English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Come to us

Come to us traducir turco

8,109 traducción paralela
The obvious thing is to get him to come to us.
Yapılması gereken şey bize gelmesini sağlamak.
We no longer have to wait for the Inhumans to come to us.
Artık Nainsanlar'ın peşimize düşmesini beklemeyeceğiz.
Then we'll make it come to us.
O zaman onun bize gelmesini sağlarız.
- For what? You think someone's going to come and get us?
Birilerinin gelip bizi kurtaracağını mı düşünüyorsun?
This may come as a surprise to you, Sue, but it was not Will Schuester who tipped us off.
Bu sana şaşırtıcı gelebilir, Sue, ama bunları bize söyleyen kişi Will Schuester değil.
We are grateful that you've welcomed us to your school, and to be performing with you guys, but we didn't choose to come here.
Bizi okulunuzda misafir ettiğiniz, ve siz çocuklarla performans yaptığımız için müteşekkiriz, ama buraya gelmeyi biz seçmedik.
So assuming he's indicted, which, yeah, it's on the DA to prove beyond a reasonable doubt that it wasn't self-defense, shoe girl's DD-5 says that she didn't come out of the back room until after the fight had started, which helps us.
Hakkında soruşturma açtıklarını varsayarsak ki Bölge Savcısı'nın meşru müdafaa olmadığını kanıtlaması gerek, ayakkabıcı kızın ifadesinde kızın dövüş başlamadan arka odadan çıkmadığını söyledi ki bu bize yardımcı olur.
YOU WANT US TO COME ON THE CART?
Yük arabasında bizim de gelmemizi ister misiniz?
Uh, we waited till the dirt settled, but... now I need you to come with us.
Toprak atılana kadar bekledik ama şimdi bizimle gelmeni istiyorum.
- You came to us, tired of running, desperate to be free, and searching for the kind of strength that can only come from family.
- Kaçmaktan yorulup, özgür olmayı çok ister bir hâlde bize gelen sensin. Arayıp bulmaya çalıştığın böylesine bir kuvvet de ancak aileden gelebilir.
Did she have to come with us?
O kız da bizimle gelmek zorunda mıydı?
You see, you think of turning us as your greatest sin, but the truth is it's the only one of your many faults I've come to forgive.
Bizi dönüştürmenin en büyük günahın olduğunu sanıyorsun ancak işin gerçeği, diğer yaptıkların arasından affedebildiğim tek şey buydu.
Come on, you got to get us out of here!
- Bizi buradan çıkarmak zorundasın!
I'm telling my sister they can stay with us when they come to visit Georgetown with Dwight.
Kız kardeşim, Dwight ile Georgetown'a ziyarete geldiklerinde bizde kalacaklar.
Come on, D'av, give us a clue to where you are.
Hadi, D'av, bize nerede olduğuna dair ipucu ver.
She asked us to come here to...
Bizden şey yapmamızı rica etti...
Redcoats come all this way to tell us not to worry?
Kırmızı üniformalılar bunca yolu endişelenmeyin demek için mi gelmiş?
You have come here to help us.
Bize yardım etmeye mi geldiniz?
You have come here to save us.
Bizi kurtarmaya mı geldiniz? - Bizi mi?
You know, we were just saying that it'd be a good idea for Mami to come stay with us a while after the baby comes.
Bebek doğduktan sonra bir süre annem bizimle kalsa iyi olur diyorduk tam.
Oh. We wanted you to come back with us.
Bizimle dönmeni istiyoruz.
Sylvia : We want you all to come with us.
Sizin de bizle gelmenizi istiyoruz.
She chose to come stay with us for a while.
Bir süre bizimle kalmayı terch etmişti.
And after a couple of bad crops, the Farm Bureau have decided to come in and steal it from under from us and give it to the first seventh-geners who show up with their hands out.
Birkaç verimsiz hasattan sonra Çiftlik Bürosu gelip elimizin altından çalmaya ve avucunu açmış bekleyen ilk 7. nesillere vermeye karar verdi.
Do you want to come with us?
Bizimle gelmek istermisin?
Come on, let's paint this town red And get everyone to show us their moves
Hadi, her yeri kırmızıya boyayalım herkes çılgınca hareket etsin!
Don't think you can come back to us.
Bize geri dönebileceğini mi sanıyorsun?
Bianca, you have to come with us to the hospital.
Bianca bizimle hastaneye gelmelisin.
We need you to come with us.
- Bizimle gelmeniz gerek.
The first of marriage, the second to conceive an heir and not let it come between us.
İlki evlilikti. İkincisi varis vermek ve aramıza girmesine izin vermemek içindi.
Drop Fish, come over to us.
Fish'i oyun dışı bırak, bize katıl.
It's kind of you to come here and tell us what happened.
Buraya gelip ne olduğunu anlatmak çok kibarca.
They'll come to us.
- Onlar bize gelecek.
But if you need it that quick, you're gonna have to come scrounge it up with us.
Ama hemen istiyorsan sen de bizimle birlikte aramaya geleceksin.
If they come through, They're gonna have to walk right by us.
Buraya geçmeyi başarabilirlerse yanımızdan geçmeleri lazım.
I'm supposed to be able to pick up my telephone. And go, "911 come help us." But it's an hour and a half out of Tucson.
Telefonu kaldırıp "911 gelip bize yardım edin" diyebilmem gerekirdi ama burası Tucson'dan 1 : 30 saatlik mesafe Karteller bana saldırınca burada oturup 1 : 30 saat ne halt edeceğim?
We invite all the people from Apo to meet in the town square. Come out of your houses and help us.
Bütün Apo halkını meydanda toplanmaya davet ediyoruz evlerinizden çıkın ve bize yardım edin.
The time has come for us to open our eyes.
Gözlerimizi açma vakti geldi.
The time has come for us to take up our weapons.
Silahlarımızı alma vakti geldi.
But I just want you to make sure that you don't ever feel too proud to come to me or your mom or any of us.
Ama bana, annene ya da herhangi birimize gelmen konusunda gurur yapmayacağından emin olmak istiyorum.
You know, one time, when I was growing up, I was in one of my many foster homes and they had a guy come speak to us, and he was super smart, he was wearing glasses and everything.
Bir keresinde, ben çocukken, evlatlık olarak kaldığım evlerden birine bir adam geldi ve bize bir konuşma yaptı. Adam çok zekiydi, gözlüğü falan her şeyi tamamdı.
And Wells must have ordered Grodd to come after us.
Wells, Grodd'a peşimize düşmesini emretmiş olmalı.
Remember when she'd come crashing home at, like, 4 : 00 a.M.? Then she'd leave her naked strays on the couch for us to find in the morning.
Sabahın dördünde gelip bizim sabah bulmamız için çıplak yattığını hatırlıyor musun?
We're gonna need you to come with us.
Bizimle gelmen gerek.
Adele has come back to us.
Adele bize geri döndü.
If you ever try and hurt Emma again or do anything to come between us, there will be hell to pay.
Bir kere daha Emma'yı incitecek olursan ya da aramıza girecek bir şey yaparsan kıyamet kopacak.
Could you come to Orly with us?
Bizimle Orly havaalanına gelebilir misin?
They're not used to us, that's all. Come.
Sadece bize alışkın değiller, hepsi bu.
Yeah, but I'm no good to you if one of those things come after us.
Evet, ama o şeylerin peşimizden gelmesine izin veremem.
Why come all this way just to blow us up?
Neden onca yolu bizi havaya uçurmak için gelsinler ki?
Well, I think that we're hoping it'll be taken as an invitation to come talk with us.
Sanırım bunun gelip bizimle konuşmaları için bir davet olarak algılanacağını umuyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]