Can you say traducir turco
18,126 traducción paralela
Can you say different?
Sen aksini söyleyebilir misin?
I'm sorry, can you say that again?
Bir daha söyler misin?
10-4, can you say what kind of animal?
Anlaşıldı. Ne tür bir hayvan olduğunu söyleyebilir misin?
How can you say that?
Bunu nasıl söylersin?
What can you say about a man who lives in an 6,500-square-foot apartment with a private sauna... and a billiard table, surrounded by fine tapestries, goldsmithery, damasks, and expensive artworks, but who also takes the time,
Özel saunası ve bilardo masası olan, duvar halıları,.. Altın işlemeler, Şam işleri ve pahalı sanat eserleri ile... donatılmış 600 metrekarelik bir dairede yaşayan... ama engelli bir çocuğa bakıcılık yapmaya da... vakit ve enerji bulan bir adam hakkında ne denilebilir?
How can you say that?
Bunu nasıl söylersinniz?
I say you can't go wrong with this baby.
I yanlış gidemem ki. Bu bebek.
You manifest it in any number of ways so you can make sense of it.
Bunu mantık çerçevesine oturtmak için sayısız şekilde dışavuruyorsun.
Don't cheek the RSM or you'll find yourself in the Glasshouse quicker than you can say knife.
Komutanlarına saygısızlık etme yoksa kendini anında askeri cezaevinde bulursun.
Look, you can say that it was self-defense.
Bak, kendini savunduğunu söyleyebilirsin.
Say, can I come in and get naked with you, please?
Seninle içeri gelip, çıplak kalabilir miyiz? Lütfen.
Detective Superintendent, can you guarantee my client's protection from these people?
Sayın Baş Komiser, müvekkilimi, bu insanlara karşı koruyabilir misiniz?
You can't get anywhere without the numbers. No, sir.
- Sayılar olmadan bir yere gidemeyiz.
Oh, say, can you see... By the Dawn's early light, when so loudly we caved at the fat cat's last scheming?
Söyle, görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında kodamanın son entrikasında gürültüyle göç ettiğimiz zamanı?
I can't imagine how much that pains you to say that. Asa.
- Bunu söylemek, kim bilir, ne kadar canını yakıyordur.
You can say whatever you wanna say.
Ne dersen de.
Can you really look at me and say that with a straight face?
Gerçekten gözümün içine bakıp bana bunu ciddi ciddi söyleyebilir misin?
Look, you think you can, you say you can, but I can see it in your eyes.
Kontrol ettiğini sanıyorsun, kontrol ettiğini söylüyorsun ama gözlerine bakınca anlıyorum.
- Anything you say can...
- Söylediğin her şey...
After everything that has happened, can you really say that she was wrong?
Tüm bu olanlardan sonra yanıldığını söyleyebilir misin?
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceği her şey mahkemede delil olarak kullanılabilir.
You can ask me to say that I don't love you... that I will never lie to you again.
Seni sevmediğimi veya sana karşı bundan sonra hep dürüst olacağımı söylememi isteyebilirsin.
You can't even say their names.
Daha isimlerini bile söyleyemiyorsun.
Can you with your masks and your guns actually say the same?
Maskelerinizle ve silahlarınızla bize umut verebilir misiniz?
I know I can't say anything that's gonna make what you went through all right.
Yaşadıklarını düzeltmek için hiçbir şey söyleyemeyeceğimi biliyorum.
My son is becoming familiar with the day-to-day operations of the plantation, so anything that you have to say, you can say right in front of him.
Oğlum çiftliğin günlük işlerini öğreniyor, bu yüzden ne diyeceksen, onun önünde diyebilirsin.
( chuckles ) Can you imagine if our pi was endless?
Bizim pi sayımızın sonsuz olabildiğini hayal edebiliyor musun?
- It's, you know, the profit margins when you have an electric vehicle are actually pretty good. It's got flexible hours, so I can be with the kids, and it's kind of a mindless job, so I can work on my show, um, with Alex that I'm working on.
Çalışma saatleri esnek, yani çocuklarla da oluyorum bu düşüncesiz bir işte sayılabilir, böylece şovum üzerinde de çalışıyorum Alex'le yapmayı istediğim.
How can you just say that you know that you don't want any?
Böyle herhangi bir şeyi istemediğini nasıl söyleyebilirsin?
I'm not sure there's anything I can say to convince my bosses you two didn't kill all those people.
Patronlarımı, bu insanları sizin öldürmediğinize ikna etmek için ne söyleyebilirim, bilmiyorum.
Can't say I'm not glad to see you.
Seni gördüğüme sevinmedim diyemem.
Your partner has a mind of his own, Mr. Rory, which is more than I can say of you.
Ortağın kendi başına düşünebiliyor Bay Rory ki bunu senin için söyleyemeyeceğim.
Can you honestly say that you feel happy about them being together?
Eğer dürüst hissediyorum diyebilirim. Onları birlikte olmaktan mutlu?
And you know how I always say, like, "I can't tell the difference"?
Ve biliyorum ı her zamanki gibi, ben fark söyleyemem, demek?
Can you come in and just say hi to everyone?
Buraya gelebilir ve herkese selam verebilir misiniz?
Dude, can you not just say, "Hey, Jax, why don't you go talk to her and find out what she knows?"
Dostum, basit bir şekilde "Jax, neden onunla görüşüp bildiklerini öğrenmiyorsun." demiyorsun?
# Oh, say can you see... #
d Oh, Görebildiğini söyle... d
"Oh, say, can you see, by the dawn's early light..."
"Oh, say, can you see, by the dawn's early light..."
"Oh, say can you see, by..."
"Oh, Görebildiğini söyle..."
♪ Oh, say can you see, by the dawn's ♪ ♪ Early light ♪ ♪ What so proudly we hailed ♪
d Oh, say can you see, by the dawn's d d Early light d d What so proudly we hailed d d At the twilight's last d d Gleaming d d Whose broad stripes and bright stars d
Can't say I blame you, mate.
Seni suçlamıyorum dostum.
I can't say I blame you.
- Seni suçlayamam.
As a matter of fact, you can do exactly as I say.
- Aslında dediklerimi harfiyen yapabilirsiniz.
How can you say that?
- Böyle bir şeyi nasıl diyebilirsin?
"Excellency" you can say to your mom!
Ekselans diye annene dersin!
As you say : the country never thaws and no one can see what's under there.
Dediğiniz gibi, buz hiç çözülmüyor ve kimse altında ne var göremiyor.
You need to say it while you can.
Söyleme imkanın varken söylemelisin.
We will be in and out of here faster than you can say "Ra's al Ghul."
Siz Ra's al Ghul diyemeden buradan kaçacağız.
You asshole... you can't even say that with a straight face!
Doğruca yüzüme bile söyleyemiyorsun! Ciddiyim.
Ma'am, I can't say for sure we can give you all your money if you close right now,
Bayan şu anda kapatırsanız size tüm paranızı verebileceğimden emin değilim. İnanamıyorum.
What can I say to you on such an occasion?
Ne söyleyeyim? Böyle bir durumda size ne söyleyebilirim ki?
can you say that again 28
can you say that 23
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you say that 23
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you fix it 117
can you feel it 118
can you believe it 657
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you fix it 117
can you feel it 118
can you believe it 657