English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Can you forgive me

Can you forgive me traducir turco

871 traducción paralela
Can you forgive me?
Beni affedebilir misin?
Can you forgive me?
Beni affedebilir misiniz?
The question is, can you forgive me?
Asıl sorun sen beni bağışlayabilecek misin?
Can you forgive me?
Beni bağışlar mısın?
- Can you forgive me?
- Beni bağışlar mısınız?
Can you forgive me?
Beni bağışlayabilir misin?
Can you forgive me, Rodrigo?
Beni affedebilecek misin Rodrigo?
Can you forgive me? Really?
Affedebilir misin?
- Can you forgive me?
- Beni bağışlayabilir misin?
- Can you forgive me?
- Affettiniz değil mi? - Elbette.
After the punishement, I turned towards my mother and asked her : "Can you forgive me now?"
Cezadan sonra, anneme döndüm ve "Beni şimdi affedebilir misin?" diye sordum.
Can you forgive me?
Beni bağışlayabilecek misin?
I was out of it earlier can you forgive me?
Kendimi kaybettim. Beni affeder misin?
- My dear Mr. Blake, how can you ever forgive me • for doubting your integrity?
- Sevgili Bay. Blake... Beni lütfen affedin.
But I hope you can forgive me for having thought badly of you.
Ama umarım sizin hakkınızda bu kadar kötü düşündüğüm için beni affedersiniz.
Isn't there anything I can do to make you forgive me?
Affetmen için yapabilecegim hiçbir ºey yok mu?
David, can you ever forgive me?
Beni bağışlayabilecek misin acaba?
You'll forgive me, darling.
Affet beni canım.
I can't ask you to forgive me.
Senden beni bağışlamanı isteyemem.
Can you ever forgive me?
Beni affedebilecek misin?
Please forgive me, but you can't walk out of my life like that.
Lütfen beni affedin, ama bu şekilde hayatımdan çıkıp gidemezsiniz.
- Jane, can you not forgive me?
Beni affedebilir misin Jane?
Monsieur, i can assure you - i'm quite certain that you can, but forgive me, monsieur.
Bayım, sizi temin ederim ~ Edeceğinize eminim, ama kusuruma bakmayın.
Golly, why can't you skip to the part where you forgive me?
Hayret bir şey, niçin beni affettiğin kısma geçmiyorsun hemen?
All I can say is you aged me 10 years... but under the circumstances I forgive you.
Beni 10 yıl yaşlandırdınız ama duruma bakınca sizi bağışlıyorum.
And you can forgive me?
Beni bağışlayabilir misiniz?
I might forgive you, Mr Dodd, if you can keep him up long enough for me to get out from under.
Sizi bağışlayabilirim, Bay Dodd, onu altından çıkabileceğim kadar ayakta tutabilirseniz eğer.
Forgive me, but I can only offer you the edge of my bed.
Kusura bakma, ama size sadece yatağımın kenarını sunabilirim.
Can't you forgive me?
Beni affedemez misin?
Do you think you can ever forgive me?
Beni affedebilecek misin?
Jeff, can you ever forgive me?
Jeff beni affedecek misin?
Is there something you can't forgive me?
Affedemediğin bir şey mi var?
I can't ask you to forgive me.
Beni affetmeni isteyemem.
I know that you can forgive me if you want.
İsterseniz beni affedebileceğinizi biliyorum.
ONE MAN CAN LIVE TEN. YOU'LL FORGIVE ME.
Zaten bir kere cinayet işledin!
Can you ever forgive me?
- Beni affedebilecekmisiniz?
Can you not say, "Forgive me"?
"Beni affet" diyemez misin?
Just for you to forgive me so I can go to the police. - No!
Beni affetmelisin polise teslim olmadan önce.
Some ignorant 19th-century iconoclast, with a view to... how can I say... improving his abode, had someone paint over the original 17th-century decorations with these... if you'll forgive me... these absurd and quite revolting scenes of hunting and feasting.
Bazı cahil 19.yy gelenek düşmanları kendilerine... nasıl desem - 17.yy sanat eserlerini... kendi zırvalarıyla değiştirmeyi görev edinmişlerdir... bu pisl-affedersiniz - bu saçma ve tiksindirici av ve sevinç sahneleriyle hem de.
Can you ever forgive me?
Beni affedebilir misin?
If I've done anything to annoy you, please forgive me
Canını sıkacak bir şey yaptıysam, lütfen bağışla beni.
Forgive me if you can.
Affet beni, eğer edebilirsen.
I hope you can forgive me my bad mood.
Bu nedenle bundan sonra cezalısınız ve gözaltındasınız.
If you can only forgive me for my thoughtlessness.
Lütfen düşüncesizliğimi bağışlayın.
Miss Everdene... A woman like you does more damage than she can conceivably imagine. ... you do forgive me, don't you?
Bayan Everdene... beni bağışlayabilirsiniz değil mi?
Mr. Fenner, forgive me, but I can't stand here all night... talking gibberish with you. Come along, Anna.
Bay Fenner, kusura bakmayın ama tüm gece burada dikilerek sizinle anlamsız şeyler konuşmayacağım.
Can you not say, Forgive me?
"Beni affet" diyemez misin?
If you can forgive me, don't kill me.
Bağışlayın beni. Öldürmeyin
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsin.
Now, if you'll forgive me, darling, I will return as soon as I can.
Şimdi müsaadenle sevgilim elimden geldiğince çabuk döneceğim.
How can you ask me to forgive God after this?
"Şimdi Tanrıyı affetmemi nasıl istersin?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]