Game time traducir turco
1,253 traducción paralela
Game time is 7 : 05, and it's Cap Night.
Oyun saati 7 : 05, ve bedava Şapka gecesi olacak.
Game time Sunday is 7 : 05.
Maç saati Pazar 7 : 05.
Must be game time.
Maç başlıyor olmalı.
- All right, game time.
Pekala, oyun zamanı.
Halftime is game time.
Maç arası oyun zamanı.
Got two minutes to game time.
Oyunun başlamasına 2 dakika var.
Let's go. Game time.
Oyun zamanı.
Because Friday night, when it is game time, there you are.
Çünkü cuma akşamları, oyun zamanı geldiğinde, işte oradasın.
Game time.
Oyun zamanı.
The Red coach is calling a time-out trying to get her players out of the game.
Süvarilerin antrenörü mola istiyor oyuncularını oyunun dışına almaya çalışıyor.
Well, that explains some lingering questions that I had... about a game of post office we played one time.
Pekala, bu aklıma takılıp kalan soruları açıklıyor... hani bir kere oynadığımız postahane ofisi oyunu hakkındaki.
It's time to put your game face on, darlin'.
Sahneye çıkma sıran geldi, sevgilim.
It's time to play a game.
Bir oyun oynama vakti geldi.
Last year I designed a computer game called'Relativity'where contestants linked to each over the Internet do battle in a 3-D environment, using different time signatures.
Jerry ile birlikte "Relativity" ( Görecelilik ) adında bir bilgisayar oyunu tasarladık... internet üzerinden testlerini yapıyorduk... üç boyutlu bir ortamda, farklı zamanlarda birbirimizle savaşıyorduk.
Well, you've talked a good game, Benjamin but now it's time to deliver, isn't it?
Şey, güzel bir laf oyunu yaptın, Benjamin ama şimdi iş zamanı, değil mi?
Now it's time to play a good old game of hide-and-seek.
- Hadi bu olamaz
We doing this big time and this thing ain't no game, man.
İşimizi ciddiye alıyoruz. Bu oyun değil.
okay, crunch time. Seventh game of the World Series.
Tamam, Dünya serisinin 7.maçı.
I can win Runaway Bus every time but that's because it's a game.
Kaçak Otobüs'te her zaman kazanıyorum çünkü o bir oyun.
We spent some time setting out the rules of the game which was that one of us would be with her at all times until the murderer played his hand.
Görüşürüz. Kendi küllüğünü mü getirir? - Tabii.
LAST TIME, YOU DISTRACTED ME WITH STUFF THAT HAD NOTHING TO DO WITH THE GAME.
Geçen sefer dikkatimi dağıttığın şeyin maçla hiç bir alakası yoktu.
Jim and I went to school together, and, well, he injured me during a dodgeball game, even though I called a time out.
Jim ve ben aynı okuldaydık ve... yakar topta beni yaraladı. Mola istememe rağmen.
Did you see much ice time during the game?
Maç esnasında fazla buz gördünüz mü? Hayır.
Could it be done in time for the game?
Maçtan önce bu işi halledebilir miyiz?
Gave me time to improve my chess game.
Satrancımı geliştirmek için vakit buldum.
This is my first time hosting the poker game.
- Evet! - Elbette. Brian bu gece onu buraya getiriyor ve sanırım yanında da bir arkadaşı olacak.
Well, I think it's time we do a little big game hunting.
Sanırım büyük bir av başlatma zamanımız geldi.
It's game-over time for T-Bonz.
T-Bonz için oyun bitti.
One time, my dad felt so bad about missing my Little League game... that he made up for it by disappearing for nine years.
Bir keresinde Minikler Ligi'nde maç kaybettik diye babam çok üzülmüştü ve dokuz yıl ortada gözükmeyerek telafi etti.
we really don't want to play this game anymore Last time we did this I stepped on the owner
Koca memeli, küçük, fakir ve kör kız oldum koca memeli, küçük, fakir ve huzurlu kız oldum...
I gotta ask you. If every time Snotboogie would grab the money and run away... why'd you even let him in the game?
Bunu hakikatten sormam lazım eğer Snotboogie her seferinde parayı çalıp kaçıyorsa neden her seferinde oyuna katılmasına izin veriyordunuz?
- Got time for a quick game?
- Küçük bir oyun için zamanın var mı?
I do not have time to lose to play your little game and to discuss with you.
Senin oyununu oynamakla ilgilenmiyorum. Seninle tartışmak da ilgimi çekmiyor.
Nice to meet you. Okay, here we go now. The game is Bullshit, and you are just in time for the lightning round, my dear.
Ve sende yıldırım gibi... denk geldin.
It's a game to the artillery boys letting you know they can hit you when the time comes.
It's a game to the artillery boys letting you know they can hit you when the time comes.
- I was about to beat you for the first time, and you shut of the game!
İlk defa seni yenmek üzereydim sen de oyunu kapadın! - Hayır, yapmadım.
Okay, sports fans. It's time for a little game of...
pekala taraftarlar, küçük bir oyunun vakti geldi.
Time-out's over, baby. We're back in the game!
Mola bitti bebeğim, tekrar maça döndük.
How many time do you cost to play the game of change car
Daha uzun süre bu araba değiştirme oyununu oynayacak mısınız?
It'll take time. It's a long game. Don't they say that?
- Zaman alır böyle şeyler
Alvin, honey, turn that game off. Come on, time to eat.
Oyunu kapat ve sofraya gel Alvin.
Hey, it's time for the game, it's the semi-final.
Hey, simdi mac zamani, bu yari final.
So you're telling me Bauer's been playing a game with us all this time?
Yani, bunca zamandır Bauer'ın bizimle oyun oynadığını mı söylüyorsun?
Game time, Syd.
DIXON :
- So, what time does the game start?
- Maç kaçta başlıyor?
- I'm just gonna take it one game at a time.
- Her bir maçı tek tek ele alacağım.
It was his idea, take the game to the next level – I thought it was kind of cool at the time.
Oyunu bir sonraki seviyeye taşımak onun fikriydi.
Vayhue served time at Oswald and says he barely knew Brass, though they did play opposite each other in a prison basketball game.
Oswald'da hapis yatmış olan Vayhue, Brass'i çok az tanıdığını, hapishane maçlarında karşı takımda oynadığını söyledi.
But listen, this is the perfect time to get back in the game.
Ama dinle, oyuna geri dönmenin tam sırası.
One time he took me to a game and our seats were so high up.
Bir maça gitmiştik ve koltuklarımız çok yüksekti.
I'm playing their game this time.
Bu sefer onlar gibi oynayacağım.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18