English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Everyone else

Everyone else traducir turco

6,256 traducción paralela
Everyone else was using it, and the more they used it, the more they focused, and the more they focused, the more their wishes came true.
Bunu kullanan herkes, daha fazla kullanmaya başlıyor, daha fazla kitleniyor, ve daha fazla kitlendikçe, daha fazla dilekleri gerçek oluyor.
You'll keep growing.. .. from superstar to super duper star..... to super super duper star... while everyone else remain ads?
Sen muhteşem bir süper star süper duper star süper süper duper star olmak istiyorsun.
- Everyone else okay?
- Herkes iyi mi? - Evet.
Everyone else does.
Herkes vergisini ödüyor.
Everyone else does.
Herkes ödüyor.
If you leave, everyone else will leave.
Sen gidersen herkes gider.
And everyone else also have improved tremendously!
Ayrıca herkes inanılmaz derecede gelişme kaydetti.
... when they'll put their own lives before yours and everyone else's and they will destroy everything you have here, everything you're working so hard to build.
... kendi hayatlarını sizin ve diğerlerininkinin önüne koyup burada sahip olduğunuz ve kurmak için büyük çabalar gösterdiğiniz her şeyi mahvedecekler.
Just like everyone else has done her entire life?
Bu zamana kadar herkesin ona yaptığı gibi.
The downside to being strong for everyone else is that you never get a moment for yourself.
Herkes için güçlü olmanın kötü yanı kendine hiç vakit ayıramaman.
So did everyone else.
Herkes bakıyor zaten.
Are you going to work now like everyone else except for me?
İşe mi gideceksin, benim dışımdaki herkes gibi?
But as everyone else, they still dreamed about making it big, about accomplishing something. And also about the smaller things.
Ama her şeye rağmen başlarını dik tuttular ve hedeflerini küçültmediler.
Everyone else eventually finds their way underground.
Kalan herkes bir şekilde kendini yer altında buluyor.
He assured me that we're at the top of his list, and everyone else at this point is just a looky-loo.
Şu anda listesinde en üst sıradayız. Geri kalan herkes bakıcı.
Finally, I was starting to believe, like everyone else, that! Had to get out.
Sonunda ben de herkes gibi ondan kurtulmam gerektiğine inanmaya başlamıştım.
But you saw Scott how everyone else does...
Ama, sen de Scott'ı herkes nasıl gördüyse öyle gördün.
Well, you'll watch and so will everyone else.
Evet, sen ve diğer herkes izleyecek.
But don't you think it's everyone else's thing?
Herkesin olayının bu olduğunu düşünmüyor musun?
I mean, what makes you think you're so much better than everyone else?
Söylesene, seni diğerlerinden üstün kılan şey ne?
You need to stand up and be a man, like everyone else in your family of heroes.
Kahramanların ailesinden biri gibi bir adam olmaya ve ayağa kalkmaya ihtiyacın var.
- Like everyone else.
- Diğer herkese.
Borne aloft on wings of your own making, and yet when you fell... it was everyone else who died.
Kendi kanatlarınla doğdun lakin sen düştüğün vakit ölen başkaları oluyor.
You need to make an appointment like everyone else.
Diğer herkes gibi randevu alman gerekiyor.
I am not everyone else.
Ben herkes değilim.
I mean, I like the brown, but everyone else seems to like the blue.
Yani, ben kahverengiyi beğendim, ama herkes mavi olsun diyor.
Make sure Shaw doesn't leave with everyone else.
Herkes binadan çıksın, Shaw hariç.
Everyone else looks at pictures of their wedding and the story is always the same.
Herkes düğün fotoğraflarına bakar ve herkes aynı hikayeleri anlatır.
Why can't she, and everyone else, just understand that, yes, you were my first love...
Neden Sue ve diğer herkes bunu anlayamıyor, yani evet ilk aşkımdın...
As far as everyone else knows, the girls remain 100 % pure.
Diğer herkesin bildiği, kızların 100 % saf olduğu.
You're just like everyone else.
Sen de diğerleri gibisin.
They can see the pain in your eyes even when you're fooling everyone else.
Sen diğer herkesi kandırsan bile, gözlerindeki acıyı görebilirler.
Almost everyone else around here looks at me like I have terminal cancer and can somehow spread it through my wheelchair, but Tina doesn't look at the chair.
Neredeyse herkes bana bakıyor sanki ölümcül bir kanserim varmış gibi ve tekerleklerimden bunu yayacakmışım gibi ama Tina sandalyeye bakmıyor.
You and everyone else are gonna have plenty of opportunities for a solo ; we'll all take turns.
Sen ve kalan herkesin de solo için bol bol fırsatı olacak ; her şey sırayla.
Okay, everyone else betrayed you, Sue.
Pekala, diğer herkes sana ihanet etti, Sue.
I'm the one that's supposed to be tougher than everyone else.
Benim herkesden fazla sağlam olmam gerek.
JUST BLAME EVERYONE ELSE.
Önüne geleni suçluyorsun.
Everyone else in coats, but Elron's in a t-shirt, makin'muscles.
Herkes paltolarını giymişti ama Elron tişört giymiş, kaslarını sergiliyordu.
Everyone else, go back to sleep.
Geri kalanlar yatsın.
I guess it must be tough to spend a thousand years being the shoulder everyone else leans on.
Sanıyorum ki bin yıl boyunca herkesin başını dayadığı bir omuz olmak zor olsa gerek.
It's just that he is a very angry young man who goes around blaming everyone else for the unhappiness in his life.
Tek sorun hayatındaki mutsuzluk için önüne geleni suçlayan öfkeli bir genç olması.
! Because today is just about everyone else!
- Çünkü bugün benden başka herkesle ilgili.
Oh, that's for everyone else.
O başkaları için geçerli.
How can you get carried away when you're always so busy carrying everyone else?
Herkese ilgilenmekle bu kadar meşgulken... nasıl kendini hayallere kaptırabilirsin ki?
Then we'll use him to take down everyone else.
Daha sonra, kalanları halletmek için onu kullanacağız.
You take care of everyone else.
Sen herkesle başka herkesle ilgilen.
We'll make our pile like everyone else and go home.
Herkes gibi paraları kazanıp eve gideceğiz.
We'll make our pile like everyone else and go home.
- Herkes gibi paraları kazanıp eve gideceğiz.
Scotty's not gonna help you, he's as scared of Blackway as everyone else is.
Scotty sana yardım değil, o var. Blackway olarak korkmuş herkes olduğu gibi.
I can't see, not like everyone else, but I can feel.
Herkes gibi göremiyorum belki ama, hissedebiliyorum.
I turned my back on everyone I know, including my own brother, because you told me there was nobody else I could trust.
Tanıdığım herkese sırt çevirdim, ağabeyim dahil. Çünkü bana güvenebileceğim başka kimsenin olmadığını söylemiştin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]