Eat this traducir turco
3,705 traducción paralela
The public will eat this up, as they should.
Halk bunu yiyecektir, öyle olmalı.
Eat this granola bar first.
Önce karnını doyur.
Worry about the... the teenage girls that are gonna eat this stuff up.
Buna bayılacak genç kızlar için endişelen.
Here, eat this!
Al, bunu ye!
Don't eat this all at once.
Hepsini bir kerede yiyip bitirme.
I don't know how you can eat this crap... Hideko.
Bu lanet şeyi nasıl yediğini anlayamıyorum... Hideko.
In fact, in ancient times, only females of spectacular beauty were allowed to eat this particular date- - women such as yourself.
Eski zamanlarda sadece inanılmaz güzelliğe sahip kadınlar bu hurmadan yiyebiliyormuş. Senin gibi kadınlar.
I want to be able to not eat this crappy food that's making me feel yucky and supposed to be healthy for me, okay?
Beni iğrendiren ve sağlıklı olmamı sağlayacak iğrenç yemeklerden yemek istemiyorum, tamam mı?
You did not see me eat this ice cream cone.
Bu dondurma külahını yerken görmedin beni.
You eat this.
Bunu ye.
I can't eat this, I'm sorry.
Bunu yiyemem, üzgünüm.
- I'll just eat this.
- Bundan yiyeceğim.
Eat this!
Al bakalım!
Now I know if I eat this mummy, I'm gonna regret it.
Bu mumyayı yersem pişman olacağımı biliyorum.
Let me eat this heart, then we can pick azaleas together.
Bırak bu kalbi yiyeyim, sonra açelyaları toplayabiliriz.
If I eat this last wonton... and I really want to eat it... Then Shahir won't let me kiss him for like a month, right?
Eğer son tatlıyı yersem ve gerçekten yemek istiyorum Shahir bir ay boyunca onu öpmeme izin vermeyecek.
I can't eat this because it's all carbs.
Bunu yiyemem. Çünkü bu karbonhidrat.
You could eat this healthy, organic food we just got you at the farmers'market.
Manavdan aldığımız sağlıklı, organik yiyecekleri yiyebilirsin.
Here. Eat this and regain your strength.
Bolca yiyip gücünü geri kazan.
I might as well eat this.
Bu etin hepsini yiyeceğim.
Here, eat this.
- Buyur, ye.
If you don't eat this, they're gonna take you to a place where they stick a tube down your throat and feed you with a bicycle pump.
Eğer bunu yemezsen, seni götürecekleri yerde boğazından aşağı bir tüp sokup seni bir bisiklet pompasıyla besleyecekler.
How am I supposed to eat this steak?
Bifteği nasıl yiyeceğim?
This is my advice to you. Eat shit.
Ve sana tavsiyem de bok ye.
This is the very last, eat it properly.
Sonuncusu, ziyan etmeden ye.
This guy tried to eat Saoru.
Saoru'yu yemeye kalkıyor.
Hold this, don't eat!
Tut bunu, yeme!
This is where we used to eat.
Yemeklerimizi burada yiyorduk.
If I eat one more eclair this week I think I might scream.
Bu hafta bir kez daha ekler yersem, herhalde çığlık atarım.
Which is basically, I was dating this guy... sorry if that's an overshare... and I went over to his house one day and I was starving, and he had nothing to eat.
Şöyle oldu ; bir çocukla çıkıyordum aşırıya kaçtıysam kusura bakma bir gün evindeydik, çok acıkmıştım evinde yiyecek hiçbir şey yoktu.
I'm on this high-carb diet thing where you eat cereal in the morning and then pasta the rest of the day.
Yüksek karbonatlı diyet yapıyorum da sabahları sadece mısır gevreği yiyorsun sonra da sadece makarna.
You should never eat lube, you need to see a doctor immediately, and I'm sorry, sir, but you have to be under 40 to ride this train.
Çuf çuf! Asla anal krem yememelisin, derhal bir doktora görünmelisin, ve üzgünüm bayım ama bu treni sürmek için 40 yaşın altında olmalısın.
.. then you have to get the moist one, because it is not good if you give him just this one and if he doesn't eat the one kind you can try to offer him the other
... sonra ıslağından da ver, çünkü hep kuru mama yemesi iyi olmaz birinden yemezse ötekinden verirsin.
This cat has to eat too.
- Kedi de bir şeyler yemeli.
I have my year-in-finance presentation after this, and Lloyd Blankfein slithers back into the sewers to eat rotten fish at 6 : 00, so...
Bundan sonra finans sunumum var ve Lloyd Blankfein saat 6'da çürümüş balık yemek için lağımlardan sürünerek geri geliyor. Yani...
I never eat the food in this place.
Buradan asla yemem.
And they make this meal for the whole staff called family meal, where we get to eat "scraps."
Ve bir de tüm ekip için düzenledikleri yemek var... aile yemeği diyorlar, "artıkları" yiyebiliyoruz.
What, you wake up and eat your Wheaties this morning or something?
Sabah kalktın ve kahvaltılık gevreğini filan mı yedin?
If this one has a joint, a big one could eat, like, the whole crop!
Eğer bu bir dal yiyorsa, büyüğü tüm ekini yiyebilir.
Because it's costing me a small fortune to eat Bagel Bites and listening to that dot-head and this queer-doke call me a racist and a homophobe.
Çünkü kurabiyelerden yemek, şu Hintliyi dinlemek ve bu çatlak kafanın bana ırkçı ve eşcinsel düşmanı demesi bana küçük bir servete mal oluyor.
I was kosher'cause they serve those meals first, and this poor rabbi two rows back didn't get to eat.
Çünkü Yahudilere yemekleri önceden veriyorlar. iki sıra arkamdaki zavallı haham, benim yüzümden yemek yiyememişti.
Are you like this because you've had nothing to eat for two days?
İki gündüz boğazından bir şey geçmediği için mi bu haldesin?
You can just eat it like this too.
Sadece bu şekilde de yiyebilirsiniz.
This is probably all part of some elaborate initiation ritual, you know like in those posh, private schools where they toast crumpets and eat each other's shit.
Bu büyük ihtimalle hoş geldin geleneği gibi bir şeydir. Hani özel okuldaki piçler, yeni gelenlerin götlerini kızartıp, birbirine boklarını yedirirler ya.
This is the only kind of fish she will eat, these anchovies.
Yediği tek balık hamsidir.
I'm going to eat this...
Artık yiyebilirim.
Do you really need to eat in this right now?
Böyle daracık yerde yemek yenir mi? Kolumu bile oynatamıyorum.
I started feeding him with this eyedropper of milk. "Eat little bird, eat little bird." And eat he did.
Ben de onu ılık süt dolu göz damlası pompasıyla beslemiştim, "iç küçük kuş", "iç küçük kuş."
♪ don't stop I eat this now.
Bu sefer yiyeceğim.
We'll have to eat and drink all of this all by ourselves.
Bütün bunları kendimiz yiyip içiyoruz.
Usually, when I want to eat "Ahhh" I get this kind of blank face.
Bir şey yemek istediğimde ; "Ahhh" böyle bir ifade takınırım hemen.
this 8555
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534