Came in traducir turco
22,839 traducción paralela
Call just came in.
Yeni bir telefon geldi.
He came in under the name Ian McGreedy.
Ian McGreedy ismiyle gelmiş.
As soon that advance money came in, she was gonna quit.
Kısa süre içinde eline para geçecek ayrılacaktı.
You're gonna have to leave here the same way you came in, back of a hearse.
Burayı geldiğin gibi cenaze arabasının arkasında terk etmek zorundasın.
The shipment came in, and we didn't know...
Sevkiyat geldi ve biz bilmiyor...
Yeah, it was just me, but she never came in here.
- Çalışıyordum ama buraya hiç gelmedi.
Some drunk came in.
Peki. Sarhoşun biri geldi.
I still remember the day the soldiers came in and burned everything up.
Hâlâ askerlerin gelip her şeyi yaktıkları günü hatırlıyorum.
And I came in to say there's a car waiting for me out front, and it's not a police car!
Ben de buraya şunu söylemeye geldim.. ... kapıda beni bekleyen bir araba var ve polis arabası değil!
Said he'd been out for a midnight jog, but, I mean, I knew that was total BS because when he came in, he wasn't tired, he wasn't sweaty.
Geçe koşusu yapmak için çıktığını söylüyordu ama bunun palavra olduğunu biliyordum çünkü geldiğinde ne yorgun ne de terli oluyordu.
That kid came in here looking for a job as a lingerie salesman.
Çocuk buraya gelip iç çamaşırı satıcısı olmak istedi.
Came in all calm.
İçeri girdi, herşey sakindi.
Came in and took all the herbs.
Gelip bütün bitkileri almış.
He was gonna hurt me and then Adalind came in.
Bana zarar vereceği sırada Adalind içeri girdi.
He came in here screaming about how I murdered his son.
Buraya gelip oğlumu öldürdüğümü söyleyip bağırmaya başladı.
I-I came in yesterday at 6 a.m.
Dün sabah saat 6'da geldim.
Colonel, this just came in.
Albay, bu az önce geldi.
How would you feel if I came into your home and threw that horrible secret in your face?
Evine gelip o berbat sırrı suratına çarpsam sen nasıl hissederdin?
Now, he just came into the Fite Club with some bullshit about a job in Primm, Nevada.
Az önce Fite Club'a geldi Primm, Nevada'da bir iş falan olduğunu söyledi.
And that man was in the library when I came down to look at newspapers.
Ve şu adam da gazetelere bakmaya indiğimde kütüphanedeydi.
I came to see how you've settled in.
Yerleşmen nasıl gidiyor diye bakmak istedim.
You don't get me what I came for, your men will find you floating face-down in your pool.
Almaya geldiğim şeyi bana vermezsen adamların seni, havuzunda yüz üstü dururken bulur.
You came to my home, then you insult me, accuse me of atrocities in front of all the other delegates.
Evime gelip, bana hakaret edip diğer bütün delegelerin önünde zulüm yapmakla suçladın.
Some new evidence came to light in the Meat Cute case, and I wanted to ask you a couple more questions.
Meat Cute davasında yeni kanıtlar ortaya çıktı ve sana bir kaç soru daha sormam lazım.
But the guy who brought him in came to get him before I was done.
Ama onu getiren adam işim daha bitmeden onu almaya geldi.
I came here to stop Peng from hoarding the cure.
Buraya Peng'in tedaviyi saklamasına engel olmak için geldim.
She and Cam met in art school, bonded over their deep love of drugs, and along came Jack.
İkisi sanat okulunda tanışıp tutkuları olan uyuştucu vesilesiyle yakınlaştılar, sonra Jack dünyaya geldi.
We came first this year in the RoboCup international competition.
Uluslararası RoboCup yarışmasında bu sene birinci olduk.
So these would be the kinds of signals that we could generate in the case of lower energy signals like radio waves relatively cheaply and we could broadcast, if we came up with a suitable code some way of transmitting information over galactic and intergalactic distances.
Radyo dalgaları gibi nispeten ucuz, düşük enerjili sinyaller üretebiliriz ve eğer uygun bir kod bulursak bilgiyi bir şekilde galaktik ve galaksiler arası mesafelere göndererek yayın yapabiliriz.
Our Lady came to me in a dream.
Leydimiz bana rüyamda geldi
They threw a dinner for me here when I came home in 1972.
1972'de eve döndüğümde benim için yemek düzenlemişlerdi.
My uncle Felix had it at his antiquarian book shop and it came along with some other ancient texts and the like.
Amcam Felix'in antika kitap dükkanı vardı o bazı eski kitaplarla beraber bana geldi.
So you came here to hide, to seek refuge in my town, to enjoy the perks of my hospitality in the city where my family sleeps, and all the while, you lure in a vicious hound with your scent.
Yani buraya ailemin uyuduğu şehre saklanmaya, kasabamda sığınmacı olmaya misafirperverliğimin tadını çıkarmaya mı geldin? Hem de kokunla yırtıcı bir avın tuzağıyken.
It kind of came to me in a dream.
Rüyamda gördüm.
Oh, he was supposedly in Hitler's bunker when the Russians came crashing in.
Oh, Ruslar içeride daldığında Hitler'in sığınağında olduğu düşünülüyormuş.
I came all this way to be disappointed by a rich guy in Hollywood?
Bunca yolu Hollywood'da zengin bir adam beni hayal kırıklığına uğratsın diye mi geldim?
You remember that do-it-yourself project that I came over to help you with, when you put up the new drywall in your basement?
Bodruma alçıpen döşerken kendi evini kendin yap projene yardım etmeye gelmiştim hatırlarsın.
He put his hand in the bullet hole in my Dad's neck, kept it there till the ambulance came.
Babamın boynundaki mermi yarasına elini koydu ambulans gelene kadar orada tuttu.
Witness came out for a smoke, saw the blood, called it in.
Görgü tanığı sigara içmeye gelmiş, kanı görüp ihbar etmiş.
When the leak came out yesterday, for a moment, I hoped your name would be in the headline.
Dün sızıntı ortaya çıktığında bir süreliğine senin de ismin haber bülteninde gözükecek sanmıştım.
That's the last day that Emil was seen alive. Yeah, the only problem is it came from a hot-spot meaning, it came from somebody else's phone. Well, if we can track down the person who owns that hot-spot, we'll know who Emil was with that night.
son gün fakat problem şu ki sinyal başka birinin telefonunda geliyor o zaman bu sinyali takip edersek emil in o gece kimle holduğunu buluruz
So... in so many words, you came here to accuse Mr. Trager of hiring an assassin?
Söylediklerinize bakarsak buraya Bay Trager'ı kiralık katil tutmakla suçlamak için geldiniz.
I came here with revenge in my heart.
Buraya kalbimde intikam duygusuyla geldim.
'Cause I'd much rather do a favor for her... than read about you in the newspaper, that you... you know, came to a bad end.
Çünkü ona bir iyilik yapmayı, gazetede senin kötü sonuna ulaştığını okumaya tercih ederim.
- in the stables when I came here.
- Geldiğimde gördüm.
Thank the Lord, word came to us and we could save you in time.
Tanrı'ya şükür, haberi bize geldi de sizi zamanında kurtarabildik.
I came to enquire as to how you are settling in.
Rahat mısınız diye sormaya geldim.
- That all came out in the trial.
- Hepsi mahkemede anlattı.
In fact, I came to thank you.
Aslında sana teşekkür etmeye geldim.
I'm still in the middle of this deep dive on the hard drive reports that came back from Forensics.
Adli tıptan gelen sabit sürücü raporlarını inceliyorum hâlâ.
Apparently a high roller came to town, his car broke down, and he ended up getting drugged at the bar and robbed in one of our rooms.
Görünüşe göre kasabaya gelen bir zenginin arabası bozulmuş sonra barda içkisine hap atılmış ve... -... odalarımızdan birinde kapkaca uğramış.
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
intelligent 217
indiana 185
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769
intelligent 217
indiana 185
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769