But so am i traducir turco
1,426 traducción paralela
He knows I am his most worthy challenger, but he could not very well just murder me in cold blood, so he sent us on a fool's quest.
Onun en kuvvetli rakibi olduğumu biliyor, ama beni soğukkanlılıkla gayet güzel öldüremedi, o yüzden bizi aptallık görevine gönderdi.
I am sure that the sconvolgerei, but things are so?
Eminim ki, bu durum onu gerçekten üzecektir ; ama bu onun kişiliği.
But if he's still on the case, so am I.
Ama o hâlâ bu davadaysa, ben de öyleyim.
But you're so much more... ravaged than I am.
Ama sen benden çok çökmüşsün.
You know, we're a high-end meats and textiles conglomerate, but the geniuses at corporate decided they wanted to diversify, so... here I am.
Bilirsiniz, biz ünlü bir et firması ve tekstil holdingiyiz, şirketteki dahiler bunu çeşitlendirmek istediler, ve... işte burdayım.
So thank you for the offer, but I am good.
Teklif için teşekkürler. Ama ben iyiyim.
I'm so very not fine, but... What am I going to do, you know?
Hiç değilim ama ne yapacağım?
So, then our friends say, something must be going terribly wrong. Because, I know I am asking so where is my stuff. And we say, you are asking, you are completing step one, you can't help but do that.
"Bir şeyler yanlış gidiyor, istiyorum ama isteğim olmuyor" diye sorarsanız, deriz ki ; birinci adımı atıyor ve istiyorsunuz, ama ya sonrasında?
She wanted you to move out so we'd have the house to ourselves, but I said, "No way. I am not throwing my brother out on the street."
Kendi evimizin olması için senin taşınmanı istiyordu, ama ben "Asla olmaz, kardeşimi sokağa atamam" dedim.
I didn't want to just stop by, but it was either this or drop leaflets on your lawn from a plane, so, here I am.
Aramadan gelmek istemezdim. Ama böyle yapacak, ya da kapına uçaktan el ilanı atacaktım. Özetle, geldim işte.
I am so sorry to interrupt you, but Nico...
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama Nico...
There are no words that could ever express that, but I am so sorry.
Bunu ifade edebilmek için hiçbir kelime yeterli değil ancak çok üzgünüm.
I really am. And, look, I understand that you liked Luke and you're not so sure about Christopher, but, Sookie, you're my best friend.
Luke'u sevdiğini ve Christopher'dan emin olmadığını biliyorum ama Sookie,..
Okay, Tony, but just so you know, whenever you're ready... so am I.
Ama haberin olsun sen hazır olduğunda, bende hazır olacağım.
I am so sorry, but I'm telling you, we cannot stop now.
Gerçekten çok üzgünüm.
- I am. Sure, there's been an increase in prank phone calls, but so what?
Tabii işletme telefonları sıklaştı ama ne olmuş?
How long am I supposed to do this? but you haven't given me any training what so ever!
Bunu kazanmak için ne kadar çalıştığımı biliyor musun? Senin gibi birine şeytan avcısı denilmez, ama sen herhangi bir eğitim vermiyorsun!
I am but a nameless swordsman who was given the name Kojiro Sasaki! And so... this battle, THIS is what I wish for!
Sasaki Kojirou ismi verilen bir kılıç ustası bu yüzden..... bu savaş benim arzum!
OK, I know this has been a really tough couple of days, but everyone has pulled together, and I am so proud and so pumped, because I honestly think that this might be the best show we have ever done.
Evet. Çok zor günler geçirdik. Ama herkes el ele verdi.
No... but I am just so angry now.
Hayır. Ama şimdi o kadar sinirliyim ki.
I mean, my husband's moved on.He's back with his ex-wife... or his ex-ex wife, given I'm his ex-wife... not that we're officially divorced, so I don't even kn what my official title is, but I am single.
Yani, eski kocam hayatına devam etti. Tekrar eski karısıyla birlikte ya da ben eski karısı olduğuma göre eski-eski karısıyla resmi olarak boşanmış değiliz tabii onun için resmi sıfat nedir bilmiyorum ama ben bekarım.
I am so sorry to have to tell you this, but I don't detect a heartbeat.
Sana bunu söylemek zorunda olduğum için çok üzgünüm ama kalp atışı tespit edemedim. Bana ne demeye çalışıyorsunuz?
I'm truly, truly sorry, but... so am I, richard.
Gerçekten, gerçekten üzgünüm, ama... Ben de üzgünüm Richard.
I know you're afraid, but so am I... but you are going to get it.
Bize rehine olarak ihtiyaçları var. Korktuğunu biliyorum. Ben de korkuyorum.
I am so sorry you had to witness such an unpleasant scene yet again but fear not.
Böyle hoş olmayan bir olaya şahit olduğun için üzgünüm ama korkma.
Miss Wade, they may have believed you in Boston, but I am not buying it, so let's hear it.
Bayan Wade, Boston'da size inanmış olabilirler ama ben inanmıyorum. Olanları anlatın.
I don't know who the hell this is, but when I find out, I am going to put my Loafer so far up your ass you're gonna have tassels hanging out your nose.
Kiminle görüştüğümü bilemiyorum ama bulduğumda, makosenlerimi kıçına öyle bir sokacağım ki taşakların burnundan çıkacak.
But I am willing to discuss why you're so concerned about the new girl.
Ama bu yeni kızla neden ilgilendiğini konuşabilirim.
- Vince, I am so embarrassed, but apparently a buyer came in yesterday and someone forgot to put the sold tag out.
- Vince, çok utanıyorum, ama dün bir alıcı gelmiş ve birileri satıldı yazısını koymayı unutmuş.
I'm a guy, but- - So am I in it?
Tabii ki fantezi bankam var. Ben erkeğim ama... - Ben var mıyım?
You know, maybe something's wrong with me, but I am... I am so glad he's dead.
Biliyor musun belki bende yanlış bir şeyler var, fakat ben... ben o öldüğü için mutluyum.
police said that he drowned, but i don't u-understand how... i am so sorry for your loss, mr. warren.
Polis boğulduğunu söyledi. Ama nasıl oldu anlamıyorum. Kaybınız için çok üzgünüm Bay Warren.
But I am so disappointed in you.
Ama beni hayal kırıklığına uğrattın.
Look, I know that you are so sick of hearing this but I am really sorry if I've acted like a jerk.
Bak, bunu duymaktan çok sıkıldığını biliyorum ama aptal gibi davrandığım için çok özür dilerim.
Well, I am so thrilled to hear you say that's still your plan, because, I mean, I know it's something we've always talked about, but honestly, since you've been back,
Planının hala bu olduğu için çok heyecanlıyım. Bu konudan sürekli bahsettiğimizi biliyorum ama dürüst olmak gerekirse sen döndükten sonra, üniversite hakkındaki düşüncelerinin, değişip değişmediğini merak ediyordum.
But I am on call for work today, so...
Ama bugün işte olacağım, o yüzden...
I am so sorry about that wedding pool, but, you see, i don't know why i did it because..
Tüm bu evlilik bahisi için özür dilerim. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum çünkü..
I am not going to add any more pressure to you, but, me and Maia missed you very much, so we figured...
Sana daha fazla baskı yapmayacağım, ama, Maia ve ben seni çok özledik, biz de düşündük ki...
I am sorry for your troubles, Mister, but you're wrong, and I don't think we can help you here, so maybe it's time you just moved on.
Sorununuz için üzgünüm, Bayım, ama yanılıyorsunuz, ama size yardım edebileceğimizi sanmıyorum, yani belki de gitseniz iyi olur.
So you don't think I'm a threat, but you're gonna say that I am anyway?
Yani beni tehdit olarak görmüyorsun, ama yine de öyle olduğumu söyleyeceksin?
But I am asshole-intolerant, so take it outside or take up a sport where you both can beat the crap out of each other somewhere else,'cause I'm sick of watching'it.
Ama ben "Aptal insanlara dayanıklı değilim" o yüzden gidin dışarıda devam edin ya da birbirinizi parçalayabileceğiniz bir spor bulun kendinize. Çünkü artık bunu seyretmekten sıkıldım.
I am so sorry, I fully intended to meet youat the airport, but my budget meetingran a bit long.
Kusura bakma, aslında seni havaalanında karşılamaya niyetliydim, ama bütçe toplantım uzun sürdü.
All right, I'll talk to you later, but I am so happy for you.
Sonra konuşuruz, ama senin adına çok sevindim.
She's an unstable child, but I have no intention of letting her go yet, so I am taking her back.
Dengesiz olabilir, ama onu henüz size vermeyi düşünmüyorum. Öyleyse geri alacağım.
No, I do have to do it, and believe me, I am busy, but that's why I'm making notes for later, so that, when I have the time, you and I can sit down and go through it all.
- Zorundayım. İnan bana, yoğunum ama bu yüzden notlarımı erteliyorum. Vaktim olunca seninle oturup hepsinin üzerinden geçebiliriz.
Now, I can't speak for you, Commander, but I didn't get where I am because of my looks, so get your eyes off of me and put some on that ship.
Sizi bilmem binbaşı ama ben bulunduğum yere görünüşümle gelmedim. Bana bakmayı kesin de o gemiyi gösterin.
Playing by the rules has gotten me nowhere but fucked, so I am done.
Kurallarına göre oynamak ; bana hiç bir şey getirmedi, o yüzden bunu bıraktım artık.
But, you know, I am his favorite, so he's usually pretty good with me.
Ama en çok beni sever, o yüzden genelde bana iyi davranır.
So you can stomp around all you want and beat your chest back to the garage but I am not leaving.
İstediğin kadar tepinsende, bağırsanda çağırsanda ben gelmiyorum.
I love them all dearly, but I am so very tied to them.
Hepsini çok seviyorum, onlara çok ama çok bağlıyım.
But I am stupid. It's strange, but I feel so comfortable here.
Garip, ama kendimi burada çok rahat hissediyorum.
but something went wrong 29
but sometimes 291
but so are you 19
but so far 188
but soon 162
but something's wrong 18
but so what 89
but some 28
but sooner or later 73
but something 32
but sometimes 291
but so are you 19
but so far 188
but soon 162
but something's wrong 18
but so what 89
but some 28
but sooner or later 73
but something 32
but somehow 146
but so do i 22
but someday 43
but someone 22
but something happened 23
but sorry 20
but soft 18
but somewhere along the way 18
so am i 1353
am i right 1979
but so do i 22
but someday 43
but someone 22
but something happened 23
but sorry 20
but soft 18
but somewhere along the way 18
so am i 1353
am i right 1979
am i bothering you 44
am i late 105
am i early 36
am i wrong 310
am i dreaming 52
am i crazy 111
am i right or am i right 18
am i glad to see you 102
am i 2001
am i dead 113
am i late 105
am i early 36
am i wrong 310
am i dreaming 52
am i crazy 111
am i right or am i right 18
am i glad to see you 102
am i 2001
am i dead 113