Everyone's fine traducir turco
146 traducción paralela
No, everyone's fine?
Gerek yok, herkes iyi mi?
- Everyone's fine :
Herkes çok iyi.
Everyone's fine.
Ya, evet. Hepsi iyiler.
- Everyone's fine.
- Herkes iyi.
Everyone's waiting... for you to go back on stage I should head back I'm fine
iyiyim!
Nobody's fine and everyone needs a drink. Champagne, scotch?
Kimse iyi değil ve herkesin bir içkiye ihtiyacı var.
Let's just put it down to the fact that I'm a bad neighbor, all right? That... as soon as they understand that, everyone will get along fine.
Benim kötü bir komşu olduğumu varsayalım ve bu konuyu kapatalım.
Everyone's going to be just fine.
Herkes iyi olacak işte.
Everyone, it's gonna be fine, if we all just stay calm, OK?
Herkes, iyi olacak, eğer biz sakin olursak, OK?
Everyone's gonna be just fine, as long as I've got enough beers.
Herkes iyi olacak, yeterince biram olduğu müddetçe.
Everyone's fine
Herkes iyi.
Everyone's fine here.
Burada herkes iyi.
Good, no, everyone's fine.
İyi, herkes memnun demek.
Yeah, you know, I'm sorry to disappoint everyone's expectations, but I'm fine.
Evet, herkesin beklentisini yıktığım için üzgünüm, ama iyiyim.
Yeah, everyone's fine.
Evet, herkes sapasağlam.
We're going to be voting next week on some changes in baseketball's rules. I want to tell everyone you're with us. - Why it's fine the way it is.
Haftaya beysketboldaki bazı kuralların değiştirilmesi oylanacak, sizin de onaylayacağınızı söylemek istiyorum.
A dangerous mission- - fine, I'll acknowledge that- - but isn't it more likely to succeed with everyone behind you, working together?
Tehlikeli bir görev- - güzel, iftraf ediyorum- -... ama hep beraber çalışılırsa daha başarılı olacağı muhtemel değil mi?
Well, everyone's been very kind, but, really I'm fine. - I'll do that.
Herkes çok nazik fakat gerçekten ben iyiyim.
Everyone tells me it's been fine and dry here for a fortnight.
Herkes havanın on beş gündür kuru ve güzel olduğunu söylüyor.
It's fine to bless a mill, everyone does it.
Değirmeni kutsamak iyidir. Herkes yapıyor.
Everything is fine, everyone's comfortable :
Her şey güzel ve rahat.
So everyone's fine with all of this?
Demek kimse bundan rahatsız olmuyor, öyle mi?
Everyone. First, I want to welcome you... to the first annual and probably never to be held again... as Sookie's close to a nervous breakdown, Bracebridge dinner. I'm fine.
Bu yıl ilkini düzenlediğimiz ve Sookie sinir krizi geçirmek üzere..... olduğu için muhtemelen bir daha düzenleyemeyeceğimiz Bracebridge Yemeği'ne hoş geldiniz
Everyone's fine.
Herkes iyi.
Well, she's a hostess, and she's incredibly confident, and she's going to give a party, and maybe because she's confident, everyone thinks she's fine... but she isn't.
O inanılmaz derecede kendine güvenen biri. Bir parti veriyor. Belki de kendine güvendiği için herkes onun iyi olduğunu düşünüyor.
Everyone's fine with Eric.
Herkes Eric'i sevdi.
Everyone's fine, the inn's still standing, we're into phase two.
Her şey yolunda. Otel yerinde duruyor. 2. aşamadayız.
Everyone's fine in rehearsals.
Provalarda herkes iyidir.
Bitsy Von Muffling had recently married cabaret singer Bobby Fine... known to everyone, but Bitsy, as the gayest gay man alive.
Bitsy Von Muffling geçenlerde kabare şarkıcısı Bobby Fine'la evlendi herkesin Bitsy olarak tanıdığı en eşcinsel erkekle.
Well, except for a few broken bones, some internal hemorrhaging... And a partially barfed up heart, everyone appears fine.
Birkaç kırık kemik, biraz iç kanama ve kısmen tekleyen kalp dışında, kimsenin bir şeyi yok.
Where everyone's fine, and happy, and in love.
Herkesin iyi, mutlu ve sevgi dolu olduğu...
One minute I feel like everyone's after me, and then the next minute I feel fine.
Herkes beni takip ediyor gibi Bir dakika l hissediyorum, ve sonra bir sonraki dakika l iyi hissediyorum.
Oh, I'm fine, just... everyone around here's so perfect-lookin', that's all.
Burada herkes pek fiyakalı...
That's all right, Jesse. Everyone, I'm fine with it.
Sorun değil Jesse, alınmadım.
Well, it's a beautiful girl, name to come, and Sookie's fine, Jackson's fine, everyone's fine.
Çok güzel küçük bir kız. Adı belli değil. Sookie iyi, Jackson iyi.
So you're saying that guy is manipulating everyone? but we're not doing this because we want to. that's just fine with me!
Bu kişinin herkesi kontrol ettiğini mi söylüyorsun? fakat bunu istediğimiz için yapmıyoruz. benim için hiçbir sorun yok!
It seems to me that when I was in cahoots with him, everyone thought that I was a villain, and now you're in cahoots with him, and that's perfectly fine.
Ben onunla işbirliği yaptığımda herkes benim kötü olduğumu düşünmüştü. Şimdi birden siz işbirliği yapıyorsunuz. Ve bu gayet normal oluyor.
My dad could go on the television and just tell everyone it's not true, and then it'd be fine.
Babam televizyona çıkıp herkese bunun doğru olmadığını söyleyebilir ve her şey yoluna girer.
Well, we'll all get together soon and everyone will be in one place and we'll know what's going on. It'll be fine.
Birazdan toplanırız, herkes bir yerde olur neler olup bittiğini öğreniriz.
Everyone's fine, OK?
Herkes iyi. Tamam mı?
Everyone's going to be fine in exactly what they're wearing!
Şimdiki kıyafetlerinizle çıkın. Birşey olmaz.
it's fine.It's fine.Everyone can stop looking.
Bir şey yok. Bir şey yok. Herkes bakmayı kessin.
SO HE'S WITH DAN AND SERENA, AND EVERYONE'S FINE.
Şu an Dan ve Serena ile beraber, ve herkez iyi.
Everyone knows there's a fine line between love and. stalking.
Aşk ve sarmaşıklığın arasında ince bir çizgi olduğunu herkes bilir.
Which is fine since everyone's hearing about it.
Herkes öğrenene kadar böylesi daha iyi.
Everyone's fine.
- Herkes iyi.
Joshua's fine, everyone's fine.
Joshua iyi, herkes iyi.
Everyone's gonna be fine in exactly what they're wearing!
Şimdiki kıyafetlerinizle çıkın.
I mean, everyone else is having sex with more than one person in this movie all of a sudden, so I think it's, you know, not fair if I'm only fucking you. - See, she's fine...
- Bak, ona uyarmış...
They're okay? Juliet - Everyone's fine -
- Hepsi iyi mi?
I mean, she's creepy and she's strange and she beat up your sister, yet everyone's apparently fine with it.
Yani o ürkütücü ve tuhaf. Kız kardeşine saldırdı ama kimse buna aldırmıyor.
fine 29309
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23