English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Come on over

Come on over traducir turco

2,823 traducción paralela
So just pack your bags and come on over.
Eşyalarını topla da gel.
Yeah, come on over.
Evet, bekliyorum hadi.
Come on over here, I'll show you.
Gel buraya, sana göstereyim.
Come on over here.
Gel bakayım buraya. Gel bakayım.
♪ Oh, won't you come on over? ♪
* Bize gelsene *
♪ Why don't you come on over, Valerie? ♪
* Bize gelsene, Valerie *
♪ Why don't you come on over? ♪
* Bize gelsene *
♪ Ah, ah... ♪ ♪ Won't you come on over? ♪
* Bize gelsene *
♪ Oh, why don't you come on over, Valerie? ♪
* Bize gelsene, Valerie *
♪ Why don't you come on over?
* Bize gelsene *
♪ Why don't you come on over Valerie? ♪
* Bize gelsene, Valerie *
Come on over here.
Buraya gel.
You wanna come on over, have a seat with your friends?
Buraya gelip, arkadaşlarınla oturmak istemez misin?
And you come on over here.
Sen de gel buraya.
Come on over.
Gelebilirsin.
Honey, come on over here.
Canım, buraya gel.
Come on over.
Buyrun gelin.
Come on over.
Gel böyle.
But whenever you're ready, you just tuck your chew toys under a wrinkle and come on over.
Ne zaman hazır hissedersen çiğneme oyuncaklarını bacaklarının arasına al, gel.
Come on! Just get it over with.
Hadi, bitir şu işi.
Now, come on over!
Şimdi buraya gelin.
Come on, man, pull the car over.
Hadi dostum, arabayı kenara çek.
Come on, Juanita. I was looking all over for you.
hadi, juanita.heryerde seni aradım.
My boyfriend asked me to come over here and kind of work my girl charm on you, get you to sign up and join the football team.
Erkek arkadaşım, buraya gelip seni ikna etmemi istedi. Seni etkileyecek mişim, falan filan... Futbol takımına katılman için ikna etmem gerekiyor.
I just wondered if you and Ralph Wanted to come over for dinner on Friday.
Ben sadece sen ve Ralph Cuma günü akşam yemeğine gelir misiniz diye merak ettim.
Oh, I'm gonna burn my couch in the backyard on Friday if you want to come over for a bonfire.
Cuma günü arka bahçede kanepemi yakacağım, ateş görmek istersen gel.
Come on, I'm over here!
Hadi, buradayım!
Come on, let them take over, buddy.
Hadi, bırak onlara dostum!
Oh, good, because Jenny's on her way over there now to come clean about what we did.
Ne güzel, çünkü Jenny yaptıklarımızı temizlemek için şimdi oraya gelmek üzere. Belki de temizlemelidir.
Yeah, yeah, I picked up a couple grams on the way over. Come on.
Evet, gelirken birkaç gram aldım.
So now the whole family has to come over to take pity on me?
İşte şimdi tüm aile bana acımak için biraraya mı geldi?
You're all calm, cool, collected on your home court with your shitty-ass table in the grass and your fucked-up paddles and come stains all over your table...
Kendi evinde çimler üstündeki boktan üzerinde boşalma izleri olan masanla ve boktan raketlerinle öyle sakin ve havalı gibisin.
Over here, Pierce. Come on. Book.
Buraya gel, Pierce.
Come on, Towelie, it's right over here.
Gel haydi Havlu. Şurası.
Come on, you're all over the place.
Hadi ama, darmadağın olmuşsun
Why don't you come over on Saturday?
Niye Cumartesi gelmiyorsun?
Come on, let's get to the top to cross over to get the kids
Hadi, tepeye çıkıp karşıya geçelim, çocukları alıp...
Come on, partner. Vacation's over.
Hadi ortak.
Over here, come on. Over here, I'm open.
pas ver, pas ver.. burdayım!
Show's over. Come on.
Gösteri bitti artık.
Maybe I should sell and you should sit over by that tree. Come on.
Belki de ben satmalıyım,... ve sende şuradaki ağacın orada oturmalısın.
Come on, man, you got to move on and get over Bug.
Hadi ama, Bug'ı atlatabilmek için birşeyler yapmalısın.
Come on, the photographer sent them over this morning.
Hadi, fotoğrafçı daha bu sabah yolladı.
Can you come over and install a dead bolt on my door?
Bana gelip kapıma kilit takabilir misin?
Come on. We're over here.
Hadi
Come on, up and over.
Hadi, yukarı çıkın.
Come on. Come over here.
Buraya gel.
Well, it turns out he's in detroit doing a live show And he can come over on Saturday and dance with me at the fundraiser.
Görünüşe göre Detroit'te canlı bir gösterideymiş ve Cumartesi günü gelip benimle ödül için dans edebilirmiş.
Look, I can't focus on me When I have to deal with things like being paged Over the loudspeaker to come manage you.
Gelip seni idare etmek için hoparlörden çağrılmak gibi şeylerle uğraşırken kendime konsantre olamam.
Henry, over here, you first, come on.
Henry, böyle gel. En önde sen varsın. Haydi gel.
Come on, I promise it will be over before you know it.
Haydi, sana söz veriyorum. Ne olduğunu anlamadan bitecek gidecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]