English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / But you're welcome

But you're welcome traducir turco

409 traducción paralela
I know what you're thinking about, Mother, but you're more than welcome with any one of us.
Ne düşündüğünüzü biliyorum anne fakat başımızın üstünde yeriniz var.
If you are to be one of them, you're welcome to visit our house... but not with a scowl on your face or an old bitterness in your heart.
Onlardan biri olacaksan evimizi ziyaret edebilirsin... fakat yüzünde tehditkar bir bakış ve kalbinde eski acılık olmadan.
Mrs. Collins has no pianoforte, of course, but, you're - you're very welcome to practice here everyday.
Bayan Collins'in piyanosu yok. ama, isterseniz her gün burada çalışabilirsiniz.
You're perfectly welcome to stay, but this guy...
Siz memnuniyetle kalabilirsiniz, ama bu adam...
This is a tempest in a teapot Mr. Holmes but you're welcome of course.
Bu önemsiz bir anlaşmazlık, Bay Holmes fakat burada sizin başımızın üstünde yeriniz var, elbette.
It isn't the ideal spot for convalescing, but you're welcome to it, if you can put up with being Mrs. Calvero.
İyileşmek için ideal bir yer değil. Ama misafirim olmanızdan zevk alırım. Eğer Bayan Calvero olmaya alışabilirseniz.
I'm supposed to say to the squatters, "I'm busted but you're welcome."
Bu çiftçilere ne diyeyim, "Ben iflas ettim, siz buyurun" mu?
But since you are a lady, dear you're very welcome here
# Ama bir leydi olduğuna göre hayatım, buraya hoş geldin
And those not interested in Bonanza Common... but simply in a drink of good whiskey... well, you're welcome, too.
...... sadece bir viski içeceğiz işte. Şimdi buyrun.
I wasn't expecting anybody but you're very welcome, I'm sure.
Kimseyi beklemiyordum ama siz hoşgeldiniz
Well, you're welcome to that, but at some other time.
O olur, ama başka bir zaman.
I wouldn't advise it, but you're welcome.
Hiç önermem, ama gelirsen sevinirim.
Well, you're welcome, but I will.
Bir şey değil. Ama ben içiyorum.
I didn't hear you coming, but you're welcome.
Geldiğini duymadım,... ama hoşgeldin.
He wants me to stay to dinner, but you're not welcome.
Yemeğe davet edildi. Ama sen davet edilmedin.
But I've agreed with myself that you're welcome to come if you wanna.
Ama gelmek isterseniz.. ... kabul ederim.
But you know that you're welcome with Herbert and I, anytime you want.
Ama istediğin zaman Herbert'le ben seni ağırlamaya hazırız.
But in yourself, you're welcome.
Ama insan olarak hoş geldiniz.
But if you're decided to Stay here, you're welcome.
Ama bizimle kalmayı seçersen, oğlum kapımız sonuna kadar açık.
It's never welcome, but if you've done all you can do and it's your best in a way, I guess, you're ready for him.
Gelmesi hiçistenmez ama yapabileceğiniz her şeyi yapmışsanız elinizden gelen buysa bir bakıma ölüme hazırsınız demektir.
No, but you're welcome to a free beer before you go.
Hayır, ama gitmeden bedava bira içebilirsin.
I'm sorry about all this... but you're welcome back anytime.
Tüm olanlar için üzgünüm ama her zaman bekleriz.
I understand that you think you're interrupting me, and you are, but I welcome the interruption.
Anladığım kadarıyla beni rahatsız ettiğinizi düşünüyorsunuz ki öyle, ama bunu hoşgörüyle karşılıyorum.
You're welcome, of course, but you are leaving, are you not?
Sizi de beklerim tabii ki, ama siz gidecektiniz, değil mi?
It's a small place, but you're welcome to stay as long as ya like.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Biraz sıkışacağız ama kendi evin gibi farz et.
I realize you ain't with the show, but you're welcome to have lunch with us.
Anlaşılan gruba katılmak niyetinde değilsin ama bizimle yemek yiyebilirsin.
You're very welcome here, of course, but we do have a strict amateur code.
Tabii ki, buraya hoş geldiniz. Ama çok sıkı amatörlük kurallarımız var.
You're welcome to inspect the damage, but I'm thinking we go straight to the Isle of Wight.
Hasarı incelemek için buradasın, bence doğruca lsle of Wight'a gitmeliyiz.
But if you don't think you can make it through our Twelve Jingangs Formation, you're welcome to quit.
Ama 12-Yenilmezler Bariyerini... kırmak hiç de kolay değildir, isterseniz çekilebilirsiniz
- I'm afraid it's locked, sir but you're welcome to wait in the den.
- Korkarım kilitli efendim. Ama mahzende bekleyebilirsiniz.
It's just, uh, sandwiches and milk, but you're more than welcome to share it.
Sandviç ve süt var sadece.
He's not here at the moment, but you're welcome to come in and wait.
Şu anda burada değil, ama içeri girip bekleyebilirsiniz.
Someday we'll get good luggage, but right now, it will have to do. And you're more than welcome to it.
Elbet bir gün, iyi bavulumuz olacak ama şu anda bununla idare etmelisiniz.
If fact, i can guarantee it won't be much, But you're welcome.
Aslında, çok fazla şeyimiz olmadığı kesin, ama yine de hoş geldin.
I don't have much, but you're welcome to whatever I have.
Yanımda pek bir şey yok. Neyim varsa alabilirsin.
You're all welcome to a taste. But she ain't free.
Hepiniz tadına bakabilirdiniz ama o özgür değil.
But if you're willing to join the Twenty-Minuters, Then you're all right by me and welcome to marry my sister any day.
Ama'Yirmi Dakikacılar'a katılmaya niyetliyseniz, yanımda kalıp, bir gün kızımla evlenme nezaketini de gösterirsiniz.
You're welcome to stay as long as you're in town, just like Gerald but this is my home and my family.
Şehirde olduğunuz sürece burada kalabilirsiniz ama burası benim evim ve benim ailem.
But after tonight, you're not welcome here any more.
Ama bu geceden sonra, artık buraya gelemezsin.
Kramer, you know you're always welcome in my home but as far as Mr. Johnson is concerned that's another story.
Kramer, evimde her zaman hoş karşılandığını biliyorsun ama işler Bay Johnson'ı ilgilendiriyorsa bu başka bir olay.
But you're welcome to call... - I got a witness.
- Ama dilersen telefon...
I mean, you're a guest here... and you're welcome to stay here as long as you'd like... but not with that glib attitude of yours.
Demek istediğim burda misafirsin... burada istediğin kadar kalmakta özgürsün... ama bu düşünmeden konuşan davranış şekliyle değil.
It'll be tight, but you're welcome too.
Kalabalık olabiliriz ama sen de bizimle kalabilirsin.
Ralph, you're welcome to come. But Gene's not gonna be there.
Ralph, sen de gelebilirsin ama Gene evde olmayacak.
Lieutenant, you're welcome to see my plans but I assure you, I've taken every precaution regarding the shipment.
Yüzbaşı, planlarımı görmekte serbestsiniz ama sizi temin ederim, sevkiyatla ilgili her önlemi aldım.
Gas company, UPS, whatever. I know you're assigned to another area, Scully, but you're welcome to come aboard with us on this.
-... üniformasını giyen bir erkek arıyoruz. - Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
I know you're assigned to another area, Scully but you're welcome to come aboard with us on this. That is, if you don't mind working in an area that's a bit more down to earth.
- Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
The Professor ain't here to make it official, but take it from me you're always welcome.
Profesör resmi daveti yapmak için burada değil ama benim davetlimsin. İstediğin zaman gelebilirsin.
I haven't taken care of Jin-Rong but I can swear to Heaven as long as I, Old Chu, have one last breath I'll see that they both shall never go cold or hungry and that you're always welcome in our new home.
Jin-Rong'a ben bakmadım ama yemin ederim ben, İhtiyar Chu, hayatta olduğum sürece ikisinin de ne aç ne de açıkta kalmalarına, izin vermeyeceğim ve yeni evimin kapısı size her zaman açık.
Anatomically impossible, Mr. Garibaldi but you're welcome to try.
Anatomik olarak imkânsız, Bay Garibaldi ama deneyebilirsiniz.
But while you are here, you're welcome to everything we have.
Ama burada kaldığınız sürece, her şeyimizle size hoşgeldiniz diyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]