English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / For a second

For a second traducir turco

11,069 traducción paralela
- No, it just hurt for a second.
- Hayır, az bir şey acıdı sadece.
- Vera, can you come here for a second?
- Vera, biraz buraya gelebilir misin?
So I'm just gonna get out, get a little air for a second.
Biraz dışarı çıkıp hava alacağım.
Hey, could you put your daddy back on the phone for a second?
Hey, babanı geri koyar mısın? Bir saniyeliğine telefonda mı?
There it is. Just sit there for a second while I go speak to your mother.
Ben annenle konuşurken burada otur.
- I gotta go for a second baby.
Bana birkaç saniye müsaade et bebeğim.
Never doubt it for a second.
Bir saniye bile şüphe etmedim
If we hit Pause for a second and consider without emotion...
Siktir git Bryan Bi saniye durup Duyguları bir kenara alıp düşünürsek
It's gonna hurt like a bitch, but just stay calm for a second, okay?
Bu olacak, bir orospu gibi yaralandı ama sadece tamam bir saniye sakin?
They literally have a seizure if you take their phone away for a second.
Telefonlarını bir saniye alırsan ciddi anlamda kriz geçirirler.
Just please, please stop for a second.
- Lütfen bir saniyeliğine dur.
- Can you stop for a second, please?
Bir saniye durur musun lütfen? Bu da gidiyor.
I thought you were me for a second.
Bir saniye için senin ben olduğumu düşünmüştüm.
Hey, guys, stand clear for a second.
Beyler, bir saniye boşaltın.
Can we sit down for a second?
Biraz oturabilir miyiz?
For a second, I'm not sure you're gonna save me.
Bir an için beni kurtaracağından emin olamadım.
Shut up for a second, okay!
Biraz sus, tamam mı!
- Stop yelling for a second.
- Bir saniye kes şu bağırmayı.
Stop yelling for a second.
Kes şu bağırmayı bir saniye!
So, we were cooking and... we were joking around and... she stopped for a second.
Yani, biz pişirme ve... Şaka yapıyorduk ve... Bir saniye durdu.
I was hoping I could just have a word with you for a second.
Bir saniyeliğine sana bir şey söylemeyi umuyordum.
- I just wanted to talk to her for a second.
Sadece biraz onunla konuşmak istemiştim.
- What do you mean, you can't do this now? Look I just want to talk to my daughter for a second.
Bak, sadece kızımla birkaç saniye konuşmak istiyorum.
You had me worried there for a second.
Bir an senin için endişelendim.
Stop for a second. Stop for a second.
Bir saniye dur.
I'm gonna go talk to Cash for a second.
Cash'le konuşmaya gidiyorum.
You know, it's just that for a second you're gonna kill me.
Yani bir an beni öldüreceğini sandım.
Goodwin, hang in there for a second.
Goodwin, bir saniye burada bekle.
So, since I have you for a second, you told me to remind you exactly a year ago today that it's been three years since my last pay increase.
Hazır seni bir saniyeliğine yakalamışken tam bir yıl önce bugün son zammımın üzerinden üç yıl geçtiğini hatırlatmamı istemiştin.
Can we talk about this for a second?
Bir saniyeliğine bunu konuşabilir miyiz?
I'm gonna tea it out, just for a second.
- Çay içeceğim. Bir saniye.
For a second I didn't know who I was or where I was.
Bir saniyeliğine kim ve nerede olduğumu bilmiyordum.
Dave, buddy, let me talk to you for a second, okay? Listen.
Dave, gel biraz seninle laflayalım.
Just for a second.
Bir saniyeliğine.
Just stop for a second, listen to me.
Bir saniye dur ve beni dinle.
Stop for a second.
Biraz bekleyin.
Well, I gotta go inside for a second, but I'll see you soon.
Tamam, biraz içeriye gitmem lazım, sonra görüşürüz tamam mı?
Now, I want you to listen to me for a second here.
Şimdi, biraz beni dinlemeni istiyorum.
Just go for a second, i need to talk to him.
Biraz müsade et, Onla konuşmam gerek.
Don't you dare for a second insinuate that I had...
- İmâ etmeye çalışma...
Alright, let's relax for a second.
Tamam biraz dinlenelim.
Could you stop reading my mind for a second?
Bir süreliğine zihnimi okumayı bırakır mısın?
Hey. Hold on for a second, man.
Bir saniye bekle, dostum.
I didn't mean to push you. I just lost it for a second.
sadece kısaca benimle gitti.
Can I talk to you for a second?
Seninle biraz konuşabilir miyim?
Let me talk to you for a second!
Bir saniye konuşalım!
Caleb, can you get out of your head for a second?
- Konudan sapmasan olur mu Caleb?
I think we should just stop for a second and make a plan.
Bence biraz durup bir plan yapmalıyız.
Just let me think for a goddamn second, okay?
Bırak da, düşüneyim, kahrolası bir saniyeliğine, düşüneyim.
Tim, can I just have a word with you guys for one second, please?
Tim, iki saniye yalnız konuşabilir miyiz lütfen? - Tamam.
That's the second time this month Miss Pearl hit for a dollar.
Bayan Pearl bu ay ikinci defa bir dolarla para kazandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]