before your time.
Senin zamanından biraz önceydi.
I guess that's before your time.
Bu sanırım sizden önceydi.
All this worry about money will make you grow old before your time.
Para endişen var. Zamanından önce yaşlandıracak seni.
I think it was before your time, Watson.
Sanırım bu olay, senin bulunduğun davalardan önceydi, Watson.
- Hey, this business of ours... it'll make you an old man before your time.
- Bu işler seni erken yaşlandıracak.
You'll be a gobs before your time.
Zamanı geldiğinde çok büyük olacaksın.
Exposing your skin to sunlight will make you old before your time and eventually you'll look like an albino raising.
Vücudunun güneş ışığına maruzu sonucunda zamanından önce yaşlanacaksın ve kurumuş bir üzüme benzeyeceksin.
Little before your time.
Senin zamanından biraz önce.
Long before your time.
Sen doğmadan önce.
You just toe the line, stick to the rules and, before you know it, they'll be knocking time off your sentence.
Kurallara uyarsan... sen farkına bile varmadan, cezanı azaltmaya başlarlar.
Our children growing up in cast-off clothing... and ourselves thanking God for parenthood in a house full of bits? I can bear with such a life for the sake of my work... but I think I'd start to kill if - if I saw the white come to your hair 20 years before its time. No.
Çocuklarımız başkalarının eskilerini giyerken, biz yoksulluk içindeki bir ev için Tanrı'ya şükür mü edeceğiz?
It gives you more time to digest your food before retiring.
Erken yemek, yatmadan önce yemeğin iyice hazmedilmesini sağlar.
But with you, business before pleasure, every time. Do all your personal laundry. Make yourself spic-and-span, get all the mending out of the way, and then, and only then, sit down for a nice, quiet hour with the Good Book.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
Do you remember a long time ago your coming to my study before a final exam?
Tammy. Hatırlar mısın, uzun zaman önce...
It'd be a long time before they found your body, and by then, who'd know?
Cesedini bulana kadar zaman geçer. O zamana kadar da neler olur kim bilir.
Even though you have risen three of the Earth dead,... the plan is far from successful,... and you Eros, must prove it an operational success before more time, energy, ships and your countrymen may be spent on it.
3 kişiyi diriltmenize rağmen planımız başarılı olmaktan uzak, Ve sen Eros, eğer daha çok zaman, enerji ve gemi istiyorsan Önce operasyonun başarılı olacağını göstermelisin.
Even a Red will fight bravely when the time comes, but your kind surrenders before fighting.
Bir Kızıl bile sırası geldiğinde cesurca savaşır ama senin gibi tipler savaşmadan teslim olur.
That is if you think you have time to jack that gun before I blow your brains out. Go ahead, pull.
Senin beynini dağıtmadan o tüfeğe fişek sürecek zamanın olduğunu düşünüyorsan durma Billy, çek tetiği.
Last time we had the pleasure of your company, we was involved in four fistfights, a stabbing and a shooting... and all before midnight!
Biz şirketinizden memnunduk, en son dört yumruklu kavga, bir bıçaklama, bir de adam vurma ile karşılaştık hepsi de gece yarısından önce oldu!
It seemed to me at the time, Barabbas, when you were given your liberty before it wasn't a fortunate exchange.
Sana özgürlüğünü verdikleri zaman... bu iyi bir takas olmamıştı.
Sir, some time before your mother died she gave me a letter.
Efendim, anneniz ölmeden önce bana bir mektup vermişti.
Have I got time to offer you champagne before your inevitable triumph?
Kaçınılmaz zaferinizden önce size şampanya ikram etmeye zamanım var mı?
If he catches you trying to make a run for it with me, you won't have hardly any time to say your prayers before he'll open up your back.
Benimle kaçmaya çalışırken seni yakalarsa, Sana yapacaklarından önce Dua etmeye bile vakit bulamazsın.
All your big-time driving around, you ain't never seen a chain gang before?
Bu yollarda gidip gelirken birbirine zincirli adam görmedin mi hiç?
Josef, in all the time I've known you, I've never seen you smoke without your holder before.
Josef, seni bunca zamandır tanırım daha önce seni, ağızlıksız sigara içerken hiç görmedim.
Your wife came in this afternoon 15 minutes before closing time.
Eşiniz, bu akşamüstü kapanıştan 15 dakika önce geldi.
Was the time limit before your apperance in court respected?
Yüce yargının sizleri mahkeme huzuruna çağırdığı zaman uygun muydu?
There is time before we reach town, then I will take your arms.
Bunu, kasabaya vardığımız zaman düşünürüz.
And, well, we know it's gonna be two weeks before you're leaving, but some of the men here are gonna be out on patrol when it comes your time to leave us, and, well, we'd like to take this opportunity...
Ve bunu siz gitmeden iki hafta önce yaptığımızı biliyoruz ama bizi bırakma zamanın geldiğinde buradaki bazı askerler dışarıda devriyede olacak ve biz de bu fırsatı değerlendirmek istedik.
- The time before, it was your husband.
- Ondan önce de kocanı.
I thought I'd come and see you one last time... before your karma caught up with you.
Karman yok olmadan önce son kez gelip... seni bir görmeliyim diye düşündüm.
Well, it looks like... it looks like for the first time in demolition derby history you lucky fans are gonna see a Rolls-Royce, a classic Rolls-Royce destroyed, demolished and recycled before your very eyes.
Görünüşe göre... Görünüşe göre, yıkım maçı tarihinde ilk defa siz şanslı hayranlar bir Rolls-Royce'un klasik bir Rolls-Royce'un imha edilişine, harap edilişine ve yeniden dönüşümüne şahit olacaksınız.
Otherwise, it's just a matter of time before the cops show up at your door... and you lose your kid for good.
Yoksa polislerin gelmeleri ve çocuğunu tamamen kaybetmen an meselesidir.
Moving right along, the time before that... you claimed the CIA had planted a mind-bending drug... in your feminine hygiene spray.
Benzer şekilde, bundan önce de... CIA'nın deodorantına hayal gördüren bir ilaç... yerleştirdiğini iddia etmiştin.
It's early. You can change your mind one more time before dinner.
Belki de kahvaltıdan önce fikrini yeniden değiştirirsin.
Light reflected off your nose reaches me an instant in time before your ears.
Burnunuzdan yansıyan ışık bana kulaklarınızdan yansıyan ışıktan daha önce ulaşır.
For the last time, get your children out of here before it's too late!
son kez olarak, çocuklarını burdan çıkarıyorsun. çok geç olmadan önce!
Your aircraft will be destroyed if you do not turn around before that time.
O zamandan önce geriye dönmezseniz, uçağınız imha edilecektir.
It will be some time before your husband can start pouring concrete
Yarın olmaz, eşiniz beton dökecek.
You have to go away for a long time... many years... before you can come back and find your people.
Bir süreliğine gitmelisin. Kendi insanlarına, doğduğun yere dönmeden önce hayatını yoluna koymalısın.
I know it's dinner time, but I wanted to catch you before you called in your order.
gıcıklar ve hilkat garibeleri ile birlikte?
your time is up 71
your time has come 33
your time will come 36
your time 40
your time's up 35
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
your time has come 33
your time will come 36
your time 40
your time's up 35
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time's up 595
time to eat 55
times are tough 45
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times a week 28
time for bed 134
times in a row 26
time's up 595
time to eat 55
times are tough 45
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times a week 28
time for bed 134
times in a row 26