This way traducir turco
60,621 traducción paralela
The trail continues this way.
İzler bu tarafa gidiyor.
Let me put it this way. I've been on three different shows,
Şöyle ifade edeyim, üç farklı dizideydim,
Yeah, I got to say, it is, like, so refreshing to be able to talk to you this way.
Şunu söylemeliyim ki, seninle bu şekilde konuşabilmek çok ufuk açıcı oldu.
I think you're just feeling this way because you guys have been cooped up in this house together.
Bence böyle hissetmenin nedeni bu eve kapanmış olmanız.
Think about it this way...
- Şöyle düşün.
- This way, this way.
- Buradan, buradan.
Gonna try it this way now.
Şimdi de bu tarafa döneceğim.
I prefer it this way, face to face.
Yüz yüze olmasını tercih ederim.
I do it this way, my enemies will target the hood, not the ones I care for.
Benim tarzım bu. Düşmanlarım kostümü hedef alacak, değer verdiklerimi değil.
We'll see if there's an exit further down this way.
Buradan çıkış varsa görmüş olacağız.
This way. This way.
Bu taraftan, bu taraftan.
Oh, he wasn't born this way.
O böyle doğmuş. Değiştirilmiş.
So... Make sure we didn't come all this way for nothing'.
Böylece bu kadar şeyi bir hiç uğruna yapmış olmayalım.
He wasn't born this way.
O böyle doğmuş.
I need to focus, and that means getting you out of harm's way, and despite my better instincts, when this is all over, I will come back for you.
Odaklanmam gerek ve bu sizi tehlikeden kurtarmak demek. Ayrıca içgüdülerime rağmen bu iş bitince senin için döneceğim.
This is way too many antennas for a remote trigger.
Uzaktan patlatma mekanizması için çok fazla anten var.
I can't believe him, but either way, Adrian Chase is not getting off this island.
Ona inanamam. İki türlü de Adrian Chase adayı terk etmeyecek.
Now who's gonna pay for this dining terrace food, by the way?
Yemek terasında yiyeceklerimizi kim ödeyecek zaten?
This is gonna be such an awesome way to watch Witchita tomorrow, you know?
Yarın Witchita'yı burada izlemek harika olacak.
Yeah. You know him, is there any way I can get through this?
Onu tanıyorsun, bundan sıyrılmamın bir yolu var mı?
Well, perhaps if this wasn't an accreditation year, we could look the other way, but... we've discussed it, and we feel we need to get ahead of things, and show the board of education that we are taking the appropriate action.
Bu yıl belki de, akreditasyon yılı olmasaydı, olaya başka türlü bakabilirdik ama bu konuyu tartıştık ve ilerlememiz gerektiğini düşünüyoruz ve eğitim kuruluna da uygun eylemi yaptığımızı göstermek istiyoruz.
I thought we were doing this my way.
Dediğim gibi yapıyoruz sanıyordum!
Um, shouldn't we let the team handle this, considering you're the- - there's really no delicate way to put this- - the SCPD's most wanted?
- Bunu ekip halletse olmaz mı yani durumun ortada... Bunu uygun bir dille nasıl desem... SCPD'nin en çok aranan listesinde olduğunu düşününce yani?
And if this impeachment proceeding goes the way that I think it will, not for long.
Bu suçlama süreci düşündüğüm gibi devam ederse, o da çok uzun sürmeyecek.
I guess we'll have to find another way to handle this then.
Bunu farklı şekilde ele almamız gerekecek sanırım.
Are you sure this is the way?
Doğru yol olduğundan emin misin?
I've just been at this so long, I don't know which way is up.
O kadar uzun zaman oldu ki ne yapacağımı şaşırdım.
What he's doing, this whole setup, is him trying to convince me that our father was the same way.
Yaptığı şey, tüm bu kurmaca babamızın da bir katil olduğuna beni ikna etmek.
And this is way before I put on that hockey mask and started throwing down with human scum.
Hokey maskesi takıp pisliklerle mücadele etmeden önceydi bu.
There's no way he got out to do this.
- Bunu yapmasına imkan yok.
Ok, Chase has worked with evil Laurel before, but she's currently locked up at Argus, and there is no way that Evelyn is doing this all by herself.
Pekala, Chase daha önce kötü Laurel'le çalışmıştı ama o şu an Argus'ta kilit altında. - Evelyn'in de bunu tek başına yapmasına imkan yok.
This is--this is the only way to make sure... That I d--I don't infect everyone that I love.
Sevdiğim herkesi hasta etmediğimden emin olmanın tek yolu bu.
This could be the way out.
Bu bir çıkış yolu olabilir.
We can get out this way.
Buradan çıkabiliriz.
There's no way I could've done this.
Bunu ben yapmış olamam.
This is way worse.
Ama bu daha kötü.
We will figure this out. So we're stuck inside the city along with them now, but have no way of finding him...
Onlarla beraber şehirde kısıtlı kaldık ama onları nasıl bulacağımızı bilmiyoruz.
Is there any way you could swap weekends with Melanie so Becca could go there this weekend?
Hafta sonunu Melanie ile değişmeniz mümkün mü? Becca bu hafta sonu orada kalabilir mi?
But... this is the simplest way.
En kolay yol bu.
And you're now trying to imply that I have some kind of violent past, and that therefore, I must be connected in some way to this unfortunate man's tragic death.
Siz de sanki geçmişimde suç işlemişim imasında bulunuyorsunuz. Böylece beni bir şekilde bu talihsiz adamın ölümüne bağlayacaksınız.
There's no way this goes anywhere but war.
Bu olayın savaştan başka yöne gitmesi mümkün değil.
No way we could hide this much activity forever.
Bu kadar faaliyeti sonsuza kadar saklayamazdık.
- There's no way that I'm going along with this.
- Bunu kabul etmemin imkânı yok.
Is this your messed up way of telling me you're sorry?
Bu üzgün olduğunuzu söylemenin berbat yoludur mu?
The way I see it, there's only three kinds of people in this world, bad ones, ones you follow, and ones you need to protect.
Görüyorum ki, sadece üç çeşit var Bu dünyadaki insanların, Kötü olanları, takip ettiğinizleri ve korumanız gerekenleri içerir.
If she knows a way to stop this...
Bunu, bu bombayı durdurmanın bir yolunu biliyorsa,
She's in this cycle where she only sees things one way.
Her şeyi tek açıdan gördüğü bir döngüde.
So, as a way of connecting more truthfully, we have this little ritual.
Daha dürüstçe bağ kurmak için ufak bir ritüelimiz var.
Making this music, finding some way to sell it.
Bu müziği yapmak ve onu pazarlamanın yolunu bulmak için.
There's no good way to say this so I'll put it plain.
Bunu söylemek için iyi bir yol yok, o yüzden bunu açıkça söyleyeceğim.
This times that equals you're a cunt, divided by the only way I'm going to get what I need is if you give it to me, equals the only way you're going to give it to me
Bu sefer sen bir kancığa eşitsin. Bölü, istediğim şeyi alabilmenin tek yolu kendi isteğinle bana vermen Eşittir, kendi rızanla bana vermenin tek yolu da ihtiyacının kalmamasıdır.
this way please 71
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way mirror 27
way trip 38
way back 82
way tie 16
way out 21
wayward pines 19
way better 36
way too long 22
way down 31
way mirror 27
way trip 38
way back 82
way tie 16
way out 21
wayward pines 19
way i see it 33
way street 165
this is 5015
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
way street 165
this is 5015
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is the guy 68
this is for you 917
this is not good 352
this time 1599
this is a bad idea 175
this morning 1627
this is good 1083
this isn't going to work 72
this isn't 241
this is serious 534
this is for you 917
this is not good 352
this time 1599
this is a bad idea 175
this morning 1627
this is good 1083
this isn't going to work 72
this isn't 241
this is serious 534