Everything is in place traducir turco
156 traducción paralela
Everything is in place.
Her şey yerli yerinde.
Everything is in place for the ceremony to begin.
Törenin başlaması için her şey hazırlanmış durumda.
Everything is in place, sir.
Her şey hazır efendim.
Hello. Everything is in place.
Her şey yerinde.
Everything is in place.
Herkes bu oyundaki yerini aldı.
Everything is in place
Her şey yolunda.
It would appear that everything is in place.
Her şey çok iyi hazırlanmış bence.
Now everything is in place.
Şimdi her şey yerli yerinde.
Everything is in place, perfectly...
Her şey derli toplu, yerli yerinde...
- Everything is in place, sir.
- Her şey yerinde efendim.
I won't be there but everything is in place.
Orda olmayacağım ama her şey yerinde olacak
So everything is in place.
Her şey yerinde.
Everything is in place.
Her şey hazır.
Everything is in place now.
Şimdi her şey hazır.
Everything is upside down topsy turvy nothing in its place.
Herşey her yerde hiç birşey yerinde değil.
A land where there is a wish for Siam to take her place in the modern world, but where everything still remains according to the wishes of the king!
Ortada, modern dünyada yer alması istenen bir Siyam ülkesi var ama orada her şey hala kralın istediği gibi oluyor!
This is our place, and everything in it.
Burası ve içindeki her şey bizim.
I come home, everything is in its place.
Eve döndüğümde her şeyi yerli yerinde buluyorum.
Abe, no gorilla is to be dismissed until everything is back in its place.
Abe, herşey tamamlanıncaya kadar, hiçbir Gorili buradan kovamazsın.
Everything they do is to keep us in our place.
Herşeyi, bizi olduğumuz yerde tutmak için yapıyorlar.
The truth is she created a world around us that we existed in, where everything had its place, where there was always a kind of harmony.
Doğruyu söylemek gerekirse..... etrafında bizim içinde var olduğumuz bir dünya yaratmıştı. Her şeyin belirli bir yeri olduğu ve bir tür harmoni içinde bir dünya.
Mother has fallen in with everything beautifully, and the happy event is to take place tomorrow afternoon.
Annem tüm işlerle güzelce ilgilendi,... ve bu mutlu etkinlik yarın öğleden sonra gerçekleşecekti.
Everything in that place is fucking smashed.
Oradaki her şey altüst olmuş durumda.
In this place, where time stands still, it seems that everything is moving, including me.
Zamanın hiç akmadığı bu yerde, her şey hareket halinde sanki. Buna ben de dâhilim.
Is everything in place?
Her şey hazır mı?
- Is everything in place?
- Her şey yolunda mı?
Meanwhile, everything and everyone else is in place.
Bu arada, herkes ve herşey hazır bekleyecek.
Is everything in place?
Her şey yerleştirildi mi?
And the thing that helps me deal with it is having a place that hasn't changed like everything else in my life.
Ve bununIa baş etmemi sağIayan şey... ... hayatım gibi değişime uğramamış bir yerin oIması.
Once the "King Cannon" is completed, everything will be in place.
Kral Top tamamlandığı zaman, her şey hazır olacak.
Everything in this place is a lie.
Burdaki her şey yalan.
First off, I bet my neck everything in this place is hot.
Öncelikle, bahse varım buradaki her şey yenidir.
Practically everything I own is in a slightly different place than when I saw it last.
Her şeyin yeri değişmiş.
If all you ever hear is that you're gorgeous, you can let everything else fall away, and it can leave you in a very dangerous place.
Ama sadece muhteşem olduğun söylenirse her şeyi boş verirsin ve çok tehlikeli bir yerde kalırsın.
Maybe everything is in its place.
"Belki de herşey yerine oturuyordur."
They obviously knew they were going to come to a safe place, and one of the keys that tells you it's going to happen is when one of the team pokes its head out of the water in order to make sure that everything is safe on the bank.
Güvenli bir yerde sahile çıkacaklarını biliyorlardı. Bunun olacağını gösteren önemli noktalardan biri ekipten bir yunusun kafasını sudan çıkararak kıyının güvenli olduğunu kontrol etmesidir.
Well, 99 % of everything done in the world, good or bad, is done to pay a mortgage, so perhaps the world would be a better place if everyone rented.
Dünyada, iyi veya kötü, yapılan şeylerin % 99'u ev taksiti ödemek içindir, o yüzden eğer herkes kirada otursa dünya belki daha iyi bir yer olur.
Everything is in its place.
Her şey yerli yerinde.
So, everything is in one particular place.
Yani, her şey sadece bir yerde.
And you're in a peaceful place... and everything is ok.
Huzurlu bir yerdesin ve her şey yolunda.
Everything in this place is crap.
- Keşke öldürseydim. Ekipman berbat, öğrenciler yetersiz, stajyerler bir dosyayı dolduramıyor, doktorlar da hastalarını hiç önemsemiyor. Buradaki her şey kötü.
Ugh, okay - - this place is very tastefully decorated and everything, but would it kill them to put a minibar in here?
Tamam, burası çok zevkli dekore edilmiş falan ama bir minibar koysalar ölürler miymiş?
- This is the right year, and we, re in the right place. - But everything's different.
- Burasi dogru zaman ve dogru yer.
So, they must know everything is in motion... and the particles within everything are never in one place,... therefore if it's never in one place,... it never is, is it?
Öyleyse, her şeyin hareket halinde olduğunu biliyor olmalılar. Ve her şeyin içindeki parçacıkların asla aynı yerde olmadıklarını da. Bu nedenle, eğer sabit bir yerde değilse, değildir değil mi?
Everything has it's place and everything is in it's place.
Her şeyin bir yeri vardır, ve her şey yerli yerindedir.
- Now everything is back in its place.
- Şimdi her şey eski yerinde.
Beautifully appointed, everything is in its place.
Güzel bir şekilde döşenmiş, her şey yerli yerinde.
Would have been pretty loud, but everything is in a place like this.
Çok gürültü çıkarmış olmalı, ama... böyle bir yerde, her şey öyledir.
The calm everything is sowing into place for the first time in my life
Sakinliği. Hayatımda ilk kez her şey yerli yerine oturuyor.
What if everything I've learned in my career, everything I've been through, is meant to bring me to this exact place in time? This kid, this case.
Ya iş hayatımda öğrendiğimi her şey bu çocuk için, dava için beni tam da bu noktaya getiren kaderin bir oyunuysa?
The whole entire place and everything in it.... is black.
- Ne yapıyorsun? - Sırtım beni öldürecek.
everything is fine 327
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24