English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Feels great

Feels great traducir turco

416 traducción paralela
My mom says she feels great when feeding me delicious food. I feel great when I do the same for you.
Annem beni iyi beslediğinde çok mutlu olurmuş, ben de senin için aynısını yapınca çok mutlu oluyorum.
Swimming alone out here is scary, but it feels great.
Burada yalnız yüzmek biraz ürkütücü olsa da çok hoşuma gidiyor.
It feels great!
Çok güzel!
If feels great.
Çok güzel oluyor.
It feels great!
Harika bir duygu!
The sun is shining and my arm feels great.
Güneş parlıyor ve kolumu harika hissediyorum.
That feels great.
Harika bir duygu.
- Feels great.
- Harika bir duygu.
Oh, that feels great.
Oh. Harika hissettiriyor.
He took a walk, he feels great.
Biraz yürüdü ve açıldı.
That feels great.
Çok mükemmel.
It feels great...
Harika hissettiriyor...
- That feels great.
- Bu harika bir duygu.
It feels great.
Harika görünüyor.
Hey, man, this feels great!
Hey dostum, bu mükemmel bir şey!
My body feels great.
Kendimi çok iyi hissediyorum.
It feels great.
Harika.
Man, freedom feels great!
Özgürlük muhteşem bir şey!
This feels great!
Su harika!
- Feels great.
- Harika.
Feels great.
Harika bir duygu.
It feels great to be in a real house with real people.
Gerçek insanların olduğu evde olmak, gerçekten iyi hissettirdi.
OOH, THAT FEELS GREAT.
Harika hissettiriyor.
- Yeah, feels great.
- Evet, harika bir duygu.
Oh, this feels great, really.
Gerçekten harika hissettiriyor.
That feels great.
Çok iyi geldi.
- Feels great. It's all cotton.
- Harika bir duygu pamuklu.
It feels great to be a good guy!
İyi biri olmak harika
It Feels Great.
Tek kelime ile harika.
Wow, this feels great!
Vay canına bu iyi geldi!
And you got to make believe it feels great,
Ve sanki bu çok iyi hissettiriyor gibi yapmak zorunda kalırsınız.
Because it feels great.
Çünkü harika hissettiriyor.
- It feels great, but...
Harika, ama -
It feels great...!
Muhteşem.
- It feels great!
- Müthiş bir his!
Nice chair. My back feels great.
Sırtıma çok iyi geldi.
Well, I don't officially hold it for two days, but... at the risk of being premature, it feels great!
Aslında 2 gündür resmen tutmuyorum ama... erken olmanın riski, harika hissettiriyor.
"Yes, for only now do I realise how it feels to have brought great misery upon a loved one."
Evet, sevdiğin insanları bu derece üzmenin nasıl bir şey olduğunu şimdi anlıyorum.
It feels like you should go on throwing them, to a great catcher.
Bunu anlamak için kendinizi büyük bir tutucuya doğru fırlatmalısınız.
Little Cecile feels like having a great big drink.
Küçük Cecile kocaman bir bardak içki içecekmiş gibi hissediyor.
That feels just great.
İyi oldu!
I know this is a great imposition, but may I just ask how it feels...
Bunun çok büyük bir zahmet olduğunu biliyorum, ama nasıl hissettirdiğini sorsam...
It feels like.... Great.
Muhteşem.... hissetmemi sağlıyor.
Today it feels so great right here, you know?
Biliyor musun, bugün burada yaşananlar muhteşem!
Everybody feels you're great.
Herkes senin harika olduğunu düşünüyor.
Ah, feels great!
Pek nefis.
Feels great!
- Evet, çok iyi hissediyorum.
Feels really great, let me tell you, Sonny.
- Gerçekten güzel bir his, Sonny. - Gina!
It feels fucking great, especially...
Bayılıyorum hatta, özellikle...
It really feels great.
- Evet çok iyi.
In every great while, Paris plays host to a glittering evening so filled with charm and fantasy, it feels like you've just walked right to the other side of the looking glass.
Zaman zaman Paris, büyü ve fantezi ile dolu pırıl pırıl bir geceye ev sahipliği yapar. Sanki camın diğer tarafına geçmişsiniz gibi bir his bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]